KADIN'IN KUTSALLIĞI...!
Eklenme: 11/9/2018 8:43:00 AM

Ulvi bir kimliğe sahiptir.. Çünkü; O bir annedir..

Eştir.. Bacıdır.. Kardeştir.. Teyzedir, haladır..

Hele ki, inancımızın kutsadığı tanımla..

Der ki; "cennet annelerin ayakları altındadır.."

İşte, kadına verilen değer!...

Şimdi!… Hal bu iken.. Kim.. Ya da kimler..

Veya hangi oluşum, kurum.. Ya da; "siyasi" akım!..

Bu "ulvi" kimliğe; "halel" getiremez!..

Getiren de.. Getirmeye yeltenen de. Düşünen bile… Ahlaksızlığın en derin çukurundadır!..

***

Kadını ikinci sınıf gören..

Tanıyan.. Bu minvalde, hükme "mahkum" ettiren..

Zihniyeti savunan…

Her kim ve hangi zihniyet olursa olsun; "vahşidir..!"

Sapık bir ruha sahiptir… Vicdansızdır.. Cehaletin, en dibidir…

Hak.. Hukuk.. Adalet.. Eşitlik.. Özgürlük..

Bir birey olabilme noktasında; "onu" görmeyen!..

Cinsel bir obje.. Cinsel bir "tatmin" memanizması olarak, algılayan..

Gören.. Ve "işi bittikten sonra" bir peçete misali, çöpe atan..

***

O kirli çöplükte "yaşamasına" izin veren..

Değersizleştiren.. Hiç bir ahlaki "karakteri", görmeyen!… Karanlık..

Cahiliye döneminden öte; "şerefsizleşen" akım, pezevenklikten ötedir!…

Para karşılığında; "satmak..!"

Ticari "meta" diye pazarlayan zihniyete "serbestiyet" onursuzluktur..

Ne yazık ki!… Şu an pervasızca.. Şuursuzca..

Büyük bir keyfiyet sarhoşluğu içerisinde; benliğini yitirmiş!…

İnancımızın.. Değerlerimizin.. Örf ve adetlerimizin..

İslami bir bütünlük arzıyla; "terk-i diyar" edip!..

Batılılaşma.. Batıl bir zihniyetin, ikmaliyle!..

Kadını da.. Yaşamı da.. Değerleri ve ulvi kutsal kimliğini de "çapsızlaştırdık..!"

***

Pek tabi ki!.. Kadın'ı bu seyirde erozyona uğratırken.. Devşirtirken..

Maalesef.. Erkekler de, "aynı" portal içerisinde benlik kaybı yaşıyor..

Kadının; "düştüğü" girdabın en büyük müsebbibi!..

Velhasıl; "kimliksizleştik..!" Manevi hiç bir "kutsal" alan kalmadı..

Bırakılmadı..

Ne tuhaftır ki.. Bu mevzuya dair, fikri beyan eden..

Konuşan.. Yazan… "Yahu bu rezillik nedir, niye sahipleniyorsunuz" diyen de "tukaka" ediliyor..

Cahil, diye sınıflandırılıyor… "Eski çağdan kalmış…"

Kadına, erkeğe "düşman" diye, görülüyor!…

***

Aile diyorsunuz.. Nikah diyorsunuz.. Evlilik müessesesi diyorsunuz..

Eş,  çocuk, baba "kutsal" ulvi bir ümmet çekirdeğidir, savunmasındasınız!...

Vay sen misin diyenler ulumaya başlıyor..

Birileri; "hemen atılıp" gerici diyor.. Hangi çağdayız; "birey özgürdür"…

Flört var, birlikte yaşam var… Nikahsız da; "yaşanır..!"

***

Hele hele… Kadın kadına.. Erkek erkeğe evlilik ve cinsellik "lut kavmine" itibadır..

Katılımdır.. İğrençliktir…

Toplumu, aileleri "bölen, parçalayan" yok eden; "atom bombası" gibidir, denildiğinde..

Tepki konulduğunda..  Çukur zihniyetliler "gerici yobaz" diye saldırıyorlar…

Neymiş; batılılaşmadır.. Cinsel özgürlüktür..

Sözde, çağdaşlıktır..

İşte, Sıla-Kural hadisesi..  Gelinen aşamanın; "örneği.."

Ama velakin kim, hangi "zihniyetle" mevzu üzerinde tepiniyor..

Onu anlamak zor.. Akla ziyan!…

***

Mübarek bir gündeyiz…

İçine düşülen "ahlaksızlığın" çukurundan, çıkabilmek..

Uyanmak.. Farkına varmak.. Yitirdiğimiz benliğimizi, yeniden kazanabilmek..

Ahlakı.. Şerefi.. Haysiyeti..

Kadındaki iffet halini, "değerler" ölçeğine yeniden kavuşturmak!…

Kadının da.. Erkeğin de.. Birbirlerine olan "ulvi sorumluluklarına" vakıf olabilmeleri için…

Duamız şu olsun.. Allah bizi bu asrın "fitne" fikriyatından, zihninden korusun!?..

***

KEMAL BEY NE DÜŞÜNÜYOR?…

Ne düşünür bilmem..

Ama!..

Öztürk Yılmaz'ın gafletine dair; "hala suskun..!"

"Türkçe Ezan" talebine, dair "ketumluk var..!"

Şimdi düşünüyorum..

Yavuz da, mevzuu etmişti..

Kemal Bey..

2011'deki seçimlerin evresinde şöyle demişti diye..

"Sabaha karşı camiden çıkanın da, meyhaneden çıkanın da oyunu alacağız…!"..

***

Bilmem!…

Kemal Bey hala o fikirdeyse…

Sabaha karşı meyhaneden çıkanların "kendilerine" oy vereceğini..

Ya da; "oy alacaklarını"  düşündüğüne bir şey diyemem..

Lakin, "sandıkta" ayık olurlar mı, olmazlar mı bilmem?..

Bildiğim, seçim günü "alkol tüketiminin" yasak olduğu...

Ama velakin..

Sabaha karşı camiden çıkanların..

Cemaatlerin…

Başı secdeye gidenlerin..

Hele ki, Öztürk Yılmaz gibi "gaflet ve delalet" içerisinde olan CHP'ye..

Onun zihniyetine...

Pek tabi ki ezan'ın yeniden "Türkçeye" çevrilme hevesinin, körüklendiği bir zamanda…

Aha da biz CHP'ye "Oy vereceğiz" diyeceklerini sanmıyorum!?..

Sizce…

NOT… Yazıyı gazete sütünlarına gönderirken, haber geldi..

Öztürk Yılmaz..

"Kesin ihraç" istemiyle, Disiplin Kurulu'na sevk edildi..

Bakalım, Kılıçdaroğlu'na istifa çağrısı yapan Gürsel Erol hangi akıbeti görecek..

Göreceğiz..

Ancak bu hamle an itibariyle CHP için bir artı diyebilirim!..

***

CAHİLLİĞİN FATURASI…

Hani bir söz var…Halk deyimidir...

Denir ki…

"Yarım hekim candan, yarım imam dinden eder.."

Ne yazık ki..

Yaşamın her alanında vuku bulmakta..

Tabi iş siyate gelince...

Vaziyet, Siyaset kulvarında "cehaletin" hükmü çok şeyden eder.

Eee, CHP siyasetinde görüldüğü gibi!…

***

ÖDÜL…

PKK'nın lider kadrosunun başına konulan ödül..

ABD ödülü..

12 Milyon dolar…

Murat Karayılan..

Cemil Bayık..

Duran Kalkan..

Diyorum ki, "bu işin içinde" bir bit yeniği var..

Yani; "tuzak" var..

Bir değil, çok yönlü bir tuzak…

Oyuna gelmek, bedeli ağır olur.. Ki, telafisi mümkün olmaz…!

***

MEHDİ GELİYOR MEHDİ!…

Aynen de öyle.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye başkan "adaylığı" için!…

Seçim kulislerinin attığı; "Çığlık..!"

Ki dün bazı isimleri vermiştim..

Başa da, Vekil Mehdi Eker'i koymuştum..

Dünden beridir; "mesajlar" akıyor..

Bilumum..

Mehdi geliyor Mehdi!…

Erken olacak ama.. Mesajlara karşı söylenecek söz!..

Ee hadi; "hayırlı olsun.."

..Ve..

Cumanız mübarek olsun..