Söylenecek tek söz var..
O da..
Rezilliğin ötesinde; "utanç" verici…
Bu nasıl bir anlayış?
Bu nasıl bir aymazlık?
Bu nasıl bir boş vermişlik?
Bu nasıl bir otoritesizlik?
Bu nasıl bir zafiyettir ki?
Keçi Burcu'nun tepesine…
İşgüzarca, seyyar tuvalet kuruluyor…
Buna izin veriliyor…
Ve bu tuvaletteki pis su gideri de hiç bir, "koruma ve depolama" yapmadan boşa bırakılıyor...
Pis su, burcun duvarlarından sızarak aşağı döktürülüyor…
Yazıklar olsun…
Bir kere değil, binlerce kez yazıklar olsun…
***
Ben bunu..
Ora'yı işgal ederek, "işletmeye" dönüştürene..
Keçi Burcu'nun "tepesinde" çok ocağı kurana..
Akla-ziyan, marifeti kendinden menkul şahsiyete..
O seyyar "tuvaleti" getirip Kuran'a demiyorum..
Pis suyu, gelişi güzel surlardan aşağı bıraktırana..
Ne söylesem boş..
Desem ne olur, demesem ne olur?
Vaziyete, rezalete çözüm değil ki..
***
Muhatabım…
O Keçi Burcu'nun "işletme" yetkisini alan kurum..
O da, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası..
Pek tabi ki..
Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü..
Aynı zamanda, Kültür Varlıkları Koruma Müdürlüğü..
Koruma kurulu da…
***
Beri yanda..
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi..
Kurumun, Çevre Koruma Daire Başkanlığı…
Aynı zamanda, Diyarbakır Valiliği…
Diğer yetkili ve etkili birimler..
Kentin diğer bileşenleri…
***
Siz.. Evet sizler..
UNESCO..
Dünya Miras Listesine alınmış olan..
Onlarca medeniyetin "izlerini" taşıyan..
9 bin yıllık ömre sahip Keçi Burçu'ndaki; "rezilliğe" ne diyorsunuz?..
Haberdar mısınız?
Bu görüntüler...
İşgal edilmişlik hali "içinize" siniyor mu?
Sindirebiliyor musunuz?
***
Bilemiyorum..
İçinize siniyorsa, "diyecek" bir sözüm yok..
Çünkü "söyleyeceklerimi" peşinen..
Alenen "kabul etmiş" oluyorsunuz..
Ki ne söylersem..
Ama değil..
"Bu rezilliği" kabul etmeyiz, içimize sindirmeyiz derseniz..
Diyeceğim o ki; "tez elden" kaldırın o tuvaletleri..
***
Keçi Burcu'nu da..
İşgalden..
Boş vermişlikten.
Zafiyet üretici "ortamdan" kurtarın..
Daha da ilerisi..
7-8 yıldır "Keçi Burcu'nu" yetkisinde tutan..
Ama bugüne kadar zerre-i miskal "bir iş beceremeyen"..
Birilerine "işgal" ettiren..
Ticaret ve Sanayi Odası'nın "uhdesinden de" alın..
Asli "misyonuna" döndürün..
***
Velhasıl..
Diyeceği o ki..
Hep ifade ediyorum..
Klişeleşmiş bir söz, ama hakikatin kendisi..
Ne yazık ki..
Taşı gibi bahtı kara olan Diyarbekir..
Bir türlü; "sahipsizlik" zincirinden kurtulamıyor…
Kurtulsaydı..
Kadim şehrin hal-i vaziyete böyle "virane mi" olurdu?
Sizce..
***
MHP'DE MESELE YOK MU?
Vaziyet net..
MHP..
Artık bir mevta..
Dirilmesi de ne mümkün.
Kim gelirse gelsin..
Nasıl bir tedavi uygularsa uygulasın..
Dünün resmiyle..
Bugünkü, görüntüyle "fatihayı" okuyabiliriz..
***
Enva-i hilenin..
Desisenin..
Kumpasın…
Paralenin..
Derin yapıların "organize" olduğu bir yapının "iflahı" olur mu?
Olmaz..
Şu an, "her türlü" oluşum, MHP etrafında cirit atıyor..
***
En önemlisi de..
Parti "kimliğinden, geleneğinden" hızla uzaklaşıyor...
Bu da demektir ki; "sona" gelinmiştir..
Bir bakın, vaziyette..
MHP'nin "tarihinde" vuku bulmuş mu, son günlerdeki hadiseler..
Ne mümkün?
***
Bırakın parti içindeki, "demokrasi" işleyişini..
Baksanıza..
Yargı bile..
MHP'nin "kurultayı" için "üç başlı" bir süreç işletiyor..
Birbirine "tam zıt"..
Hiçte "örtüşmeyen, uyuşmayan" iki yerel mahkeme kararı…
***
Kongre var mı yok mu?
Biri var..
Diğeri yok diyecek bir nokta gelindi?
Hele ki, Yargıtay..
Kararsız..
Ve belirsizlik arzıyla "paşa gönlüne" göre bekleyin..
Hal böyle iken..
Gel de "işin" içinden hukuki işlemden çık..
Maalesef…
***
Velhasıl..
Bahçeli yeniden başa gelirse gelsin..
Ya da, giderse gitsin..
Veyahut..
Akşener, MHP'nin başına geçerse geçsin..
Ya da, kongrede avucunu yalarsa yalasın..
Neticede partinin "Dümeni" kırılmıştır..
***
MHP..
Geleneğinden artık sapmıştır..
Başbuğuna karşı,
Parti geleneğine karşı
Saygıyı,
Güveni,
Samimiyeti,
Milliyetçi duyguları "tarumar" etmiştir…
Artık, düştüğü derdin, "devası" yoktur..
Giderek de kötüleşiyor..
***
Yani, yeni bir "vücut" lazım..
O da, MHP'da olmayacağına göre..
BBP mi olur yoksa AK Parti mi olur bilmem?
O'nu da ülküceler düşünsün..
Çünkü MHP'yi "toparlayacak, vücudu diriltecek" takat kalmamış?
Ne lider olabilecek?..
Ne de lidere güvenecek, bir çoğunluk söz konusu değil?
BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM…
Bu akşam, saat 22.00'de..
Uzay-Söz Tv'nin ortak yayınıyla..
Gündemin en sıcak mevzuları konuşulup-tartışılacak..
Şimdiden hayırlı seyirler..