Kim dinlemede?
Eklenme: 12/28/2012 12:00:00 AM

Sahi;

Kim bu bizleri dinleyenler!

Ya da kulak kabartanlar.

Kim mi?

Her hal de, uzaylılar değil.

Dış istihbarattın, mendeburları mı?

Yok, daha neler?

***

İyi de;

O zaman kim bu kepçe kulaklılar.

Sakın...

Şimdi bizi dinleyenler gıybetten gelenler demeyin!

Fani mi?

Bilemiyorum!

Bugüne kadar fani bir tele kulak görmedim!

***

Ama,

Burası Türkiye her şey olabilir.

O nedenle; olabilir de, olmaya bilir de.

Velhasıl;

Dinleyen her kim ise teknik donanıma sahip.

Bu, kurum ve kişilerdir mutlaka bizi dinleyen.

***

Yabancı değillerse onlar da, kurumsal noktada malumunuzdur!

Kim yetkili,

Kim görevli, belli!

Kimin de yetkili kılıcı olduğu da.

Neye hizmet ettikleri de.

Tabi ki,

Bu resmi dinlenmeler için geçerli.

Yasal izne sahip!

***

Ya gayri resmi dinleme.

Yasadışı.

O meçhul.

Zaten yıllardır bu meçhulyetin faaliyetiyle ülke çalkalandı.

Ve gördük!

Kimler nasıl dinlendi, nasıl fişlendi?

Şuan ki,

Ağır ceza mahkemelerindeki dosyalar, birer delil misali.

***

Gelirsek.

Mevzu, neden gelişti sorusuna!

Geçtiğimiz hafta,

Başbakan Erdoğan dedi ki, çalışma ofisimizde böcek var.

Açılımı;

Birileri Başbakan Erdoğanı yasa-dışı, izleyip-dinliyormuş.

***

Eee.

Derin yapı,

Vesayetçi zihniyet,

Şer dokular, su uyur düşman uyumaz sözüyle, uyur mu?

Ne mümkün?

Hele ki,

Ortadoğudaki savaş tamtamları çalınırken.

***

Başbakan da, dinlerler.

Cumhurbaşkanını da,

Milletvekillerini de, diğer devlet adamlarını da.

Tabi bi hal-i vaziyet en hafif bir deyimle; meydan okumadır.

İşte burada ikmal olacak; meydanı boş bırakmamak.

Bu durum,

Bülent Arınça yönelik takip ve suikast meselesi gibi, güdük kalırsa.

***

Hükümet.

Hele ki Başbakan, iki cepheden mundar olur.

Neyse.

Hadise, yargıya intikal etmiş deniliyor.

Adalet Bakanı Erginin beyanatına göre, şüpheliler var.

İfadesi alınan.

Yani kısa bir süre sonra; deşifre olabilirmiş?

Haydi, öyle olsun.

***

Pek,

Görülmüş bir şey değil, tele-kulakların gün ışığına çıktığı.

Hele ki bu dinlenen başbakan ise.

Şöyle ülkenin,

Tarihi geçmişine bakın, kimler neye maruz kalmadı ki.

Cumhurbaşkanının,

Zehirlenerek mi öldürüldü,

Başbakanların,

Yargısız infazla idam edildiğini, hatırlarsak!

***

Mevzuu, devede kulak!

Neyse.

Gelelim bize.

Bizi kim dinliyor?

Laf açılmışken, biraz kendimden söz etmek istiyorum.

çünkü,

Yıllar yılıdır beni arayan,

Benle görüşme yapanlar hep söylüyorlar!

Senin telefonun mu dinleniliyor?

***

Doğrusu,

Ben de her seferinde bilemiyorum!

Öyle mi, beni mi dinliyor.

Sonra da hayrola diyerek emareniz nedir diye soruyorum?

Yani nerden çıkarıyorsunuz?

Onlar da diyorlar ki;

Biz sizinle konuşurken, kendi sessimizi duyuyoruz

Yani ses yankı yapıyor.

***

Ne diyeyim.

İstihbaratçı değilim, nasıl dinlenildiğini bilemem.

Hele ki,

Teknik konulardan, hiç çakmam.

Oda da böcek mi var.

Yoksa telefon dinlemesindeyim?

Ne melun durumsa, Fransızsım!

***

Sahi;

Ses yankısı, dinlenilmenin sinyali mi?

Ama söyleyene de diyorum;

Dinlenilsek ne yazar, dinlenilmezsek ne yazar.

Nasıl olsa artık tele-kulak meselesine şerbetli olmayan mı var?

Hele ki bizim mesleği gazeteci olan.

çünkü;

1991den, buyanadır dinleniliyoruz, dinliyorlar.

***

Onun için artık;

Üzülmüyorum, kaygılı da değilim.

Kale bile almıyorum...

Başbakan için de öyle diyorum.

Boşver.

Neden derseniz?

Bir dostumun ifadesiyle;

Yiğidin malı ortadadır, gizlimiz-saklımız yok ki?

Kulak kabartanlar düşünsün.

***

Tabi bir de durumun kibirlenmesi de var.

Demek ki, hala sesimize kulak verecek.

Bizi dinleme,

Basiretini gösteren şahsiyetler var?

Sizce bu da güzel bir nimet değil mi?

***

Lakin diyeceğim şu.

Doğrusu, tek merakım var o da şu.

Yasal mı,

Gayri yasal mı, bu bizi dinleme hali.

Yasalsa, bir zaman süreci olması lazım!

Ama değilse.

Bilemiyorum galibe bizimkisi süresiz bir dinleme!

***

Ya da,

Sahte isimlere munsahır bir dinleme hali mi?

Her nasıl dinliyorsanız dinleyin.

Bilesiniz ki,

Er ya da geç, şimdi olmazsa bile.

10 yıl sonra; kep düştü, kel göründü misali, maske düşer.

Ya da bir yerde, buzağı yaparsınız.

Kim neye hizmet, kulak kabarttığı ortaya çıkar.

***

Onun için şimdiden diyorum ki;

Barı iyi dinleyin de, bir şeyler öğrenin söylediklerimizden.

Yoksa, tamburam misali.

21 yıldır, Cep telefonu taşıyorum.

Ve yine biliyorum ki, 21 yıldır bir fil dinlemedesiniz!

***

Her ne ise.

Güneydoğuda yaşayıp da telefonu dinlenilmeyen var mı?

Eğer, bugüne kadar bir şey elde edememişseniz.

Bundan sonra da, elde edemezsiniz.

Bu da sizin ne kadar basiretli(!) olduğunuzu gösteriyor?

Unutmadan.

Haberiniz olsun, aradığınız buzağının öküzü yok!

Hayırlı Cumalar!