Artık anlamalıyız…
Bir kere değil; bin kere anlamalıyız…
Kulağa da, zihne de küpe etmeliyiz.
Batı dünyası…
Emperyalist güçler…
Yahudi’si…
Hıristiyan’ı.
Siyonist’i.
Cumhurbaşkanının ifadesiyle; "kâfirler..."
Yeter artık..
Bilmeliyiz ki; "bunlar dost" değil…
Olamaz da…
***
Yine bilmeliyiz ki...
Bunlardır; "darbe girişimine" üst akıl olan…
Lojistik destek veren…
Ekonomik imkân yaratan…
İstihbarat "temin" eden bizatihi kendileridir…
Coğrafyadaki "ajanları" servis ettiren de onlardır…
Her döneme…
Her zaman dilimine ait "aktör" üreticidirler onlar!!..
***
Kimi zaman siyasal.
Kimi zaman inanç.
Kimi zaman mezhepsel.
Kimi zaman da, "ekonomiye" dayalı hizipleşme yaratıcıdırlar.
İç muhalefeti körüklerler…
Güç çatışması yaratırlar…
Çünkü Türkiye'ye "ata düşmanıdırlar”
İstemezler Türkiye büyüsün…
İstemezler; "coğrafyada" kendilerine rakip olsun…
***
Tarih sayfalarını çevirip bakarsak.
Bunların…
Yaşanılan bu gibi hadiseler kaç yılda bir bize yaptıklarını ve yaşadığımızı görürüz.
Onlar.
Hep isterler ki…
Boyun eğen.
El pençe duran.
Efendim diyen.
Kapıkulu misali her dediklerine; "pısırıklaşıp" kenara çekilen olmamızı…
***
Hiç ama hiç istemezler..
Gören.. Duyan.. Bilen olalım.
Yeraltı ve yerüstü zenginlikler…
Tüm stratejik "öneme" haiz etkenler..
Bulunulan coğrafyada, "dost" ülke zincirlerini oluşturmak..
Onlarla "meseleleri" çözüme kavuşturmayı..
Kolektif bir strateji belirlemeyi..
İstemezler..
Hasta görünmeyi.
Bu noktada muamele görmeyi..
Hep şu politikayı üretip, uygulatırlar..
"Sen üretme, tüket..!"
Çünkü, hastasın, bizde "ucuzu" var?
Üretimi pahalı...
Yani üreten değil, tüketen bir toplum ol.
Eee; yıllar yılı, "toplu iğneyi" bile ithal eden ülkeler sınıfında değil miydik?
***
Hele ki; karın ağrın var ve denilmişse!
İç meselen derinse…
Şeytani "fikriyatlarla" sürekli, acıtırlar..
Dost görünür ama düşman planıyla; "yarayı" kaşır, kanatır…
En önemlisi "zihnin" güclü "içteki milli mutabakatın" vaki değilse..
Kamplaşma…
Ötekileştiren siyaset anlayışının tohumu atılmışsa…
Ve sürekli körüklenir konumdaysa…
Çözümde de, "akıl" üretilmiyorsa…
***
Oh be…
Keyif onlarındır…
Hasta yatağına mahkum edilmişsin…
İyileşmen ne mümkün!
İşte, yıllar yılıdır, ülkenin haleti ruhiyatı böyle değil miydi?
Muamele de öyle idi..
Hasta Türkiye dememizin nedeni de buydu…
***
Aktörler.. Figürler.. Planlar değişir..
Gerekçeler de..
Ama ana hedef ve strateji aynıdır..
Şöyle bir kaç yıl geçmişe bakın..
Son, 5-6 yıl'a dair..
Dikkat edin…
Türkiye kendi içinde inanılmaz bir şekilde hızla, "güçlenmeye" başladığı.
Ekonomik anlamda, büyüdü..
İç meselelerinin "çözümüne" odaklandı..
Ortadoğu'da, "mazlumların" sesi oldu.
3 milyon Suriyeliyi barındırın..
Dünyanın en sıradan bölgesindeki yoksulun, becarenin yardımına koşuyor.
Haksızlıkları dillendiren..
İhanetleri deşifre eden, noktaya gelindi.
***
Özetle!
İslam ülkeleri açısından "öncü" ülke olma pozisyonuna gelindi.
Ya da, olmaya yeltendik!
İstikrarlı..
Ve güçlü bir siyasal "iktidar" olmanın aktifliğiyle; "Uluslararası" yatırımlara imza attık..
Batının keyif içerisinde elinde tuttuğu dizginleri bir bir bıraktırdık..
Kendi başına "buyruk" olduk..
Yayıldık..
***
Ve haykırdık..
"Dünya beşten büyüktür" diye..
İşte bu gidişat ve çıkışmızdan dolayı "batının" bela politikası devreye girdi…
Peş peşe, "iç kaos" üretilmeye başlandı…
Hatırlayayım, olaylar zincirini…
Kürt meselesinde; "OSLO" görüşmeleri birden kesildi.
Şiddet ve terör arttı.
Gezi olayları üretildi..
Derken; 17-25 Aralık serüveni..
6-7 Ekim olayları..
Ve akabinde, "Güneydoğunun yaşanılmaz" hale getirilmesi..
Ve son olarak, 15 Temmuz gecesi…
Yani "kanlı" darbe girişimi…
***
Son; 4 yılda vuku bulan hadiselerden bir kaçı..
Ve bunlarla birlikte..
Fitne ve fesat yuvalarının harekete geçiş hali..
Sonuç itibariyle..
Ya darbeler..
Ya muhtıralar..
Ya da…
Siyasal "kilitlenme" yaratıcılığı ikmale getirilerek; Türkiye "dizginlenilmek" istenilmiştir hep!
***
Tarih sayfalarında vakıanın; "tekerrürü" çok..
Onun içindir ki, ısrarım 15 Temmuz'da işte; "bu sonucun" eseridir diye…
Fail, FETÖ terör örgütü ise de!
Üst akıl ve uygulayıcı; "Batı’dır"
Türkiye'nin "milli mutabakatının" hasımlarıdır.
***
Bakınız…
Başarısızlıkla sonuçlanan "darbe" girişimine dair, ortaya konulan tavra..
Akıl almaz, duruş var..
Vaziyeti; "inandırıcı" bulmuyorlar..
Acaba diyorlar…
Öyle ki, içimizdeki bazı troller gibi..
Zihni de.. Fikri de "kilitlenmiş" şer fikriyat sahipleri gibi..
Akla, mantığa gelmeyen; "şuursuzlukla", "bir oyun" imasındadırlar…
Ve birileri de inanıyor..
***
Görmedim… Duymadım... Ama biliyorum, çirkefliğiyle..
"İç savaş" yaratmaya yönelik darbe girişimine dair; görüntülere de senaryo üretiyorlar.
Gaye maske düşmesin..
Üniformalı teröristlerin yaptıklarını görmüyorlar…
Sivilleri katletmek..
Üzerlerine bomba yağdırmak..
Cumhurbaşkanına suikast düzenlemek..
Polis merkezlerini bombalamak..
Tanklarla "insanların" ezilmesi..
F-16'larla, Meclisin vurulması…
***
Vaziyet "sarihken"…
Her şey ulu orta yerde iken!
Vakıayı inandırıcı görmüyorlar…
Ne diyorlar…
Üniformalı teröristlere ilişkin…
Diyorlar ki, "İşkence" var…
Bu kadar insan gözaltına alınır mı?
Asıl darbe; "iktidardan"
Denilecek kadar "aşağılık" tezviratlar sıralanıyor..
***
Eee..
Kabahat onlarda değil; bizde..
Cumhur'suz Cumhuriyetin aktörleri "hep batıdan" medet umdukları içindir ki bu çıkış..
Bunlar hep "baş" kesilmektedirler..
Bir kere olsun..
Kendi içine ve ülke sathına bakmış olsalardı; "kandırılmaya" gelmezlerdi..
Aldatılan, olunmazdı..
Bu minvalde..
Diyorum ki yeter artık; "ANLAMALIYIZ.."
Hain içerde, ama aklı dışarıda…
***
SAPLA-SAMAN!
Diyoruz ki..
İçimizdeki bağırsakları temizleyelim.
Darbecileri.
Hainleri..
Fitnecileri..
Bölücüleri..
Yıkıcı ve yakıcı tüm unsurları..
Türkiye için..
Türkiye insanları için, "hainlik" besleyen tinetli ne kadar şahsiyet varsa..
Kişileri..
Karakterlerinde, ihanet olanları..
"Bertaraf" edelim..
İçimizden söküp atalım; bir daha yeşermesin diye..
Bir daha, ülke ve millet olarak "ihanete" uğramayalım diye..
***
Ama..
Hukukun,
Adaletin,
Hakkaniyetin dışına çıkmadan..
Sapla-samanı karıştırmadan..
Şuan için..
Şu toplu gözaltılar için..
Özelliklen de toplu görevden alınmalar noktasında "kaygılar" yükseliyor!..
Ki son günlerde, kamudaki bir çok kişi "bilinmezlik" paniğinde..
Acaba.. Macaba diyerek.
Kimle konuşuyorsak..
Derdini anlatmak isteyenler şunu ifade ediyor..
"Yaşın yanında kuru yanmasın.?"
***
Biz de umarız ki..
Haksız yere kimse mağdur olmaz..
Hele ki karşımızda..
FETÖ terör örgütünün geçmişte yaptıkları, söz konusu ise..
Kime, kimler adına nasıl kumpas, suç isnat ettiğine dair..
Onun için temennimiz bu dur ki..
Ülke ve millet olarak..
Hızla ve ivedi bir şekilde; "normal hayat" seyrine girmek..
Pek tabi ki, hukukta, "adil ve normal" seyriyle, hakikatleri deşifre eder..
Adaletin şaşmaz terazisi de; "adaleti" tecelli eder..
Saygın hukukun aktivitesi de budur..