Hata mı, ayıp mı, nezaketsizlik mi?

Yoksa "emir" üzerine mi?

Veyahut intikam duygusu mu?

Her ne ise!

Haşim Kılıç. Kendi hanesine negatif noktada yaptı "yapacağını".

Tabi kendi aklıyla yaptı.

***

Hani bir söz var. "İnsan ne yaparsa, kendine yapar".

Ki keskin sirke de küpüne zarar.

Kılıç'ta bu iki sözün "koşu" bandında, yığıldı kaldı!

çünkü ömrünün semeresini, bir çırpıda "kediye" yükledi.

Güven ve itibar kaybı!

Hal-i vaziyeti tar-ü mar.

***

Kısacası. çizdirdi, karizmayı. Hem de bariz bir iz bırakarak!

Acaba diyorum.

Hani, AYM"nin 52. Kuruluş Yıl dönümü konuşması var ya.

30 sayfalık. Kendince, "hükümete" ayar verici, cümleler.

***

Ağzından çıkanı kulağı.

Aklından geçeni, kalp ruhuyla duydu mu?

Vakadan sonra.

Şöyle evde, çay içerken televizyondan izledi mi, neler söylediğini?

Elbette ki, izlemiştir.

Kaçırır mı, "şok şok açıklama" spotlarını.

Hele ki, paralel yapının "medyasının" övücülüğünü.

Biliyorum ki, "genel eleştirileri" de, pür dikkatle irdelemiştir.

O an ki, ruh hali nedir acaba?

Muhakkak ki, içten içe "keşke" demiştir kendisine "keşke bu sözleri, sarf etmemiş" olsaydım!

***

çünkü!

Tarafsızlığına, Adaletin terazisine, hele ki, yargının en tepe insanı olma vasfına halel getirdi.

Yekn bir şekilde; "tarafgirlik" kimliği kazandı.

Hem kendisine ve giydiği cübbeye; "taraf" oldu?

Bir de, "Politize" oluşluk var.

Ne deniliyor? Haşim Kılıç ayıp etti. Cübbesiyle, "siyaset" yaptı.

Tribünlere oynadı.

28 Şubat'taki "aktörlere" özendi?

Hala da mı, Milli iradeye ayar verme düşüncesini taşıyanlar var?

Cübbeni çıkar da gel? Yakışmadı.

***

Peki, kim yakıştı diyor?

Elbette diyen var?

Kim onlar. O da paralel yapı.

CHP. Bir iki de darbe iştahlısı, zevat!

Aferin diyor; "Kılıç keskin kılıç gibi kesti?"

Maşallah. Ne de yakıştı, Kılıç'a "keskin kılıçlığı".

***

Sahi!

Kılıç bile bile bu çukura neden kendini attı.

Sebeb-i mucibesi nedir?

Yukarıda sordum. Yenileyeyim, ama iki şıkla sınırlı kalalım.

Gaza mı geldi? Emir mi aldı?

Doğrusu, "iki" sorunun da emareleri mevcut.

Ama! Önceki gün Başbakanın yaptığı açıklama tüyo veriyor.

"Zihinlerde" sorgu mekanizmasını harekete geçirerek.

Şöyle ki.

Kılıç eski kılıç değilse!

O zaman; "biri" onu değiştirdi.

Ki kendisi demişti; "gömlek değiştiren" değiliz diye.

O zaman, demek ki, "emir" almıştır.

***

Nitekim! Başbakan "paralel yapı" dinlemesi için şöyle demişti.

"Anayasa Mahkemesini de dinliyorlar?"

Öyle ise; Kılıç'ın cemaatin elinde bir "kaseti" var?

Var demek ki, bu çıkış oldu. Yoksa niye ile bile lades olsun.

Belki de. Kılıç "Köşk" parkurunda Paralel bir proje de olabilir.

Olabilir mi? Niye olmasın ki.

Paralel yapı bu, "Erdoğan'a alt etmek için" her yol mubah diyor?

Kılıç Erdoğan'a rakip!

CHP'nin, MHP'nin ve Cemaatin "adayı" diye!

Olsa ne olur? Sonuç değiştirmez.

***

Erdoğan için daha bir kolay olur?

çünkü üçünün toplamı firesiz dahi "köprüyü geçmeye" yetmez!

Hele ki, ilk kez, Cumhur'u, cumhur seçecekse!

Kılıç'ın bu duruşu.

Ona omuz verenlerin bu ülkeye ne badireler yaşattığı hakikatiyle "avuç" yalarlar.

Velhasıl! Kılıç "alenice" demokrasi açısından, Yargı mekanizması noktasında

En önemlisi de, ev sahipliği, misafirperverlik hissiyatına "halel getirerek" ayıp etmiştir.

Tabi bu ayıp ona çok ama çok ağır bir faturaya mal olmuştur.

***

Bu durum.

Hem cübbesine,

Hem de, şahsiyetine,

Hem de yıllarca toz kondurmadığı tarafsızlığına "gölge" düşürmüştür.

Farkında mı derseniz, bence farkında?

Kendince sorguluyordur kendini.

Yeni dostlar edinmek için eski dostları hançerlemem mi gerekirdi diye?

Bu hal-i vaziyetle!

Sahi artık eski dostlar selamını alır mı?

Onu bilmem! Ama görünen o ki, Haşim Kılıç yaptığı ayıpla, "evdeki bulgurdan" olmuştur.

O METRUK YAPILAR

Zeki Dilek.

Bir e-mail atmış.

Uyarıyor; Kentsel dönüşüm kapsamında tahliye edilen Saraykapı semtindeki metruk yapılar için.

Diyor ki. Yetkililer "görmüyor mu" buradaki rezaleti.

Doğrusu!

Buradan çok kez dile getirdik bu mevzuu.

Hem haber. Hem de köşe, konusu edilerek.

Ne var ki. Yetkililer ve sorumlular hep "kulak" tıkadı.

Bir kez daha! Bu kez; Sayın Dilek'in e-mailini aktararak, sorumluluğa davet edelim.

İlgililer, dinleyin.

Oradaki metruk yapılar için ne deniliyor?

***

Sur içinde Saraykapı bölgesinde IHH Diyarbakır ekibi olarak yoksullara elbise yardımları yaparken insanlarımızla da kısa bir muhabbet etme fırsatımız oldu.

İnsanlarımız;

KENTSEL dönüşüm vesilesiyle bazı evlerin sadece tavanlarının yıkılıp geri kalan duvarlarının ortada bırakılması yüzünden bu harabelerin TİNERCİ, AYYAŞ, ESRARKEŞ, FUHUŞ ve benzer kötülüklerin yapıldığı yerler haline geldiğini, akşamları evlerine gidip gelirken KORKTUKLARINI belirtiyorlar.

Büyükşehir Belediye Başkanlığının bu evlerin yıkılması ve molozlarının kaldırılması için Kentsel dönüşüm kapsamında milyonlarca lirayı devletten aldığını ama sadece tavanları yıktıklarını belirtiyorlar.

Burada yaşayanlar ve henüz evleri yıkılmayanlar bizim insanımız!

Biz bu insanlarımızın dertleri ile dertlenmek zorundayız. Belediye ve Valilik kurumunun bu bölge ile ilgilenmesi gerekmez mi?

***

BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM!

Unutmadan!

Uzay ve Söz Tv'de,

Bu akşam saat 23.00'te Büyüktimur'la Gündem var.

Konu;

1 Mayıs İşçi Bayramı.

Ve eksenindeki; "sıcak" konu başlıkları.

Konuklar.

KESK Dönem Sözcüsü Uğur Yaman.

Bem Bir Sen İl Başkanı İbrahim Gökdemir.

Soruları ve önerilerinizle, sizleri bekliyoruz.