İŞGAL VE KÜRSEL SİNSİLİK!..
Eklenme: 2/25/2022 12:00:00 AM

Soğuk savaş cephe savaşına döndü!. Putin Ukraynaya savaş açtı.. Önceki günden itibaren, taraflar arasına kan girdi!.. Füzeler, tanklar savaş uçakları bomba yağdırıyor.. Rusya ilerliyor, Ukrayna ise savunmada imdat çığlığıyla dünyaya sesleniyor.. Şu ana kadar kayıp çok! Bu gidişatın süreci, nereye varacak, hangi noktaya evirileceği belli değil.. Ama, faturası taraflar kadar, dünya ülkelerine de ağır olacaktır.. Nitekim, ekonomik dalgalanma işaretini verdi!..

***

Tabi Rusyanın işgale giden Ukrayna savaşında, ilk raundu kazanmış gibi!.. Özellikle de, NATO, ABD ve AB ile olan gerilimindeki birbirlerine yoklamada da; 1-0 önde görülen Rusya! Bu hamle domino taşı misali, Rusyanın kazanımlarını getirebilir mi?.. Özellikle Batıda, Beyaz Rusya ve Ukraynayı içine alan, doğuda ise Kazakistan ve özerkliği elinden alınmış Tataristan Cumhuriyeti ile tamamlanan bir sert çekirdek coğrafyası, çarlık döneminin ruhunu dirilttir mi?

***

Peki, Putin bu kadarıyla iktif edecek mi?.. Doğrusu hiç de öyle görünmüyor Gidişat bir sonraki adımın, güvenlik kurgulu olacağını gösteriyor! Ki Rusya, Doğu Avrupada konuşlandırılmış ve doğrudan kendini hedefleyen füze sistemlerinin teminatlı bir şekilde geri çekilmesini, yürütülecek diplomaside masaya koyacağı şimdiden konuşulmuyor değil?.. Nitekim, bir çok Uluslararası ilişkiler uzmanı, iki gündür dikkatleri bu alana çeviriyor.. Rusya, ister ABD ister AB patentli, kendisini direk hedef olacak, bir güvenlik yapısını istemiyor..

***

İşte bu strateji, Ukraynaya yönelik işgalde ikinci adım!.. Seyri, pataküte olacağı, pek gözükmüyor Ama farklılık arz edecek.. Malum, Ukrayna bir NATO mensubu değil. Ancak NATO üyeliği noktasında uzun bir zaman dilimidir; gayret ve arayış içerisindeydi. Hatta, yasalarını da, mevzuatlarını da, bu minvalde dizayn etmişti. Ama bu arzu doğrudan NATO-Rusya gerilimini tetikleyecek gibi gözükmüyor.. Eğer ki, Rusya karşıtı politikada yaptırımlardan bir adım daha öne geçirilirse, o zaman gerilim doğrudan NATO-Rusya kapışmasına evirilmesi mümkün olabilir?!

***

Bir çok uzmanın dışında, ben iki ihtimal üzerinde duruyorum Ya Batı dünyası ile Rusya arasındaki ihtilaflar sona erdirilip, soğuk savaş atmosferinden, kurtulurlar.. Ya da, ihtilaflar derinleşerek, mevcut durum sinir harbi misali devam eder Ama bu kesinlikle, NATO, ABD ve ABnin Rusya ile askeri bir hesaplaşmaya dönmeyecek Diyeceğim şu; Ukraynaya müdahalesinde Rusya cephesinde Putin ve Rus hakimiyeti noktasında pekişmiş, kaynaşmış, birlik güç oluşturduğunu görmek lazım.

***

Beri yanda!.. Ukraynanın düştüğü virane halden sorumlu olan, kışkırtan, provoke eden AB ve NATO, bir de ABD, tabi BM de hem kendi iç siyasetlerinde, hem de uluslararası ilişkilerde, hem de ülkelerin birbirleriyle olan bağlarında, ciddi ve kaygılı bir kopuşları içeren, dökülmeleri yol açtı... Halk deyimiyle, en çok tokatlanan, sağlı, sollu silleler yiyen ABD Başkanı Biden oldu!.. Kendi ülkesinde ve dış ülkeler nezdinde Bidenin itibarı şuan için, yerle-yeksan!.. Nitekim şimdiden Biden sonrası ABD konuşulmaya başlandı.. Onun için, Rusya ilk raundu kazandı, şimdi sırada kazanan raundu garantilemeye yönelik, ikinci adımda.. O da, kendisini hedef alan Füze sistemlerinin yönünü çevirmek!

***

Enerji kaynaklarını da düşünürsek!?. Vaziyet, Dünyayı, Soğuk Savaşa benzer bir iklime soktu.. Yol açtığı gerilim, karbon bazlı enerji kaynaklarını ellerinde tutan çevrelere ve silh üreticisi şirketlere o biçim iştah açtırdı.. Dahası petrol ve doğal gaz üreticisi Rusyanın da haliyle, cebini doldurdu ve direncini arttırdı küresel yönde söz sahipliğini de yükseltti.. Bugünkü girdiği her sahada güç kazanımı da silahtan, askeri yapıdan daha çok enerjide gelen kapital güçle kazanım elde ederek, ilerliyor Bakalım, gidişat nelere kadir olacak!

***

Dileriz ki, savaş daha fazla can kaybına yol açmadan sulhla sağlansın.. çünkü, hiçbir savaş tek taraflı bir kayıplar getirmiyor.. Hesaplar neyi içerirse!.. Savaşan taraflara da, yer küresine de, insanlığa da, acılı bedeller ödetiyor!

***

Zor bir dönemin başladığını, özellikle Türkiye açısından kabul etmek zorundayız. Dün de kaleme almıştım.. Ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Afrika gezisi dönüşünde, açıkladı.. Biz ne Ukraynadan ne de Rusyadan vazgeçeriz!.. İşte bu stratejik ifade rotasında Türkiye ne Batıya yaslanmalıdır ne de Rusyaya güven duymalıdır?.. Rusya coğrafyasının da Batılı ülkelerin veya çinin dikkat merkezinde olduğunu görmesi gerekir!.. Bundan dolayı da, gerek sulh noktasında ve gerekse kendi coğrafyasını koruma ve kollama adına, Türkiye üçüncü yoldan sapmayıp, ilerlemelidir.. Ki bu ilerleyiş devam ettiği müddetçe sahadaki varlığıyla gücüne güç katar!..

***

BMnin hali ortada, hiçbir etkinliği yok. Rusya bu zafiyetten yararlanarak egemen ülkelerin sınırlarını zorlayarak kendine yol açıyor.. BM bu zemini düzeltmek için bir çaba da harcamıyor?.. Ortaya çıkan tablo, Dünya 5ten büyüktür sözü bir kez daha tescillenmiş oluyor.. Dünyanın yeniden şekillendiği süreçte, Türkiye otonom siyasetini devam ettirerek, Ukrayna ve Rusya dahil bütün ülkelerle taraf olmadan ilişkisini sürdürmeli.

***

İç siyasetteki ne işimiz var denilen Türkiyenin son yıllarda hem bölge barışı için değerini teyit edici hamlelerde bulunuyor, hem de eskimekte olan küresel güçler karşısında milli çıkarlar adına, tarihsel adımlar atıyor.. Irakta, Suriyede, Libyada, Karabağda, Doğu Akdenizde alınan inisiyatifler; bu noktada büyük bir kazanım sağlatıyor; otonom siyaset!

***

Her türlü politik mülahaza ve kişisellikten ayrı olarak Erdoğanın Türkiyeye kazandırdığı bu özgüven, asırlara damga vuracak, gelecek nesillerin kaderini değiştirecek kadar önemli olduğu gibi; Ukrayna ve Rusya savaşında ortaya konulan tavır da bir o kadar kıymetli diyebiliriz!.

***

Sonuç itibariyle Türkiye coğrafyasıyla bulunduğu kıtadaki ülkelerle ilişkilerini güçlendirerek, sırtını sağlama almaya devam etmelidir!.. Ne Batının sömürgeci devlet yönetimlerinden, ne ABDden ve ne de 70 yıldır üyesi olduğu ama zerre-i miskal hayrını görmediği NATOnun aklından medet ummamalıdır.. İslam coğrafyasında, Osmanlının medeniyetini yaydığı coğrafyada kendisini güçlü kılmalıdır..

***

Rusyanın tarihine baktığımızda, tarih boyunca coğrafyasının gücüne sırtını dayayıp, gelişerek büyüdü, ayakta kaldı.. Tarih sayfası gösteriyor ki, Ortadoğuda çözülmeler yaşandığında hep güçlenen Batı olmuştur.. Ne zaman, birlik ve güçlenme olduğunda, çözülme batıda olmuştur.. Türkiye Batıya dayanarak güç devşirme dönemini geride bırakmalı Ama bunu çatışarak değil, Küresel aktör olarak yapmalı!..

***

PARK VE BAHçELER!

Dün Sayıştay Denetçisinin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına, 2020-2021 yılları arasında dikilen ağaçlarla ilgili yönelttiği soruya dikkat çekmiştim.. Denetçi kentte yetişen ağaçlar ile rayiç bedelleri sormuştu.. Belli ki; kesilen faturalar, dikilen ağaçları karşılaştırıp maliyeti çıkarmak istiyor.. İşte bu noktada, zihinleri bulandıran soruların yanıt bulması noktasında bir dizi sorular sormuştum Özellikle palmiye ağaçlarıyla alakalı! Kurumdan, yazıma ilişkin henüz bir yanıt gelmiş değil?!.. Ki yanıt bekliyorum!..

***

Ama okurlardan bir hayli mesajlar geldi!!.. Özellikle de, Park ve Bahçelerde görev yapan bir çok kişiden, yok daha neler dedirten bilgi aktı.. Meğer ki, Daire Başkanlığında neler olmamış ki?!.. Yağma Ahmetin böreği misali.. Mesajlarda dikkat çekiliyor kısa süre önce; personel alımı konusunda Daire başkanının mevkidaşıyla yumruk yumruğa girmesinin sırrının çözümüne ilişkin Ki görevden alınmasına rağmen, halen Diyarbakırda

***

Yani özetle, Park ve Bahçeler Daire Başkanlığının kentte yürüttüğü ve adına hizmet(!) denilen faaliyetlerine çok yönlü bir neşter vurulması gerekiyormuş?. Ki bu neşter derince vurularak; şişen kirli irinin temizlenmesi elzem bir hal almıştır deniliyor.. Aksi takdirde, çürüme kurumu kangren misali saracak.. Şişirilen faturalar çok! Eee; boşuna söylenip durulmuyor da, tüm paralar çiçeğe-böceğe gidiyor diye!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Düşünme, itaat et diyenlere değil; düşün, sor, sorgula diyenlere kulak ver.

***

HAYIRLI CUMALAR