Ne mi?…
Merkez Sur ilçesi, Belediyesi'nin "arsa" satış ilanı?..
Afişler şehrin her yerinde..
Açılan pankartlar..
Haraç-mezat misali...
Neden şimdi?..
Seçim arifesindeyiz!!..
Ki "menfi" propagandası yüksek girişim bu!…
Ne deniliyor?
"Yangından mal mı" kaçırıyorsunuz?…
Hele bir seçim olsun..
Hele kim yönetime geliyor, kim gelmiyor belli olsun?..
Ondan sonra..
Eğer ki ihtiyaç hasılsa "bu satış" yapılsın?...
Yoksa…
Borç gerekçesi "alternatif" formüllerle çözülsün...
***
Doğrusu!…
Vakıa bir bütün olarak, kafama takıldığı gibi..
Beyan veren de yok?
Anlam vermede güçlük çekiyorum…
O da şu…
Sur'daki değişim.. Özellikle; "çukur ve barikat" terörüyle; "yaşanan göç..
Ki getirdiği etkiyle; "seçmen" profili değişti..
Şimdi kırsal ağırlıklı..
Yani bir "şans" diyebileceğimiz "seçim kazanımı" Ak Parti açısından var gibi gözükürken!…
Bu satış ilanı, şu soruyu ikmale getiriyor..
Özellikle; "menfi" propagandanın yoğunluğu karşısında..
"Birileri şansı sabote mi etmek istiyor?"
Sizce...
***
Tabi, kafama takılan bir başka nokta var… Günlerdir sorguluyor.. Gelen mesajlar, telefonlar var..
Deniliyor ki...
Bu arsalar, Dicle Üniversitesi'nin kampüsündeki "araziler..!"
Yani kamu alanı!!!…
14 adet arsa. Yüzlerce dönüm!…
Bölgede "imar" uygulaması var..
Nasıl oluyor da; "1. sınıf tarım arazisi" şeklinde "satılabiliniyor?"….
Niye "arazi....?"
Yeniden bir "imar" değişikliğine mi gidilecek?…
***
Aslında, sorular çok… İddialar da yüksek… Rahatsızlık veren, kokular da var!…
Mesela!…
Bu araziler.. Yani satışı ilana çıkan arsalar başkaları tarafından; "işgal" edilmiş mi?…
Üzerinde herhangi bir inşaat var mı?..
Malum..
Böylesi bir durum vaki ise!…
Ki kimse; "ister ticari, ister konut" işgali olan; arsaya alıcı olmaz..
İşte burada kafama takılan "acabalar" silsilesi oluşuyor..
İhale ilanı bir "libas mı?…"
Galiba amaç başka!..
***
Bir diğer sorum.. Belediye'nin elinde bunca arazi var iken..
Kendi mülkünde, yüzlerce dönüm var?..
Neden; "bunların" satışıyla ilgili bir inisiyatif ortaya konulmuyor da..
Üniversitenin; "arazilerine" göz dikildi..
Galiba..
Hedef; "Üniversite'deki arazileri" imara açmak..
Ki o bölgede; binlerce dönüm alan var…
Yani, ranta rant…
Diğer gariplik ise..
Üniversite'nin "gölet alanının" birilerine "peşkeşi mi?"…
Velhasıl!…
Hamuru yüksek derecede "su alan" bir durum..
Bakalım; kim nasıl ekşimeyle mide rahatsızlığı geçirecek..
Takip ediyoruz…
***
CHP'NİN PROPAGANDA FİLMİ!...
Sokak jargonuyla.. Aha da "bir yaşıma" girdim..
Hakikaten de öyle..
"Solcular da" din istismarına başladı…
Hem de; "seçim malzemesi" yaparak..
İşte, CHP'nin "propaganda" filmi…
Kemal bey…
Sanki "minberden" vaaz veriyor gibi..
Attığı nutuklar!!!…
İslami "tüm değerleri", cümlelerinde kurgulamış…
Yaldızlı!…
Kur'an-ı Kerim mi?
Peygamber Efendimiz mi?
Ayet mi?
Hadis mi?
Mevlana Celalettin-i Rumi mi?
Hele hele, "tasavvuftan" söz edilir hali…
Alıntılarla; "sözcük" kurması..
Der demez insan!...
Maşallah..
Maşallah..
Maşallah..
Kırkbinkere "maşallah" diyesi geliyor..
Biliyorum!..
Diyeceksiniz ki, "iyi olmamış mı? benamaz tövbekar olmuş.."
Haklısınız…
Daha ne isteyelim..
Ha buarada, rakip siyasiler eleştiri yapmış..
"Takke yapıyor" diye..
Olsun..
Belki zamanla "hidayete erer..!"
Bu ilk, adım!…
90 yıldır vaki mi böyle bir "halet-i ruhiye'nin CHP'de varlık göstermesi…
Değil…
Bakınız..
Seçim sürecinde, Kemal Bey'i sıkça "camide..!"
Hele ki, "cuma namazlarında" saf tuttuğunu görürseniz şaşmayın..
Kimse de "samimiyetini" sorgulamasın!…
İticilik olur…
Neyse!…
Kemal Bey'in "propaganda filmini!..
Şu fikriyatla noktalayalım..
Yeni yılın "değişimi ve hidayeti" diyelim!…
***
DİYANET NE YAPMALI?….
İslam'ı anlatmalı?..
Kur'an-ı Kerim'i okutmalı?
Ayetleri?
Hadisleri?..
Sünneti, Şerr-i hükümleri…
Şeriatı..
İman'ı,
İzanı anlatmalı, hizmeti bu kulvarda vermelidir..
Haram nedir?..
Helal nedir?..
Devlet idaresinde, toplum içerisinde?..
Ki yasalar dahil, "kanundaki" İslam’ı hakikat var mı?
Etken midir?…
İbadeti bildirmelidir..
İmanın ve İslam'ın "şartlarına" odaklanmalı..
Milleti "ümmet" olmaya çağırmalı..
Bunları yapan "bir hizmet kurumu" olması lazım…
***
DİYANET BUNLARI YAPMAMALI?
Siyasetin..
Politikanın..
Politize olmuşluğun; "hegemonyasına" girmemeli?
Dini kazanç…
Zenginleşme..
İkbal vasıtası, görmemeli!..
Hac, umre ziyaretlerinin "acentesi" olmamalı?
Paranın, pulun "esiri" olmamalı…
Makamları..
Mevkileri…
Lüksün ve israfın girdabında zehirlememeli…
Ülkenin ve milletin "barışına, kardeşliğine" ırak olmamalı!…
Zalimin zulmünü,
Mağdurun biçareliğini anlatmaktan imtina etmemeli?
İmamlar..
Vaizler..
Görev ve misyonlarını "dava" uğruna, ifade etmeli?…
Kur'anı, maddi "kazanç" kitabı olarak görmemeli…
Zekatı da..
Fitreyi de…
Hayır ve hasanatı da; "kendi cebine" zorunlu tahakküm oluşturmamalı?..
Yani bunlardan uzak durmalı..