KEMİKLER FIŞKIRMAYA BAŞLADI
Eklenme: 2/8/2014 12:00:00 AM

Yine kafatasları,

Yine insan iskeletleri,

Yine, toplu mezarlar.

Kâbus gibi.

Evet.

Diyarbakır'da toprak yine kusuyor.

Kustukça da, kafatasları ve kemikler fışkırıyor!

***

Bakınız.

Orgeneral Galip Deniz Kışlası.

Yani, 7 Kolordu Komutanlığı.

Burada, inşaat alanı için kazı yapılıyor.

Askerlik Şubesi binası için.

Daha ilk kazmada, "insan kemikleri-kafatasları' çıkıyor.

6 mezar deniliyor.

***

Arkeologlar.

Müze araştırmacısı.

Bilimsel araştırma yapılmış, hal-i hazırda.

Rapora göre.

Tarihi bir "mezarlık" alanı.

Yani, şöyle JİTEM'in, 1980 ihtilalinin "vahşet yüzü" değil gibi deniliyor.

***

Ancak, DNA testleri.

Adli tıp.

Ve diğer bilimsel-akademik tahkikat sürüyor.

Neticeyi hep birlikte göreceğiz.

Tarihçiler o bölge için, çok şey söylemiyor değiller.

Diyorlar.

Bölge tamamen, "mezarlık" alan diye.

***

Her ne kadar.

İçkale'de ortaya çıkan 23 kafatası.

Ve İnsan iskeletiyle alakalı, kuşku getiren sonuç olduysa da.

Burası için, bin 200 yıllık denilmişti.

Belki de.

Aynı sürecin, "mezarları" olabilir.

Lakin acaba da demiyor değiliz.

***

Malumunuz üzre.

80 ihtilali sonrası.

Ve 1993'le başlayan JİTEM dehşeti.

Bu iki süreç açısından.

Bu bölgede "çok ölümler".

İşkenceler.

Ve Kayıplar hayli yaşandı.

Acaba, "gizlenme" alanı olabilir mi diyen de yok değil?

***

Malum.

Kızıltepe'de,

Şırnak'ta,

Midyat'ta "benzer" hele ki, Silopi!

Ortaya çıktı JİTEM'in "infaz" karargâhları diye.

***

Dün.

Çınar'dan benzer bir haber geldi.

Denilene göre.

Burada iki ziyaretçi, Tarihi Zerzevan Kalesi bölgesinde geziniyormuş…

Tesadüfen 7 Metre derinliğindeki su sarınıcında "kafatası-insan kemikleri" bulmuşlar.

***

Bölgede inceleme yapılmış.

Hal-i hazırda;

Toplam 25 insan'a ait kemik ve kafatası çıkarıldı.

Savcılık.

Valilik.

Jandarma ve İHD kendi alanında burada inceleme yapıyor.

***

Kemikler DNA testine gönderilmiş.

İnceleme sürüyor.

Tabi, kale Roma dönemine ait.

Issız bir bölge.

Pek gideni-geleni yokmuş diyorlar.

***

Ancak, genel intiba şu.

Kemlikler.

Kafatasları.

Faili meçhul cinayetlere kurban gidenlere ait olabilir.

Bence de olabilme ihtimali yüksek.

Çünkü.

1990 ila 2000'li yıllar "karanlık" yıllar...

***

JİTEM için.

Kontra için.

Kandan beslenenler için.

Böylesi ıssız ve kamuflaj mekanlar infazlarına mekan.

"Gizemli" alan.

Hep kullanılmış.

Bakalım, sonuç ne gösterecek?

***

Ha bu arada.

Kafama takılan bir soru da var.

O da şu.

Kemiklerin ortaya çıkma "zamanlaması".

Eee.

Şüpheci bir toplum olduğumuz için, kafa kurcalıyor.

***

Acı bir tablo.

Velhasıl.

Utançlar ve vicdansızlıklar coğrafyası burası.

Ölüleriyle.

Öldürülmeleriyle.

Katliamlarla.

Ne yazık ki sınanan bir cennet toprak Diyarbakır.

***

Bu salt, son 30 yıl için değil.

Öncesi de var.

1960'lar, 45'ler.

1925 hatta 1915'lere kadar uzanır.

Vahşetin yaşatılması.

***

Bilemiyorum.

Bu coğrafya da,

Marifet ölmek mi, öldürmek mi?

Yoksa yaşamak, yaşatmak mı?

Elbette ki, yaşanmalı, yaşatmalı.

***

Diyeceğim.

Aydınlık yarınlar için; "hakikatler" ikmale gelmeli.

Yoksa her kazma,

Her ortaya çıkacak kemik,

Hafızalarda "acı tabloyu" tazeleyecektir.

Vicdanları da sorgulayacaktır.

Çünkü geçmişin karanlık yüzü aydınlanmaya mahkûmdur...

***

Eğer bir barış olacaksa!

Süreç kardeşliği ikmale getirecekse.

Eşitlik,

Özgürlük,

Hak hukuk ve adalet, eşitlenecekse!

Haklar ve halklar "hakkına" kavuşacaksa.

O zaman;

Hakikatler pragmatizme ve paradigmalara kurban edilmeyecek,

En halisi de, devletin mahremiyetine bırakılmamalı.

Bunun tek yolu hepimizin taşın altına elini koymasından geçiyor.

Körü körüne değil, akılcı yöntemlerle elbette…

Onun için de, herşeyin takipçisi ve sorgulayıcısı olmamız lazım.