Lafı evirmeye gerek yok..
Bodoslama dalarak ifade ediyorum..
Kim üzerine alıp, alınırsa, alınsın
Denir ya, minneti dağ başına..
Diyarbakır Sözün dünkü 400 bin kişiye PTTnin zulmü başlıklı manşet haberi seçilmiş ve atanmışlara nerde sorumluluk noktasında bir sille, mahiyetini içerdiğini belirtmek isterim
Vaziyet, keyfiyet değil, eziyet içermektedir..
İşkencedir, zulümdür
Ama kime dersin?
Kafalar bir kere kuma gömülü
Sormak istiyorum!..
Bağlar ilçesi nüfus bakımından, Türkiyedeki onlarca ili geride bırakan bir ilçe değil mi?..
Ki, nüfus rekoruna sahip bir ilçe!..
Ve yerleşik düzen açısından da, iki farklı yaşama sahip değil mi?..
Bir taraf, gelişen, büyüyen, zengin, modern bir yapı..
Kentin yeni yüzü..
Diğer tarafta, yılların siyasi tahribatıyla oluşan, varoş bir yapı!
Kentin 80lerin, 90ların yüzü!
***
İşte böylesi bir yerleşik düzene sahip ilçede, öneki gün kameralara yansıyan görüntüler rezaletin de ötesinde bir hal içeriyordu?..
Ki o görüntüler, mutat olarak kendisini, yaşatan, hissettiren ama kafaları kuma gömülüler tarafından, görmezden gelinen izdiham tablosu!
Merdiven altı tipli hizmet veren tek bir PTT Şubesi önündeki kuyruk ve yaşanan gerginlikler utanç abidesi gibi!!!
Kimi elektrik, su, doğalgaz ve telefon faturasını yatırmak üzere kuyrukta..
Kimi, sosyal yardım parasını alabilmek için..
Emekliler ayrı..
Ve diğer tarafta günlük işlemler için, gelenlerin yoğunluğu!..
Bir taraftan da 17 günlük tam kapanmadan çıkmış halin getirdiği stres, sosyal mesafe, maske ve hjiyenik ortamın bertaraf edilişiyle oluşan curcuna!..
Sıra yüzünden çıkan tartışmaların saç saça, baş başa, yumrukların havada uçuşma hali!.?
***
Ne güvenlik yeterli?.
Ne de, sağlanan bir organizasyon var?..
Olay yerine gelen zırhlı araçların yaptığı anonslara hassasiyet gösteren birilerinin olmayışı da ayrı bir keşmekeşlik!?
Yaşananlara yuh olsun, bu ne rezillik deyip, işlemlerini yapmayarak geri dönenlerin, yaptığı beddualar da ayrı bir eklenti!!?..
Ne diyor Seniha Oruç
Bir açılıyor, bir kapanıyor..
Personel keyfine göre hareket ediyor..
Sabah altıdan beri buradayım.. Kadınlar, erkekler, kuyrukta..
Sosyal yardım alacağım, verilen iki kuruş eziyete dönüşüyor.
Yazık günah değil mi?.
Burada işkence çekiyoruz, bize eziyet ediliyor.
***
Hasılı kelam, 400 bin nüfuslu ilçede bir tek PTT şubesinin hizmet veriyor olması neyle izah edilir bilmem?..
Ama şu bir gerçektir ki, gerek PTT yönetimi olsun, gerekse Diyarbakırın idarecileri ve tabi ki seçilmiş siyasiler ile parti yöneticileri yönünde olsun, vaziyet büyük bir keyfiyet ayıbı olarak not düşülmektedir!..
***
SANAT SOKAĞI MI, FUHUŞHANE BATAĞI MI?..
Biliyorum!.?
Bu mevzuya da birileri homurdanacak?..
Kendince kol kılır, yen içinde kalır mantığıyla, mevzuya bakış atabilir
Peygamberler, Evliyalar, Sahabeler diyarı böylesi utanç verici hadiselerle mi anılacak?..
Olmaması gerekir
Ama velakin, hakikatlere de göz yumulmaması gerekir!..
Ki yumulduğu içindir ki, şehir halk deyimiyle elden gitti?
Evet, daha önce çok kez, buradan yazıp çizdim Sanat sokağı sanatın zerre-i miskal vasfıyla ilişkili, değil diye!..
Fuhuş dedim, kaçak bahis dedim, uyuşturucu satıcılarının cirit attığı kurtarılmış bölge dedim..
Yani, dedim de dedim
Ama, kime dersin?..
***
çok kirli, çok karanlık ama büyük bir rant çarkı olduğu içindir ki; görmezden gelenler hep çok oldu?..
Evet, Sanat sokağı ismine sadık değil?..
Bunu ben demiyorum, semt sakinleri yıllar yılıdır avazı çıktığı kadar bağırarak, söyleyip duruyor
Ki Mahalle muhtarı Abdulkadir Aydınların bizatihi kendisi her platformda söylüyor
Günübirlik kiralanan evlerin çok olması?!..
Bir binada onlarca dairenin var olması!..
Bir artı bir mi, iki artı bir mi, stüdyo tipli mi?
Kimin kiraladığı, kimin girip, çıktığı meçhul?..
Aydınlar diyor ki,
Apartman içerisinde 11 kadının fuhuş yaptığını duyduk.
Tam kapanma ve sokağa çıkma yasağı bulunmasına rağmen mahallemizde 15-16 yaşlardaki gençler sürekli karşı kaldırımda oturup saatlerce bekliyordu.
Zaman zaman sayıları 20ye kadar ulaşıyordu.
En son yaşanan olayda sıra kavgası yaşandı
***
Denir ya sözün bittiği noktadır Sanat Sokağı ve bölgesi!!..
Bir utanç hadisesine ilişkin zincirin halkalarını barındırıyor!!
Nitekim Muhtar Aydınlar sözlerini şöyle tamamlıyor?..
Diyor ki;
Bu rezalete nasıl göz yumulur, bu şehir bu hale nasıl gelir anlamış değiliz.
Yetkililerin Yenişehirdeki günlük kiralık evleri denetlemeleri gerekiyor. Fuhuştan sokağımızdan geçmeye utanıyoruz.?
***
Fuhşun yansıra, uyuşturucu!..
Her köşe başında bir torbacı..
Bazı mekanlar, tescilli satış yapıyor olması da ayrı!..
Masa altı
Batıkent bölgesindeki alan..
Tren raylarının bulunduğu bölge!
Ve kaçak bahis organizasyonunda, kurtarılmış alanı Ofis semti ve Sanat sokağı!..
8 katlı binanın bodrum katına koçbaşıyla yapılan baskında, 25 kişinin gözaltına alınması..
Ve Korona tedbirleri kapsamında, 80 bin lira ceza kesilmesi, yaşananları deşifre ettiriyor!
***
Velhasıl, Sanat sokağında ahlak tamamen süktlaştırılmıştır..
Ne hazindir ki, ahlaksızlığın da meşrulaştırılıp, revaç görmesine zemin hazırlandığı bir bölge haline getirilmiştir!
Sonu nereye varır bilmem, ama velakin yaşananlar her yönüyle utanç verici..
Ve herkes için de yüz kızartıcı bir hal-i rezaleti sergilemiyor değil?!
Yazıklar olsun
***
Bakalım, ele alıp irdelediğim iki mevzunun akıbeti neyle sonuçlanacak?..
Birileri sorumluluk karinesi içerisinde, görevini yerine getirecek mi?. Yoksa, dün olduğu gibi bugün de, keyfiyet arzıyla boş vermişliğe mi yatacak?..
***
NE TEZAT BİR SİYASET!
Deniliyor ki; Anayasal düzende, HDP meşru bir parti?.. Seçime giren ve Mecliste bugün grubu bulunan bir parti.. Seçilmiş Milletvekilleri var.. Hazineden bütçe alıyor?.. Yani yasadışı bir hal-i durum yok!
***
Eğer ki, mevcut bu durum bir tezatlık içermiyorsa!..
***
Deniliyor ki; HDP ile politika yapmak, Kandile pazarlığa oturmakla eş değerdir Kandile bakanlık vermeye kalkanın siyasi kandili sönüverir.. HDPnin siyasi ve adli sicili, yasadışılıkla dopdolu! Yani yasadışı bir hal-i durumu var?
***
Eğer ki, mevcut bu durum bir tezatlık içermiyorsa!
***
O zaman sormak istiyorum İki duruma dair de bir tezatlık yok diyor iseniz!.. Peki, kim neye dair kabahat sahibi? Siz deyin...
***
GÜNÜN SÖZÜ
Gerçeği, insanların ölçüsü ile değil; insanları gerçeğin ölçüsü ile tanı.