Eee! Ne demişler; 'yalancının' mumu yâdsıya kadar! Nitekim de öyle oldu. Albay Dursun Çiçek'in 'ıslak imzası' bir tescil daha aldı. 'İmza gerçek' diye! Polis Kriminal İncelmesinden sonra Jandarma Kriminal; 'İrticayla Mücadele Eylem Planının' altındaki imza 'ıslak ve gerçek'. Yani 'anıyla-şanıyla' imza ve plan Çiçek'in 'kaleminden' vuku bulmuş. Artık kaçış olmadığı gibi; 'lam-ı cimi de' yok. Hele bahane 'hiç' kalmadı.
* * *
Hatırlarsanız; Daha önce 'darbeler' icra eden belgeye Askeri Savcılık; 'kovuşturmaya yer olmadığı' kararını vermişti. Ama belgenin 'gerçekçiliği' ortaya çıkınca; 'tutuklama' istedi. Ve Askeri Mahkeme'ye sevk etti. Ancak bu istemi mahkeme yerinde görmemiş; serbest bırakmıştı. Tabi bu karar 'belge gerçek ama şahıs suçsuz' anlamına gelmiyor. Şuan için 'soruşturma' sürüyor. Sonu ne olur onu zaman ve yargının tecellisi gösterecek. Lakin burda önemli olan; 'kirli işkembelerin' hadiseyle alakalı ürettikleri. Hani; 'hâkim ve savcı' kesilip, durumdan vazife çıkaranlar.
* * *
İki gündür okuyorum; 'ayıplı' hallerini. Aslında 'çıplak' gözle yüzlerini görmek isterdim; İşkembeden dem vurup 'ıslak imzaya' yemezler diyenleri. 'Yediklerini' nasıl hazmettiklerini. Çünkü 'öyle bi' yediler ki; hem de okkalı bir şekilde. Bilmem; midelerine oturmuş olsa gerek. Yoksa geçmişte yediklerini 'istifra mı' ediyorlar. Her ne halt duruma düşmüşlerse düşmüşler. Ki daha da düşecekler! Önemli olan 'tükürdüklerini' bugün yalamalarıdır. Ve 'tinetli' yüzlerinin deşifre olmasıdır.
* * *
Velhasıl! Ergenekon 'hadisesinin' her ayağında olduğu gibi; 'Islak İmza' ve Albay Çiçek'in 'icraatıyla' alakalı bir kez daha 'şapa' oturdular. Bakalım şimdi nasıl bir hikmet geliştirecekler. Çiçek'in 'masumiyetine(!)' ve Islak imzanın 'taklit(!) durumuna. Cuntacı paşaların 'hikmetlerine'. Andıçlı vazife anlayışlarına. Encümen-i Danış'ın 'zirve' hükmüne. Ülkeyi ve milleti 'kaosa' sürükleme vazifesiyle siyasi düşünce üretenler. Adaleti, Askeri ve Devletin nizamını 'politize' edenler. Bunları 'artık' ak sütten çıkmış kaşık gibi göstermeleri mümkün değil. Gerçekleri 'ört-bas' edip; hakikatleri 'göz ardı' etmeleri itibar görmez. Çünkü 'yalancının mumu ancak yâdsıya kadar yanabilir'. Ya sonrası!
İşte şuan 'tinetlilerin' düştüğü durum gibi. Kafalarını kuma gömmüş. Tarafgir bir düşüncüyle; hareket edenler. Artık kaçabilecekleri. Ve kaçak güreşmeleri mümkün değil.
* * *
CHP Lideri Deniz Baykal! Ergenekon Avukatlığı'nı 'kendi ikrarıyla' tescilli. O da; 'ıslak imzayla' alakalı 'savunma kalkanı' olmuştu. Belgenin 'Askere karşı komplo' olduğunu. Ve yapanların da 'ortaya çıkarılmasını' istemişti. Yetmez bir de; 'Başbakan özür dilesin' demişti. Peki, her şey 'ulu orta' yerde iken. Yani 'kep düştü kel göründü' misali. Durum 'Asker' tarafından bile tesciliyet aldığına göre; O zaman Baykal 'o özür' ifadesini yerine getirmeli. Tabi 'yanlıştan' dönmek erdemliktir. Nitekim 'tarafgir' bir kaç şahsiyet bu erdemliği gösterdi. Ama Baykal'da henüz 'özür' yok.
* * *
Dedik ya; Gerçekten kaçış yok. Bu ülkeye ve bu millete 'zulmü' reva gören. Şiddeti, kaosu, istikrarsızlığı, güvensizliği. Kanı, gözyaşını, silahı ve barutu dayatan. Kardeşi kardeşe kırdıran. Toplumda 'sınıfsal' ayrılıklar oluşturan. Demokrasiyi, İnsan Haklarını, Hukuku ve Cumhuriyeti 'zaafa' uğratan. Zihniyet; nerde olursa olsun 'günü gelecek' hem yaptığının hesabını verecek. Hem de; bu halktan ve devletin yapısından 'özür' dileyecek. Ya da; 'geçmişte' olduğu gibi 'silip-gidecekler' bir daha esameleri okunmamak üzere.
* * *
Tutuklu ama görevli!
Nasıl olur demeyin; oluyor. Eee! Her zaman ifade ettiğim bir söz var; Burası Türkiye her an her şey olabilir diye! Alın size; 'adalet ve hukuk' anlayışı. Balyoz Darbe Planı soruşturmasından 2 Albay tutuklu. Bir il Jandarma Alay komutanı da; 'faili meçhul cinayetlerden' tutuklu. Yani isnat edilen suçlar 'ağır'. Ama ne hikmetse 'bunlar' demir parmaklıkların arkasında olmalarına rağmen; Resmiyette 'görevlerinin' başındalar. İşte Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz. Diyarbakır'da onlarca faili meçhul cinayetin sorumlusu olarak yargılanıyor. Ve geçtiğimiz yılın 26 Mart'ından bu yana 'Askeri cezaevinde'. Nerdeyse bir seneyi devriyesi olacak. Kendisi hala Kayseri Jandarma Alay Komutanı 'olarak' görevinin başında. Kesintisiz de 'maaş' almakta. Belki de; 'arazi' parası da alıyor. Bu kadar kollandığına göre; olur olur. Bakın! Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu. Erzincan savcısı Cihaner Organizasyonundan o da tutuklu. Temizöz gibi kendisi de hala görevinin başında. Tüm bu 'hal-i durum' hukuki mi? Yorumunu ve vicdani duygunuzun söylemini size bırakıyorum. Zaten; Türkiye'de böylesi 'korunup-kollamanın' olmamasına şaşarım.