BİR… "Ekonomik" yani maddi gerekçeyle, seçime girmeme kararı aldı. Parti olarak; "seçime" girmiyor.. Ama bu değildir ki; "siyaset sahnesinde" yok.. Ya da; "taban" serbest..
HÜDA-PAR seçmeni; "radikaldir.."
Tavizkar değil..
Bilinçli bir "oy" fikriyatı var.. Davaya inanmışlık, rotasında hareket eder..
Parti yönetimi ne derse; "O" misali..
***
İKİ…Bu karar; "yerel siyasette" olası ittifak ve işbirliğine "kapı" araladı..
Parti olarak seçime girmiyoruz; "ama siyaset kulvarında" varız, mesajı da, "ittifak" çağrısı, mahiyetli..
HDP ile aynı kulvarda, "yürür mü?.."
Bu çok zor..
Beklenti, denendi, girişim organizasyonu gibi; "adımlar" tertiplendi.
Ancak, tabandaki "inanç" ve geçmişteki "yaşananlar" tabiri caizse "Berlin duvarı" gibi..
***
ÜÇ… Bir ittifak, işbirliği, görüşme vaki olursa; AK Parti olur…
İyi Parti ve Saadet Partisi; "uzak" ihtimal..
Ama olamaz da denilemez..
Hüda-Par'ın siyasi kulvara dahiliyle; "bakar" isek..
Son seçimlerde hep; "tercihi" AK Parti'den yana olmuştur… Cumhurbaşkanlığı seçimi.. 2010'daki "referandum?"..
Ve bir önceki dönem; seçimi!…
1 Kasım seçimleri…
Parti; "ittifaksız" sadece yerel istişare neticesinde; Ak Parti'ye oy verilmesini istedi…
***
DÖRT.. 15 Temmuz "hain darbe" girişiminde, özellikle Güneydoğu illerinde ilk önde olan parti idi..
AK Parti ile birlikte; "organizasyonlarda" yer aldı.
Demokrasi nöbeti tuttu.. Yenikapı "ruhunda" var idi..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "bu direnişle" alakalı bir çok beyanı oldu; "teşekkür desteği.."
Yani vaziyetin bu biyografisi; AK Parti ile "yerelde ittifak", mümkün olabilir..
Nitekim, "parti kararı" deklare edildiğinde yapılan ilk yorum; "Ak Parti adına çekildi" oldu?…
***
BEŞ… Görüştüğüm taraflar; "yerelde" henüz bir "istişare" ya da görüşme, "birlikte karar" vermişlik gibi bir; "masada" oturma hali oluşmuş değil..
Olgunlaşan bir; "koşul" yok…
Ancak, Parti Merkezi'nde bir trafik var… Zaten olması gereken de; "merkezden…"
Cumali Atilla.. İl Yönetimi..
Ya da Milletvekilleri üzerinde; olabilecek hamle Merkez'le "köprü" kurmak..
***
ALTI… İki partinin de kulislerinden… Diyarbakır'ın "siyasi" profili… "Seçmen'in" kent haritasıyla; "olası" bir AK Parti-Hüda Par ittifakıyla; "koşullar, şartlar" ne olabilir? sorusuna yanıt!…
Yani kim kimden, neyi ya da talep üretme noktasında; ne ister derseniz?… Malum; "adaylar" resmi olarak henüz açıklanmadı..
Tabi ki, "Belediye Meclis Üyelikleri" de.. Haftasonu açıklanacaktı, "iptal" edildi?..
Kulislere yansıyan; Silvan, Bağlar ve Çınar üzerindeki; "ittifaksızlık", bir çok olasılığı cevap olarak, masaya koyuyor..
***
YEDİ…Hüda-Par'ın Diyarbakır'ın genelindeki "seçmen" dağılımına bakarsak.. Ki 24 Haziran seçimlerinin, sonuçlarına baktığımızda.. Zekeriya Yapıcıoğlu, "Bağımsız aday" olarak seçime girmişti..
Ki parti, 9 "Bağımsız" adayla seçime girdi.. En çok oyu da, Diyarbakır'dan aldı.
Yüzde 3.2.. Tabi bu oranın, nüfus ikametgahı..
Bağlar, Yenişehir, Çınar, kısmen Ergani ve Silvan..
Peki, "ittifak ya da işbirliği" kulvarında; kim kimden ne ister?…
***
SEKİZ… Bu sorunun yanıtı, zor.. Ama olası ihtimal, şöyle olabilir.. Ki bu da, kehanet değil, öngörü…
Kulislerin de; "harmanlamasıyla" şöyle bir; protokol çıkabilir..
Çınar'a dair itiraz var…
İşte burada, "ittifak" devreye girip, Yusuf Durmaz'la devam denilebilir..
Çünkü, Durmaz Hüda-Par tabanına yabancı değil; bileşen gibi!..
Bağlar, Silvan, Ergani ve Yenişehir'den de; "Büyükşehir Belediye" meclisine, gidebilecek sıralamaya göre; "Meclis üyeliği" kontenjanı; verilebilinir, ya da istenilebilinir?…
***
DOKUZ… Sonuç itibariyle; "tüm bu ifadelerin" ikmale geleceği nokta, kesinliği bu hafta netleşecek..
Dün görüştüğüm bir çok isim; er ya da geç "bu hafta" her şey, netleşecek?..
AK Parti'nin de, Hüda-Par'ın da; 31 Mart'a odaklı; stratejileri nedir, ne değildir; ortaya çıkacak?…
Tabi olası gelişmelerin, HDP'nin "hamlelerinin" paralelinde, geliştiğini ve olgunlaşma evresine girdiğini de; görmeliyiz?…
***
MEB'İN KAFASI KARIŞIK?…
Galiba öyle..
Milli Eğitim'in.. YÖK'ün.. Yani; "eğitim sistemimizin" kafası hayli karışık..
Baksanıza..
Vukuatsız sınav geçmiyor..
Vukuatsız, öğretmen ataması yapılamıyor?
Vukuatsız, akademik kadro oluşturulmuyor?
Vukuatsız, "eğitim ve öğretim" mevzuatı oluşturulmuyor?
Vukuatsız, müfredat yapılamıyor?..
Vukuatsız bir kitap, dergi, ansiklopedi basılmıyor?
Velhasıl kelam!..
Eğitim bir bütün; "vukuatlı..!"..
İşte son vukuat..
Açıköğretim Fakültesi'nin "test kitabındaki" soru!..
Hangi akıllı.. Hangi uçkur fikriyatlı.. Hangi karaktere haiz kişi, ya da kişiler bu soruyu; hazırladı?..
Ve; kim onayı verdi…
Soruya bakın.. Ki iki gündür sosyal medyanın dilinde..
Ayıp ta, ayıp… Soru şöyle…
Aşağıdaki işlerden hangisini yapan "kadın daha çekicidir?"…
A- Tezgahtarlık… B-Yöneticilik… C-Danışmanlık.. D-Şoförlük… E-Pilotluk..
Cevap şıkkı; C- Danışmanlık…
Yorum sizin… Tabiri caizse; "açık çek" ne derseniz?..
Bu soruya, Bu yanıta, "okkalı bir" cümleniz vardır?…
Yeter ya… Söz sizde..
***
O MEKTUP….!
İki gündür; sosyal medyada!… Diyarbakır'a dair..
"Sayın Bakanım" diye başlıyor.. Uzun uzadıya; Diyarbakır'ın "siyasetinden" söz ediyor..
Tabi ki, "Bakanım" dediği; zattan da..
Kim kaleme almış.. Kim yazmış bilmem..
Ama; mektubun içeriği "yalan ve iftiradan" uzak..
Edebi… Ki, içeriği "herkesin bildiği, konuştuğu, söylediği şeyler?"..
***
Son cümlesi; oturaklı.. Ne diyor…
"Eğer gerçekten ama gerçekten AK Partimizi ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyorsanız ve ülkeye karşı sorumluluğunuz olduğunu düşünüyorsanız artık siyaset sahnesinden çekilip, kendi uzmanlık anlanınızda ülkeye daha faydalı işler yapmanız uygun olacaktır..."