İZMİR FUARI (2)
Eklenme: 9/8/2014 12:00:00 AM

Evet.

Fuar'ın yarattığı siyasi hava.

Alınması gereken mesaj.

Ve sinerjinin verdiği duygudaşlığı Cumartesi günkü yazımda aktardım.

Peki ya, bu zaman dilimindeki "diyaloglarımız ne oldu?"

Fuar'a "katılım" organizasyonu!

Emek sarf edenler.

Tabiri caizse "perde arkasındaki kahramanlar" diyebileceğimiz, Diyarbakır'ın gönül elçileri.

Biraz da onları analım.

Ve tabi ki, fuarın Diyarbakır açısındaki renkliliği

***

İzmir Enternasyonal Fuarı..

83'üncü kez kapılarını dünya açtı.

Diyarbakır ise.

Kale kapılarını, kültürel zenginliğini ve lezzet yolculuğunda, ilk kez İzmir'e merhaba dedi.

Ki bu yıl; fuar'ın Onur konuğu!

Birçok fuara katılmış, gezmiş biriyim.

Hele ki, Diyarbakır'ın "adının" yer aldığı, alması gerektiği tüm tanıtım fuarlarına katılmışım!

İzmir fuarına da, ilmez gidişim değil.

Önceki yıllarda; "gezi" misali katıldım.

Ama Diyarbakır'ın stant açıp, "mekn almasında" ilk kez yer aldım.

***

Doğrusu;

Fuar organizasyonu, Diyarbakır açısından kusursuz diyebilirim.

Dizayn, açısından "öneriler" olabilir.

Ama katılım ve işbirliği açısından, "fuar" tecrübesi, ustalık vasfında.

çünkü hemen karşımızda Malatya vardı.

O'da onur konuğuydu!

Diyarbakır'ın da, Malatya'nın da her biri kendi çapında biner metrekare alana sahipti.

Devasa bir alan.

***

3'üncü holde yer alan Diyarbakır standı.

Tarihi mekanların mimarı çizimi.

Oluşturulan "maketler" dikkat çekiciydi.

Albeni açısından.

Hele ki, iki yakanın ortasına "Hasan Paşa" hanının özelliğine yer verilmesi.

Kentte özgü "yöresel" lezzetlerin sunulması.

Görsel noktada; "doğru" bir dizayna sahipti.

***

Şöyle ki,

Holde girişte, sizi Diyarbakır kalesinin maketi karşılıyor.

Dört bir tarafa yerleştirilmiş;

Kadim şehrin tarihi güzelliklerini yansıyan resimler.

Diyarbakır'ın sembolü karpuz.

Ki fuar boyunca, fotoğraf stüdyosu misali ziyaretçilerce kullanıldı.

***

Stant, üçe bölünmüş.

Solda, otel ve acenteler bulunuyor.

Sağ da ise, resmi kurumlar.

İl Valiliği, Büyükşehir belediyesi ile ticaret ve borsa.

Yanında, Karacadağ Kalkınma Ajansı.

Dicle Üniversitesi.

***

Ortada ise;

Hasan Paşa hanının nerdeyse birebir maketi.

Ve içerisindeki esnaflar.

Meçhul kadayıftan tutunda.

Pestil, suçuk, örgü peynir.

Diyarbakır'ın bakırcılığını ortaya koyan tezgh!

Kurum yemiş!

Mervani kahvesi.

Hepsinin ön tarafında ise Hayatın Lezzet Durağı.

***

Büyük bir yoğunluk.

İzmir'deki Diyarbakırlılar salt ilgi göstermedi.

Gözlemliyordum.

Her kesimden, "gezip, görmek, hissetmek ve tatma" gayesi vardı.

Hele ki, doğma, büyüme İzmirli olduğunu söyleyen 75 yaşındaki Naime çelik'in şu sözü.

Mervani kahvesini yudumlarken söyledi.

"Boşa bir ömür tüketmişim! Ekşili dolma. İçliköftenin tadını bugün burada aldım. Diyarbakırı görmeye geleceğim."

***

Fuar.

Elbette ki iktisadi anlamda, "ticari" kazançtır.

Ama sosyal anlamda; "kültürlerin" paylaşımıdır.

Birbirine dokunmadır.

Anlama ve hissetme, duygusunun buluşmasıdır.

Yazıya girişte söyledim.

Fuar bir kimliktir, o kimliktir insanların "var olduğunu" gösteren.

Yeter ki; "kültürleri" ayrıştıran değil, "zenginlik" olduğunu bilmek ve görebilmektir.

İzmir de bunu gördüm.

***

Onun için de!

Önceden kuşkum vardı; "çözüm süreci" kalıcı olabilmesi noktasında.

Ama gördüm.

Ki İzmir için kullanılan bir tabir var. İfade etmek istemiyorum.

Bu tabirin kullanıldığı Şehir, Diyarbakır'ı kucaklıyorsa.

çözüme "ivme kazandırma" açısından, halkların buluşmasına ev sahipliği yapıyorsa.

Demek ki, "Barış kalıcı" temelini atmıştır.

***

Peki,

Tüm bu organizasyonun, mimarı kim?

Koşuşturan.

Kusursuzluğu için, mücadele edenler.

Öncelikle; İl Vali Yardımcısı Ahmet Dalkıran'ı tebrik etmek gerekir...

İlk andan itibaren!

Gerek standa gelen misafirlerin ağırlanması.

Gerekse de, Diyarbakır'dan gelen misafirlerin arıza-i bir durumla karşılaşmaması.

Ve gerekse de, heyetler arasındaki diyalogları sağlamada olsun; büyük meziyetler sergiledi.

En çok yorulan isimdi.

Tebrik etmek gerekir.

***

Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Eyigün.

Birebir; diyalog..

Ziyaretci ağırlaması.. Ve ikili görüşmelerde bulunması.

Diyarbakır'an gönül elçisi.

Ya, İl Kültür ve Turizm Müdürü Tevfik Arıtürk.

Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Muharrem Cebe!

Ev sahipliği açısından;

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar,

Ticaret Borsası Başkanı Abubekir Bal,

Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İlhan Karakoyun.

Valilik. Belediye. Dicle Üniversitesi.

Diğer katılımcı, STK temsilcileri.

Diyarbakır'ın yöresel müziğini, şarkılarını seslendiren Grup Ezgi.

Halk oyunları ekibi.

Ve daha sayamadığımız birçok isim ve kurum; "harmanda" emek ve ter döktü.

Tebrik ediyorum.

Vali Toprak.

Sıcak. Sami ve içten.

Değişen bir şey yok.

Aynen. Diyarbakır'da nasıl hareketli idiyse, İzmir'de de öyle.

Dur durak bilmiyor.

Öyle ki bu koşuşturmada "bel fıtığı" olduğu için ameliyat geçirmiş.

Tedavi süresi devam ediyor.

Geçmiş olsun diyoruz, kendisine!

***

Balçovadaki, Termal Kaplıcadayız.

Sabah kahvaltısı.

Şahsımıza özel!

Üç kişiyiz. Sohbet ediyoruz, Diyarbakır'ı, İzmiri kıyaslayarak.

İki kentin ortak özelliğini şu kelimeyle aktardı; "Yaşamlarına dokunulmasını istemez"

***

Diyarbakır'ı özlüyor. En kısa zamanda "geleceğim" dedi.

Sanırım bu yıl içerisinde gelecek.

Selam söyledi.

Bizi soran, eş, dost ve Diyarbakır ahalisine "selam olsun."

Ve şu temennide bulundu; "İnşallah sağlanan barış daim olur."

Bizde min diyerek, hatır istiyoruz Toprak'tan!

Görüşmek üzere.

***

Solmaz Fuar'da!

Fuar'ın ikinci günü.

Diyarbakır standını geziniyorum.

Karşımda, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz.

Şaşırdım.

Tabi ki geçmişi "film şeridi" gibi gözümün önüne getirerek.

Nerden nereye?

***

Bir dönem;

Dört duvar arasına sıkışıp, kapılarını "halka" kapatan!

Aman kimse; "bizi görmesin, konuşmasın" diyen.

Dedikodu olur diyen.

Kimi de "koltuk" gücüyle, terör estiren.

Dediğim dedik deyip, "kumpaslar" organize eden.

Zihniyetlerin serisinin yarattığı hkimiyetten bugüne gelmek!

***

İnsan.

Zihniyet.

Ve beşeriyet farklılığı işte bu.

Bölge.

Güneydoğu yıllarca "kumpas zihniyetin" kurbanı olarak, bugünlere gelmedi mi?

Evet, Türkiye değişiyor.

Zihniyetler de değişiyor.

***

Solmaz.

Diyarbakır'a atandığı günden buyana takip ediyorum!

Ki iki yazımda oldu; "beşeri ilişkilerdeki" samimiyetine yönelik.

Sohbet ediyoruz!

Fuar'ın ve Diyarbakır'ın hassasiyetini, ifade ederek.

Şöyle dedi; Diyarbakır tarihin, kültürün, medeniyetin beşiği bu beşiğe sahip çıkmalıyız.

Hal-i hazırdaki yeri, "hak ettiği" yer değil.

Onun için de, atanmışı da, seçilmişi de, herkes "gönül dostluğuyla" bu kadim şehre" sahip çıkmalı.

***

KIRAç VE BÖĞÜRCÜ!

Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç.

İl Emniyet Müdürü Dr. Halis Böğürcü.

Fuar'ın açılışına iki gün gecikmeli katıldılar.

Nedeni de, 30 Ağustos Zafer Bayramı.

Uyumlu bir ekip.

Ayrılmaz ikili diyorum onlar için.

Olması da gerek!

***

Fuar sürecinde, ev sahipliği noktasında ziyaretçi ağırladılar.

Aynı zamanda; ziyaretler gerçekleştirildi.

Halef-selef görüşmesi.

Vali Kıraç ile Toprak'ın buluşması!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu ziyareti.

Diğer ziyaretler de Ticari ve medya odaklı oldu.

GGC Başkanı Veysi İpek.

Ege Gazeteciler Cemiyeti'yle buluşma gerçekleştirdi.

Diyarbakır ve İzmir basın emekçilerinin "diyalog" köprüsü.