KEPAZELİKLER KİMİN ESERİ?
Eklenme: 2/12/2013 12:00:00 AM

Mesleki,

Noktada akıl kilitlenmesi yaşıyorum.

Niye diye sorarsanız?

Şu; Eğitim ve Araştırma Hastanesi.

Ve üzerinden;

Son günlerde icra edilen inlik provokatif tartışma.

Tek merkez koordineli;

Fikri tahlilden ve objektif habercilik anlayışından yoksun!

Yargısız infaz!

***

çünkü,

Haberlerin muhtevası.

Özelliklen de,

Mevzubahis olan konuların, Hastanenin Yapım işini üstlenin, İnşaat firmasına odaklı tutulması!

Bilinçli.

Ve tabi ki hedef saptırma.

Asıl suçluyu.

İnliklerin sahibilerini gözardı ettirmek.

Daha açıkçası;

Onları sütten çıkmış ak kaşık(!) misali, aklama gayretkeşliği var.

***

Öncelikle;

Şunun altını kalın ve kırmızı çizgiyse çizmek istiyorum!

Şu iyi bilinsin.

Mevzuunun üzerine odaklanmamda farklı bir gaye çıkmasın.

Hele ki,

Müteahhit firmanın avukatı ve savunuculuğu yapmam.

Katiyen, peşinde değilim!

Olmam da!

Firma, kendisini savunacak güçte olduğu gibi.

Bilakis,

Sorumlu olduğu kurum var olduğu gibi, mevzuuyla alakalı da, TOKİ gereken beyanatını vermiştir.

***

Sorun farklı.

Benim,

Üzerinde algı kilitlenmesi yaşadığım, yön bu!

İddia var.

Ama iddiayı ortaya koyan yok.

Suçlanan var.

Lakin suçlanana soran yok.

Yani,

Tek taraflı, yontma var.

Eee.

Gazetecilik mesleği, eş-dost, yavuklu, ahbap-çavuş ilişkisine dönünce böyle olur.

***

Neyse!

Diyorum ki,

Velev ki, bir anlık bu olup-bitenler doğru olsun!

O zaman,

Hastanenin inşaatını teslim alanlar.

Ve bugüne kadar,

Hastane yönetiminde görev yapan yöneticiler.

Başhekim.

Başhekim yardımcıları, hastane müdürleri; neden suskun ve ketum kalmışlar.

Hassasiyet gösterip, hesap sormamışlar?

***

Demek ki,

İşin aslı ve çapan oğlanı başka!

Bakınız!

Hastane İnşaatından, TOKİ sorumlu.

Tabi ki,

Müteahhit firmada, TOKİye karşı sorumlu ve onun şartları ile projelerine göre, hareket eder.

TOKİde,

Aynı zamanda, Sağlık Bakanlığına karşı sorumlu.

Yasa da,

Mevzuatta, böyle!

Değişmez...

Varsa bir değişiklik,

Müteahhit firma öneri sunar resmi başvuru yapar.

Kurum isterse, onaylar, istemezse onaylamaz!

Yani hiç bir yüklenici firma, kendi başına, proje dışına çıkamaz, iş yapamaz, ekleyemez-eksiltemez!

Yapsa bile, maddi yönde kendi zararınadır.

***

Gelelim,

İddiaların afak ve araştırmadan yoksun hal-i vaziyetine!

Bakınız,

Hastanedeki asansör kepazeliğini ilk olarak, biz yazdık!

Buradan kaleme aldım.

Hastanenin kanalizasyon sorununu da!

Tabi yaşanan,

Yolsuzluk, usulsüzlük, üçkğıtları da.

Beri yanda; müfettiş soruşturmaları.

İhale, zafiyetleri.

Yani, enva-i pislikleri, buradan yazdık-çizdik.

Ve hiç tartışmasız da;

Adli ve idari mekanizmaları da, göreve çağırdık!

Bir teki de, tekzip edilemedeği gibi, inkar da edilmedi.

***

Şimdi,

Kuruluşumuza yakın yüklenici firmaya yönelik inlik söz konusu.

Diyorum ki,

Karalama gayretkeşliğinin altında başka şeytani planlar var.

Asıl hedef biziz.

Bir nev-i intikam alma.

Onun için;

Hakikatleri bilmeniz ve sorgulamanız.

Hele ki, Diyarbakır ahalisinin, mevzuuya vakıf olabilmesi gayesiyle eğilim gösteriyorum.

Gerçeklere şal çekilmesin diye.

***

Soruyorum!

Ve diyorum ki,

Yazan da, çizen de, muhatap ta, sorumlu olanlar da cevap versin!

Bu hastane,

2010 yılında resmen sağlık hizmeti vermeye başladı mı?

Evet.

Tabi ki, resmi açılış öncesi de var.

2009,

2010,

Hatta 2012 ve 2012nin ilk yarısına kadar Asansör sorunu yoktu!

Tıkır-tıkır çalışıyordu!

Şimdi neden;

Birden asansörlerin 15i ıskartaya çıktı...

***

Cuma günkü yazımda, kısm-i olarak ifade etmiştim!

Zorunlu olarak;

Asansörlerin yıllık bakım ve onarımı gerekli diye!

Ki bu hizmette;

Ehil, işi bilen piyasa da, resmi belgelere sahip!

TSE.

Ve Sanayi Bakanlığı yetkili, firmalar tarafından, yapılması gerekir.

Ama gel gör ki;

Yasal mevzuata uyulmamış!

Bilakis gözardı edilmiş.

***

Hastane yönetimi!

Yani,

O günün Başhekimi Prof. Dr. Yusuf Yağmur dahil olmak üzere!

Asansörün,

Bakım ve onarımını ehliyetsiz kişilere bırakmış.

Öyle ki,

Asansörleri ilk yapan firmanın, uyarılarını, noter kanallı yazısını gözardı ederek.

Her türlü,

Spekülasyona açık bir şekilde, bakım ve onarımı, İNDEKS denilen firmaya vermiş.

Ki bu firma da;

Hastanenin temizlik işini, yürüten firma!

***

Ne oluyorsa, bundan sonra oluyor!

Eee.

Ehliyetsiz kişiye, hangi aracı verirseniz verin, mutlaka bir yerlere toslayacaktır.

Ki öyle oluyor.

Ard arda, arızalar.

İNDEKS firması başlıyor, asansörlerin parçalarını birbirine, uydurmaya.

Ki son olarak, Kayapınar Belediyesi denetim yaparken, şu tutanağı tuttu.

Diyor ki; Asansörlerin birçok mekanik parçası olmadığı gibi, bakıma ihtiyaç var.

Yani; hırsızlık, üçkğıt, inlik, şeytanı durum malumunuz!

***

Gelelim, akla-ziyan diğer bir mevzuuya!

Diyorlar ki,

Projede, Cami ve Kafeterya var, müteahhit firma yapmamış.

Yapmadığı, Cami ve kafeteryanın,

Projedeki parasal değerini, cebe indirmekle, suçluyorlar.

Ne akla hizmet!

Dedim ya,

İddia var, iddiayı sorgulayan yok.

Suçlanan var, suçlayandan soran yok.

Koca camii, koca kafeterya, yapılmadan nasıl para alınabilinir ki?

Olabilir mi?

***

Soruyorum!

Siz, TOKİye, hatta yüklenici müteahhit firmaya,

Daha da ötesi,

Sorumluluk alanına giren Kayapınar Belediyesine.

Veyahut, Büyükşehir Belediyesine sordunuz mu, neden bunlar yapılmadı?

Mademki, projede var diye ısrar ediyorsunuz, o zaman neden yapılmadığını da sorgulamanız gerekir?

Sormuyorsunuz!

***

Ama ben yine aktarayım!

Caminin, yapım izni dönemin Kayapınar Belediye Başkanlığı tarafından verilmedi.

Ki o dönemde;

TOKİ ile Belediyenin arasındaki, çekişme herkesin malumuydu.

Yani, TOKİ de, Yerel Yönetim de, Sağlık Bakanlığı da.

Kendini, bilmezliğe vuran hastanenin eski yönetimi de, yazışmalardan haberdar ve biliyor.

***

Bir de; Hastanenin drenajının yapılmadığı iddiası!

Sormak istiyorum mühendis kesilen ahkm kesicileri, drenaj nedir biliyor musunuz?

Şayet, Projede yok ise, hele ki yüklenici firma bunu resmi yazıyla sorumlu kuruma bildirmişse...

Ki bildirmiştir.

Ve drenaj yapılması için, onay verilmemişse..

Firma nasıl yapsın!

Projenin kimler tarafından hazırlandığını biliyor musunuz?

Firmamı, kurum mu?

Elbette kurum sorumlu?

***

Cuma günkü yazımda, şu çağrıyı yapmıştım.

İdari ve Adli mekanizmalara!

Demiştim ki; Eski hastane yönetiminin idari kararları incelensin.

Tekrar ediyorum;

Ucu kime dokunulursa dokunulsun bu işin üzerine gidilsin.

Evet, hastane gerçekten dökülüyor.

Ama neden?

2011e kadar bu hastaneyi Türkiyenin ilk 10 hastanesi karşısında gösteren o günün idaresi ve başhekimi şimdi ne oldu da bu hastaneyi dökülen bir hastane olarak gösteriyor?

Doğru dökülüyor!

Ama yapım hatalarından dolayı değil geçmişteki idari hatalardan dolayı.

Bakımsızlıktan,

Acizlikten ve beceriksizlikten.

Yolsuzluk, usulsüzlük, keyfi uygulamalardan kaynaklı dökülüyor.

***

Bakınız;

Asansörün bakımıyla ilgili yeni ihale Cuma günü yapıldı.

Tabi ihale kararını alan eski yönetimdir.

Bu ihaleyi kim kazandı?

Burada konu hastanedeki yönetim zaaflarını, yolsuzlukları ve usulsüzlükleri gündemden çıkarmaktır dedik.

Evet öyledir!

***

Bir de,

Hastaneyi piyasaya borç taktıran olarak bırakıp gidenler..

Elektrik ücretinden tutun da, su bedeline kadar.

Piyasadan alınan, hatta devletin kurumlarına olan borç oranına bakın; 30 milyon lira.

Tabi, eş-dost, ahbap, gazeteci, arkadaş, siyasetciye olan kıyaklar da ayrı.

Yakınlarını, İNDEKS başka olmak üzere, hizmet alımı firmalarında işe alma.

Daha da ilerisi; işe gelmeden bankamatik çalışan zevat.

Yeni yönetimin ifadesi;

Dağkapı yerleşkesindeki bir birimin şalterini inidirip-kaldırmak için, 7 kişinin görevlendirilmesi!

Bunlar bir bir ortaya çıktı.

İşte, bu inliklerin üstü örtülsün diye, zihin bunalımı yaratılıyor.

***

Hastanenin yönetimine toz kondurmayıp işi müteahhit firmanın üzerine yıkmaya çalışan anlayışın eski başhekimle olan ilişkisine bakmak lazım.

Kulağıma gelen bir iddia;

Eski yönetimle, başhekimle sıkı fıkı imiş.

Hatta birinin eşi sözüm ona asansör bakımını yapan temizlik firması üzerinde gösterilerek hastanede işe alınmış!

Ki uzun süre de çalışmış.

Bu konunun üzerine gideceğiz.

Bakalım o zaman neler çıkacak?

Ak kim, kara kim?

Diyarbakıra ihanet eden kim?

Hep derim; hakikatler için zaman en büyük tefsirdir.