Öyle ya.
Adalet.
Beri yanda, kamu vicdanı.
Pek tabi ki, ilah-i hüküm!
Hepsi, ama hepsi.
Yekvücut ikmaliyle, bir gayeye hizmet eder.
***
O da şudur;
Hakkın, hakkaniyetin "tecellisi".
Yani, haklının "hakkına" kovuşması/kavuşturulması!
Tabi ki, zalimin, caninin, failin de cezalandırılması.
Ama; doğru bir adalet tartıyla.
Yamuk ve zafiyetle değil.
Kuşku götürmemeli.
***
Mazlum için de aynı.
Zalim için de.
Hiç kuşkusuz ki "geciken" adalet adalet değil ve olamaz.
İki taraf için de zulme döner.
Böylesi haliyet yaşayan için.
Özellikle "ahali", devlet nizamı noktasında, "bindiği dalı" kesmektir.
Ya da, baltayı taşa vurmaktır...
***
İlahı hüküm şudur ki.
Adalet, "şaşmaz" bir nizamdır.
Varlığı da,
Yaşam kültürü de,
Değer ölçütü de, toplumsal düzenin ikmalidir.
Barışın adıdır.
Güvenin, istikrarın ve "vicdanın da" teminatı/samimiyetidir.
***
Kısacası.
Adalet devletin de, toplumun da, "dayanak" çimentosudur.
çimento yoksa.
Ya da eksikse kullanılmışsa o yapı çöker.
Zafiyeti, hsıldır demek.
Vicdan ile izan kaybına uğramıştır.
Enva-i suç ve suçlular, kol geziyor demektir.
***
Yani.
Zümreye,
Kuruma,
Taassuba "boyun" eğici, zalimin zulmünden yana bir adalet tecellisi hsıldır.
Vay ki vay bu hale!
Düzen bozulduğu gibi.
Güven de, istikrar da, barış ve kardeşlik ile huzur, 'tar-ü mar' olmuştur.
Orman kanunları gibi.
***
Hele ki,
İcrası hukuksa, adaleti eksikse.
Yani.
Görüntü ayrı, uygulama farklı ise.
Tıpkı; akordu bozuk insan gibi, "ne dediği" anlaşılmaz.
Derler ya;
Yarım imam insanı dininden,
Yarım doktor, insanı canından eder diye!
***
Adaletin hükmü de bu haliyle hiç bir zaman dikiş tutmaz.
Tepkiyi,
Öfkeyi,
Kini ve nefreti körükleyeceği gibi.
Toplumsal.
Kamusal "vicdanı" sokağa döktürür ki, bu haliyle de sosyal patlama olur.
Şuan ki hal-i durum gibi.
***
İşte, son hadise!
Bingöl'de, "sapık emellere" maruz kalan, 16 yaşındaki E.Anin yaşadıkları.
Ve Adalet mekanizmasının sergilediği tavır.
Bir önceki yazımda ifade etmiştim!
Ki artık klişeleşmiş ifadeler!
Mardin'deki; N.ç'nin yaşadıkları ve toplumda yaşananlar.
Siirt'te.
Dicle'de, Eğilde.
Manisa, Zonguldak, Samsun. Ve Eskişehir de.
Konya da.
***
Son bir kaç yıldır.
Böylesi yüzlerce hadise yaşandı.
Daha adice işlenen, onlarca iğrençlik içeren vakalar serisi.
Ne yazık ki.
Yıllar yılıdır, "hep hasır" altı edildi, böylesi olaylar.
Korku da şuydu;
"El lem ne der." diye.
***
Aile de.
Tacize uğrayan için de.
"Aman kimse" duymasın.
Eee.
Mahalle baskısı, çevrenin "dedikoduları".
Suskun, toplum yapmıştı.
***
Ama artık öyle değil.
Aile de,
Mağdur da.
Tabi ki toplum da olaylar karşısında "avazı çıktığı" kadar bağırıyor.
Hak arıyor, istiyor, öneriyor.
***
Toplum da.
Kamu vicdanı da, "artık" suskunluk içerisinde değil.
O da, müdahil!
İşte, Bingöl'deki olaya gösterilen tepki duyarlılığı.
Ailenin, E.A'ya sahip çıkması.
Hele ki, Bingöl ahalisi.
Toplumun, her kesiminden yükselen bir ses oldu, "Bingöl'e sahip çık" diye.
***
Hükümette.
Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin'de.
Sahip çıktı.
Sonuç.
Dün, Adalet "kamu vicdanını" gördü.
Ve 1 Uzman çavuş hakkında tutuklama kararı verdi.
Tabi.
Bu tutuklama, "adalet" terazisini nasıl etkiler bilmem.
Ama "sosyal huzuru" sağlama.
Kamu vicdanını rahatlatma noktasında, olumlu bir karar.
***
Bakınız.
Üç gün önce, Diyarbakır'da bir dava karara bağlandı.
Taciz ve tecavüz!
Sanık, 34 yıl ağır hapis ceza aldı.
Mahkemenin gerekçeli kararı.
Daha açık yorumla kararda;
Delillere değil, "kamu vicdanıyla", ceza oranını üst sınırda verdiğine hükümetti.
***
Demek ki.
Savcı da,
Hkim de, mahkeme heyetleri de!
Sosyal patlamaya neden olabilecek,
Ülkenin,
Milletin değer ölçülerine zarar verilebilecek.
Huzuru, güveni ve istikrarı bozacak, hadiselerle alakalı, "kamu vicdanını" görebilmelidir.
***
İfade etmiştim.
Hal-i vaziyetteki yasalarımız da,
Kanunlarımızda,
Hukuki işleyişi de ne yazık ki "sanık" yararına hükümran.
Önce, devleti.
Sonra sanığı koruyor, mağdur için, en son söz!
***
Onun için.
Kamu vicdanının, huzuru,
Devletin,
Milletin bekası.
Hakkın, hakkaniyetin, adaletin "şaşmaz" terazisinin tartı hükmü için.
Yasalar da,
Kanunlar da "merkezine" önce "İnsani" değeri almalı.
Ki, vicdanlar huzur bulsun.
***
Yoksa.
Suçlu işlediği suçuyla, kalır.
Mağdur, uğradığı zülcüme boyun eğer.
Adalet terazisi de, şaşar.
Devlet nizamı da, hal-i vaziyette ki gibi, "dengesiz" olur.
Sonuç itibariyle.
Bingöl'deki "son gelişmeler" kamu vicdanının zaferidir.
***
Diyeceğim;
Bu vicdan, her daim "dik" ve uyanık olmalı.
Adaletin yanında,
Zulmün karşısında, "sesini" gür çıkarmalı.
Halka mal olmuş bir söz var;
Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır..
Susmayalım, şeytan olmayalım.
Tabi ki, "hakkın ve hakkaniyetin" noktasında.