JİTEM ve Okkan suikastı!
Eklenme: 7/13/2012 12:00:00 AM

Eski JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan!

JİTEM.

Ve tabi ki, merhum Ali Gaffar Okkan suikastıyla alakalı, beyanatı var!

Önceki gün, İHA patentli bu haber birçok, yayın organında yer aldı.

Söz'ün de manşetiydi.

Aygan beyanatında; "Okkan'ı, Gladio öldürdü".

***

 

Burda,

Virgül atıp, JİTEM'in kurucularından "Cem Ersever'in infaz timleri" haberine uzanmak istiyorum.

Yani bir nevi; JİTEM'in açılımını yapan haber!

Bir kaç gün önceydi yaygın bir gazetede yayımlandı.

Belge kupürleri ifşa edilerek.

Resmi bir yazışma.

JİTEM, operasyonlarda kullanılmak üzere "Jandarma Asayiş Komutanı"nın emriyle kurulan sivil timler oluşturmuş.

Hulusi Sayın ve Arif Doğan imzalarını taşıyan bir belge.

Yer alan ifade aynen şöyle;

"Yeni teşkil edilecek özel istihbarat ve operasyon timinin her türlü silah, mühimmat (law ve el bombası) ve teçhizat ihtiyaçları güvenlik komutanlıkları ve il J. Alay. K.lıkları'nca karşılanacaktır"...

***

Yani,

JİTEM bir bütünlük içerisinde; "TSK'nin" ürünü ve himayesindeki bir oluşum!

Nitekim bu bölgede yaşayan, görev yapan, havayı soluyan hemen herkes bilir.

Bölgedeki jandarma birliklerinde 1988'den itibaren, ta ki 2005 yılına kadar, bu tür yapıları yer aldığı gibi, desteklendi.

Bir fiil, "yer, mekân ve araç teminiyle" görev aldı.

Sözde; Terörle mücadelede!

***

JİTEM,

Yüzlerce faili meçhul cinayetin sorumlusu!

Derler ya;

Hindistan’da ki "Sağır Sultan" bile bu durumdan haberdar.

Ama gel gör ki;

Emir-komuta zinciriyle işleyen kurumun patronları ve makam zadeler be-haberdar!

Daha doğrusu

Bu yapıyı yıllardır yok saydıkları gibi eylemlerini de saklı tutuyorlar!

Dokunulmaz-sorgulanılamaz!

***

Bakınız,

Yıllar önce JİTEM'le ilgili açılan ilk dava var!

Önce askeri,

Sonra sivile geçti.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame.

Ki yargılananlar arasında;

Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım ve tabi ki, şuan İsviçre'de ikamet eden, Abdulkadir Aygan var!

8 faili meçhul cinayettin, "sorumluları olarak" JİTEM'in elemanları olarak gösteriliyor.

İddianamede;

JİTEM'in tanımı aynen şöyle yapılmaktadır.

"Sözde devlet adına ancak yasadışı yollarla birçok adam öldürme, adam kaldırma ve terör örgütü PKK yandaşı olduklarına inandıkları veya sandıkları kişiler aleyhine ve kendi çıkarlarına gasp eylemleri yapan çete"

***

İddianamede,

İşaret edilen bir önemli nokta ise, JİTEM'in "merkezinin" olduğuna ilişkin.

Onun için de adres olarak;

Şuan "Açık Hava müzesine" dönüştürülmek istenilen İçkale gösteriliyor!

Malum,

Orası bölgede yaşayan-yaşlanan bilir, ne "melanet bir yer" olduğunu.

Hatırlarsanız,

Bir süre önceki kazılarda hayli insan iskeleti çıktı.

Ki insan iskeletleri çıktığında, herkeste ilk kanı şu olmuştu.

"Faili meçhul cinayet ve infaz ile kayıpların" cesetleri bunlar diye!

***

JİTEM.

Açılımı; Jandarma İstihbarat Teşkilatı!

Üstadın ifadesiyle;

"Kozmik" bir yapıya sahip olduğu gibi; "dokunulmaz ve sorgulanmazdır".

Aslında,

Kimse "JİTEM'i" inkâr edemeyeceği gibi, "saklı tutması da "ne mümkün".

Tabiri caizse,

Bugün "deşifre" olmayan, gün ışığına çıkarılmayan hiç bir "yüzü kalmamıştır".

Ne var ki;

Ortaya çıkan "cani yüze", hukuk devleti diye vasıflandırdığımız, devlet-i âliye hakikat gözüyle bakmıyor.

Bakmadığı içindir ki; Gladio yapı direnç gösteriyor.

***

Asıl sıkıntı burda.

Ancak, şuna inanıyorum ki;

Er ya da geç, " o cani ve çirkin, dokunulmaz yüze" bakacaktır.

Ve hakikatin, "tokadı" vurulacaktır.

Çünkü el mahkûmdur.

Bilecektir ki "devlet-i âliye" kendisini yok etmek isteyen, asıl şer yapı bu oluşumdur!

Ergenekon.

Ya da, Balyoz.

Bugün Silivri'de bulunan, "apoletliler" ne ise!

Velhasıl,

Diğer bilumum "derin dokunun" ahtapot yapısı ne ise!

JİTEM ve onun uzantısı da aynı "görev ve düşünceye" sahiptir.

***

Gelelim, Aygan'ın kamuoyuna yansıyan son mülakatına.

Gaffar'ı, Gladio öldürdü.

Bu ifade, yeni ve taze bir bilgi değil.

Daha önce de, bir kaç kez dillendirilerek tekrarlandı.

Ancak, dikkatimi çeken, "bana gelen bir mail'den" söz eder olması.

Diyor ki,

Okkan'ı öldüren timin içerisinde, JİTEM'ci Cemal Temizöz'ün "elemanı" var!

Kim bu?

Dediğine göre; Abdulhakim Güven.

***

Suikast'ın,

İcra edildiği tarihte," Ben Diyarbakır'da ve JİTEM'de değildim."

1999'de,

JİTEM'le ilişkimi kesip, Burdur Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi emrine atandım.

Bu ifade bile;

JİTEM'i yok sayanları "tekzip" ettiğini, hatırlatmak isterim!

***

Aygan'ın,

Suikastla alakalı, taze bilgi ve beyanatına gelirsek.

Şöyle diyor:

"İnternet üzerinden bana iletilen bir bilgiyi buradan sizinle paylaşmak istiyorum.

Bana gelen mesaja göre; Gaffar Okkan suikastında eski PKK'lı ve Cemal Temizöz'ün adamı ve şu an cezaevinde olan Abdulhakim Güven de yer almıştır.

Bana gelen mesajda Abdulhakim Güven'in sosyal konumu, ekonomik durumu dahi yer almaktadır.

Mesajı gönderen kişi bu bilgiyi teyit edip etmeyeceğimi soruyor.

Ancak; bilmediğim ve tanık olmadığım hiçbir konu hakkında konuşmam doğru olmaz diyerek cevap yazmadım"

***

Malum,

Temizöz ve Güven, şuan tutuklu!

Nedeni de;

1994 ila 1998 yılları arasında Şırnak bölgesinde iddia edilen şekliyle devlet eliyle işlenen; "cinayetler".

20'ye yakın "faili meçhul" cinayetten sorumlu tutuluyorlar.

Temizöz ve Güven, tabi ki beraberindeki çok kişi de var!

Şırnak kadar,

Diyarbakır'da da uzun yıllar görev yaptılar!

JİTEM'in, en azgın olduğu dönemde!

Varlıkları ve icraatları herkesin malumu!

***

Aygan,

Beyanatına devam ederken.

Okkan suikastının "organizeli ve aylar süren bir plan neticesinde" gerçekleştiğini söylüyor.

Ve diyor ki;

"Bir kez daha deklare ediyorum. A.Gaffar Okkan suikastı, uzun hazırlıklar, ince ve detaylı planlar sonucu, devlet içerisindeki Gladio (Ergenekon-JİTEM de bu yapıya dahildir) tarafından hem resmi görevliler, hem de sivil piyonlar (taşeronlar) kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

Bazılarının iddia ettiği gibi 'Hizbullah'ın tek başına böyle bir suikastı, tereyağından kıl çeker gibi yapması mümkün değildir.

Kullanılan kalaşnikof silahlar da askeri istihbaratın gizli kasalarında bulunan, teröristlerden ele geçirilmiş ve resmiyete sokulmamış envanter dışı silahlardır.

Böyle bir eylemi üst düzeydeki askeri yetkilinin bilgisi dışında gerçekleştirmek mümkün değildir.

O dönem Diyarbakır'da her kim 7. Kolordu Komutanı idiyse, onun bu işte büyük rolü vardır".

***

Evet,

Ali Gaffar Okkan 24 Ocak 2001 tarihinde vuruldu, 5 korumasıyla birlikte.

Her ne kadar,

Hizbullah'a olay hava edildiyse de, yürütülen yargılamada ceza alanlar olduysa da.

Kararı veren, hükmü yerine getiren yargı da kanat getirmedi.

Denildi ki; "Bu işin, Hizbullah tarafından yapıldığına kesin kanaat getirilmiş değil..."

Gerekçeli kararda buna vurgu yapıldı.

Velhasıl, Okkan suikastı, bölgedeki diğer binlerce faili meçhul cinayet ve hadise gibi.

Türkiye'nin, karanlık bir yüzü ve ayıbı olarak;

"Hep hafızalarda" yıkıcı bir virüs gibi kalacak!

***

Tabi,

Dediğinizi duyar gibiyim.

Eğer, bir devlet-i âliye, kendi "emniyet müdürünü" öldürenleri, yakalayamadıysa.

Ve onun,

Öldürülmesi için "emir veren", azmettiricileri ortaya çıkaramadıysa!

Denildiği gibi;

Gladio yapısını, "deşifre" edip ortaya çıkaramıyorsa, vay o "hukuk devletinin hal-i vaziyetine".

Eee.

Zaten, görünen seyr-i manzara da, bu hikmetin "eseri" değil midir?

Hayırlı Cumalar…