Galiba öyle!…
Artık "siyasi rakip" faaliyeti içerisindeler..
Yoksa, AK Parti'de "adaylık" için kolları sıvamazlardı?…
Tekil kullanmıyorum..
Çoğul kullanıyorum..
Salt Diyarbakır değil..
Bölgenin bir çok il ve ilçesinde; "vaziyet" aynı.
İşte, Mardin..
***
Nitekim Kayyum'a karşı…
Parti içerisinde..
Parti dışında..
Ya da il dışındakiler "rakip" diye, karşı tez belirleme gayreti içerisine girmiş olmazdı..
Demezlerdi?..
"Kayyumlar işini yapsın..! Onlar bürokrattır..
Valiyse valiliğini..
Vali yardımcısıysa vali yardımcılığını...
Kaymakamsa kaymakamlığını yapsın!.."
***
Valla kim ne der bilmem?..
Ya da, kim ne iş yapar; o onun bileceği iş?!..
Ama bazı kayyumlar..
Hele ki, Diyarbakır ve Mardin kayyumları fena bir şekilde; "31 Mart'a" odaklanmışlar..
Kulis yapıyorlar..
Tez elde ediyorlar..
Ankara ile sıcak temas sağlayarak, "kayyum'dan" seçilmişliğe geçiş yapmanın gayreti içerisindeler…
Ha gayret...
***
Tabi bu serüvende; "çelmeler de" yok değil...
Var..
Kirli bohçaların deşifresi..
Hatta, kavga ve tehditlere varacak kadar sıvanmışlık..
“Yolsuzluk, usulsüzlük, ihale peşkeşliği” gibi vakaların; konuşulması...
Dün konuşmayan, bugün konuşan!..
Mesela Mardin Kayyumu..
Mardin Valisi Mustafa Yaman..
Ki kayyum…
Eski vekiller..
İl Başkanı..
Ve yöneticiler tabiri caizse "topyekün" savaş haline girmişler..
Onlar "kayyum" aday olmasın diye diretiyor..
Git; "Çorum'da aday ol" diyor..
O da; "ben adayım, iş yaptım, halk desteği var" der gibi karşı mahallede; faaliyet gösteriyor!…
***
Eee.. Diyarbakır kayyumu!…
Mardin gibi; "kafa, kol, kırma" yok..
Aleni bir "çatışma" ve cephe oluşturma gibi; "dışa vurulmuşluk" söz konusu değil..
Ama; "köprü altı" misali..
Yani "saman altında su taşıma" derler ya bu noktada, aktiflik kulisi var..
Çünkü, Ankara serüveni bu minvalde hayli işler oldu..
Ne diyorlar, Cumali Atilla için!..
İşine gelmeyince; "Beni devlet adadı, ben kayyumum, AK Partili değilim.." diyorsun..
İşine gelince; "Beni AK Parti adadı… Elbette ki, Ak partiliyim.." diyorsun..
Hangisi?…
***
Neyse!…
Peki kayyumların "seçilmişliğe" geçiş hamleleri "maya" tutar mı?..
Karşılığı olur mu?..
Seçmen 31 Mart'ta "tercih" edip oy verir mi?…
Hizmet yaptı diye; "parti" değiştirir mi?..
İsme mi, yerelliğe mi, hizmete mi, bakacak..
Tabi ki, "ilinden, ilçesinden" olmayana sıcak bakar mı?
Kent milliyetçiliği, körüklenmez mi?…
Niye, "bizde adam mı kalmadı" denilmez mi?
Mardin Kayyumu gibi, Atilla’ya da git Elazığ’da aday ol, demezler mi?
***
Göründüğü gibi!…
Bu minvalde akan su pek "parlak" görünmüyor..
Bulanık..
Yani diyeceğim şu.. Ki ilk günkü gibi aynı fikirdeyim..
Hem, kayyum'a karşıyım..
Hem de, kayyuma "siyasi" kimlik giydirilmesi ve giymesine karşıyım!..
Çünkü, ikmale gelen durum "zorunluluğun" hasılı…
Yoksa; "siyasi tercih" değil!?…
Velhasıl bu işin şuanki "hamuru" yoğrulma evresinde olduğu için; "su çok alacak" gibi!…
***
VEKİLLERİN KARNESİ!…
Diyarbakır için…
Sokağın beyanıyla.. Bilaistisna; "notlar kırık.."
Yani, zayıf bir "karne" notuna sahipler..
Dün olduğu gibi..
24 Haziran'ın üzerinden kaç ay geçti..
Bir kaç ay..
Sene-i devriyesi bitmedi.. Ama; "sokaktan" yükselen tepki var..
"Bu vekiller neredeeee?"…
11 Vekil...
Üç AK Parti..
8’de HDP..
Neyse!..
Söz haber ekibi, "sokağın nabzını" tutmuş…
"Vekiller" için; "ne diyorsunuz diye?
Cevap net…
"Hangi vekil…"
Neyse, haberde her şey yazılı..
Oradan; malumat sahibi olun!…
Benim diyeceğim!..
Eğer ki, "halktan" kırık not alan vekil var ise..
Ki vardır…
Aha da, canlı canlı şahitleri, Diyarbakır ahalisi..
Peki, "meclisteki" varlıkları da; "kırıksa.?"
Yani ne konuşma..
Ne önerge..
Ne tartışma..
Ne de Diyarbakır'a ülkeye dair bir fikri beyanı..
Yada "Meclis kürsüsünde" bir konuşma cesaretinin ortaya konulması..
Vaki mi?..
Sanmıyorum…
Adam iki dönemdir vekil; "sadece yemin töreninde" kürsüye çıkmış..
Ötesi yok!..
İsterseniz, Meclisteki "portalına" bakabilirsiniz..
"Maharet" kriteri orada..
Karne gibi!…
***
ÖZTÜRK KOVULACAK…
Kemal Bey..
Kararlı..
Gergin..
Ve öfke dozu yüksek!…
Denilene göre; Öztürk Yılmaz'ın son açıklaması sonrasında; hükmü vermiş..
"Kovulacak?.."
Halk arasındaki, söylemle!…
"O Öztürk, bu partiden gideceeeeek..!
Gitmesin mi?…
***
YALAN TARİH!…
Ne yazık ki…
Klişeleşmiş bir ifade..
"Yalan söyleyen tarih utansın.."
Maalesef..
Ülkemizin de..
Bölgemizin de..
Dünü ve bugünü dahil hep "yalan tarih" üzerine kurgulandı..
Yoksa!…
Sürekli "hainliklerin, aldatılanların" serüveni yazılmazdı..
Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan!..
"Yalan söyleyen tarih öğrettiler.."