Kaldırımlar!
Modern ifadeyle, "yaya yolu".
Sahi...
Sizce "kaldırımlar" kimin içindir.
Veya kimler için yapılmıştır.
Ya da; "kime" tahsisi söz konusudur.
***
Hiç kuşkusuz ki
Biliyoruz ki şehir içi yollar.
Caddeler bütünlük içerisinde araç trafiği içindir.
Ama kaldırımlar için, durum farklı!
Şahsen hemen cevap veremiyorum.
"Kaldırımlar" yayan içindir diye!
çünkü hal-i vaziyetiyle "vahim" bir ikilem içindeyim.
***
Sakın.
Ama sakın hemen;
Kaldırımlar yayalar içindir diye, bir söylemde bulunmayın.
çünkü değil.
Eğer denildiği gibi olsaydı.
Yani kaldırımlar "asli" misyonu icra etseydi ve "yayalar" için, görev almış olsaydı.
O zaman sorun neydi ki, bağırılan-çağrılan?
***
Bugün ahali olarak, 7'den 70'e herkes.
Yaşlısı, genci, kadını, erkeği.
Kızı, çocuğu, engellisi.
Velhasıl kimi derseniz çığlık, çığlığa.
Feryat ediyor avazı çıktığı kadar "kaldırımlar işgal altında" diye!
***
Ne yazık ki işgal altında.
Hem de öyle böyle değil tamamen gasp edilmiş.
Ki sorumlu, kurumlar dhil olmak üzere!
Hem işgalci,
Hem de muzdarip!
Yaşanan durum açıkça bir "hak ihlalidir".
***
Tabi salt Şehr-i Amed'e özgü değil ihlal ve işgal.
Bölgenin diğer illeri için.
Ülkenin en baba gelişmiş şehrinde dahi kanayan bir dert kaldırım işgali.
Ama bizde.
Derler ya, "gemi azıya" vurmuş misali tar-ü mar.
Bizdeki, durum "geçit vermez" noktada!
***
Kaldırım dedik de.
Aklıma;
Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in; "Kaldırımlar" şiiri geldi.
Bir cümlesi var ki, "yürekleri" alevlendiriyor.
Der ki;
"Kaldırımlar, çilekeş insanların annesi."
***
Ama nerdeee?
Evet.
Diyarbakır'da kaldırımlar "çilekeş ahaliye" çok görülüyor
Yürüyemiyor,
Hissederek, kaldırım taşlarına basamıyor.
Özellikle;
Sur içinde,
Bağlar,
Yenişehir'de.
Ki modern yerleşim alanı dediğimiz Kayapınar'ın özellikle Huzurevleri semti.
***
Açıkça;
Kaldırımlar "ele geçirilmiş" birileri tarafından işgal altında.
Tabiri caizse; "gasp" edilmiş-parsellenmiş.
Kimler tarafından derseniz?
Sıralayayım.
Başı çekenler hiç kuşkusuz ki; Kahvehaneler ve çay ocakları
***
Hele ki,
Havalar ısınmaya başladığı şu günlerde.
Biliyorum.
Önümüzdeki gün ve aylarda daha fahiş durum olacak.
Bu işletmelerin, "kaldırım" işgalleri daha bir keskin artacaktır.
***
Tabi ki.
İşportacılar.
Akşamın, "gizli" seyyar satıcıları.
Kim varsa.
Tezghlar, sıra sıra dizili.
Batan geminin malları, kaldırım "çarşı-pazar".
***
Her haliyle;
Asıl sahibi olan yayalar için kaldırımlar şuan işkence yolu!
Rezalet bir durum!
Görüntü kirliliği.
çevre tahribatı.
Ve yaşam kültürüne yönelik, açık bir tecavüz!
***
Anlayacağınız;
Kaldırımların hali "çirkinlikler" yumağı.
Malumunuz üzre belediyeler sorumlu!
İşgali de sonlandıracak,
Kaldırımları asli görevine döndürecek,
Huzuru, yaşamı kolaylaştıracak olan pek tabi ki yerel yönetimlerdir.
***
Her ne kadar!
Zaman zaman;
Bu meyanda operasyon ve zabıta marifetiyle, "müdahale" söz konusu ise de.
Ne acıdır ki; "caydırıcı" değil.
Müdahale etkisi bir iki gün, sonra "aynı tas aynı hamam" misali.
***
Pazar günü,
Pazar sohbetinde, Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş konuktu.
Bu konuyu kendisine sordum.
O da, durumdan hayl-i muzdarip.
Hatta tepkisini açıkça ifade etti...
***
Özellikle;
Semt ismi vererek.
Dedi ki;
Saraykapı semtindeki esnaf.
Bilindiği gibi;
İçkale ve Hazreti Süleyman Camii o güzerghta.
Yerli ve yabancı, kesimin seyr-ü seferi burada yoğun.
***
Başkan Demirbaş dedi ki.
çok şikyet alıyoruz.
Özellikle, bayanlardan.
Kaldırımdan, yürüyemiyoruz.
Yol deseniz, iki yanlı araç parkı var, geçilmez.
Her taraf işgal altında, "kürsüler atılmış", çay-kahve sohbet
***
Uyardık.
Hatta bir kaç kez ceza dahi yazdık.
Kapatma verdik.
Ama sorun aynen devam ediyor."
***
Hiç tartışmasız;
Yetkili makamların şikyet hakkı yok.
Olamaz da.
çünkü, "sorunun ve çözümün" muhatabı.
***
Aysel Tekin adlı okurumun dediği gibi.
"Kaldırım işgali bitsin, nasıl biterse bitsin".
Evet.
Kaldırım işgali, hak ihlali son bulmalı.
Kim ise.
"Sıfır" tolerans dahi tanınmamalı.
***
Aslında ana sıkıntı,
Derdin bedbahtlığı,
Değer erozyonu tamamen "yaşam kültüründeki" dağınıklıktan kaynaklıdır.
Diyeceğim;
Kaldırım işgallerine, son.
Kaldırımlar yayalar içindir, kürsü atıp çay keyfiyetine haiz bahçeler değil.
***
Evet.
Bugün yarın bu mevzuu daha çok konuşulacak.
Ve kaçınılmazdır;
çok büyük hadiselerin, yaşanılmasına.
Onun için, telafisi mümkün olmayan, olaylar yaşanmadan.
Şehrin de, "çirkin" görüntü,
Hak ihlali ve işgalden, kurtulması için; "caydırıcı" yaptırımlara girişilmeli.