Öyle ya; Feyzi büyük bir gün bugün! Günlerden, Cuma. Bir de, İkmal ettiği, Kadir Gecesi. Üstad, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin "vefatından" sonraki gün. Maşallah! Ama, Buruk bir ruh hali var herkeste! Öyle inanıyorum. Çünkü Gelmiş bulunmaktayız mübarek Ramazan-ı Şerif'in son günlerine Artık, Rahmet ve bereketinin feyziyle "yolcu" etmeye hazırlanıyoruz. Ve gönüllerin, Hoşnutluğuyla, bir dahaki yılda "buluşabilme" umuduyla, yolculuyoruz.
* * *
Deriz ya; 11 Ay'ın Sultanı Ramazan-ı Şerif. Ya Şehr-i Ramazan! Peygamber, Efendimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V) ifadesiyle. Eveli rahmet. Ortası mağfiret. Sonu da, cehennemden kurtuluş olan, "kutlu" ay, Ramazan-ı Şerif. Evet, Eveli rahmeti, idrak ettik. Mağfiretin de, sonuna geldik. Şimdi de, "Cehennemden" kurtuluşun ve bağışlamanın, "günlerindeyiz" Ve bu gece; Yeryüzünü "nurlandıran" Kur'an-ı Kerim'in doğuşu. İnsanlığın da, Bu doğuşla "kendini" hak yolunda buluşunun, kudretine nail oluyoruz bugün. Çünkü, 11 Ay'ın Sultan'ı Ramazan'ın içerisinde bulunduğu bu gece; "Bin aydan daha" hayırlı! Feyzi büyük!
* * *
İşte, Ramazan'ın son Cuma'sı olması. Kadir Gecesi. Ve Üstad Bediuzaman Said-i Nursi Hazretleri'nin de, önceki gece "vefatının" yıl dönümü olması. Ruhların, Saf ve temiz duygularla "odaklandığı" rahmet bereketine, sizlerle birlikte odaklanmak istiyorum. Onun için de; Beyin kadar mide bulandıran "günlük" hadiseleri görmek istemiyorum. Öteliyorum! Ne sizlere, Ne de kendime "eziyet" etmeyeceğim. Çünkü, Şuan ülkenin "midesini" bulandıran hadiselerin hemen hepsi. Geçmişin; "Kirliliği, ahlaksızlığı ve kepazelikleridir". Yani, "Günahkârların" maskelerinin bir bir düşme hal-i durumudur. Bu nedenle; Günün feyzine, rahmet ve mağfiretine "gölge" etmelerine imkân vermeyeceğim.
* * *
Evet, Kadir gecesi, bu akşam idrak edilecek! Peki, Bu gecenin "derin" hikmeti, anlam ve tanımı nedir? Dün, Bir hayli dini kitapları, arşivdeki dokümanları kendimce süzgece aldım. Durumdan, "Net" bir duyguyla haberdar olup, onu sizinle paylaşabilmek için. Malum, Pek dini "tedrisatım ve okumuşluğum" yok. Ama "hayat felsefesi". Ve mesleğin de, "gerekliliği" açısından, bilgi takibatım var. Kadir gecesi, Kur'an-ı Kerim'in bir bütün olarak Levh-i Mahfuzdan dünya semasına indirildiği. Bilahare, Cebrail (AS) zamanı geldikçe "ayet ve sureler" halinde, Peygamber Efendimize (S.A.V) getirdi.
* * *
Doğrusu, Kadir Gecesi "kesin" olarak, Ramazan-ı Şerif'in hangi gecesi olduğu, pek ifade edilmiyor. Sadece, Kitabelerde yer alan ve "rivayet" olarak hüküm getirilen "gecenin" takvimsel günü. Ramazan'ın, 27'inci gecesi "olarak" idrak ediliyor. Evveli rahmet, Ortası mağfiret, Sonu da cehennemden kurtuluş olan Ramazan-ı "doyumsuz" kılan Kadir gecesinde, "ibadet" edilmeli. Bu geceyi ihya etmekle elde edilecek manevi kazanç hesap ve tartıya gelmeyecek kadar büyüktür. Ancak ne var ki; Şu anki "hal-i durum" ve insanoğlunun yaşam şekli, "ne yazık ki" acziyet içerisinde. Hele, bu mukaddes ve değer biçilemez "hayırlı" günlerde dahi, zafiyet hâsıl. Tamamen "dünyevi" meselelere odaklanmış vaziyetteyiz. Ekonomi, Sosyal, Siyasal kulvarda "debelenip" duruyoruz. Ahireti, Akla ve düşünce "havsalasına" almadan! Yani, manevi ve ahlaki bir erozyon.
* * *
Pek tabi ki, "kavram kargaşası" içerisinde, çöküntü yaşıyoruz. Hatırlayalım, Bundan beş-on yıl öncesini. Diyarbakır'da, Ramazan nasıl idrak edilirdi. Ve ahali "bugüne" ve onun feyzini yaşayanlara nasıl "saygı" gösterirdi? Ama bugün; Ne saygı var ne de, feyzine "hikmet" gösteren. Aşhanelerden tutun da, Birahanelere, gece kulüplerine. Tekel büfelerine kadar. Kahvehaneler bile. Saygısız, Bir şekille "koruma" cihetine gitmeden, "alen-i" bir özürlülük içerisinde, "oruç gelmiş kime ne?" diyor. Niye, Bu "arıza" durumu anlattım. Önceki gün; "öyle" bir durumla yüz yüze geldim ki; "bu kadar mı" zayıf bir ruh hali "tahribatına" toplum kapılmış. Sorsanız, Müslümanım diyecek. Ama, "hayat" şeklinde o misyonun "zerresi" yok. Fazla deşmek istemiyorum. Tabi, "beyninizi ve midenizi de" bu ahlaki erozyonla, sarsmak niyetinde değilim.
* * *
Neyse! "Kurtuluş reçetesi" olarak görülmesi gereken; Kadir Gecesi mübarek ve müstesna bir gece olması münasebetiyle "bari bu gecede" af ve mağfiret dileyelim. Çünkü; Bu geceyi ihya etmek demek, o gecede bize ulaşan Hakkın mesajına kulak vermektir. Kur'an-ı Kerime sahip çıkarak, Onu hayatımıza hâkim kılarak kendimizi "enva-i şerden" koruyabiliriz. Velhasıl, Bu vesileyle hem Af ve mağfiret geceniz olan Kadir Geceniz, Hem, Mübarek Cumanızı "tebrik" ediyor, hayırlara da vesile olmasını temenni ederim. Bir de, Büyük Kur'an müfessiri, Risale-i Nur müellifi Bediüzzaman Said Nursî hazretlerini vefatının 51'inci yıl dönümünde rahmetle anıyoruz. Hayırlı cumalar.