KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE!…
Eklenme: 9/10/2016 12:00:00 AM

Pür dikkat..

Ama pür dikkat!

Bakınız…

PKK itirafçısı, M.Ö ne diyor?

Şu, 17 Ağustos'ta Van 2 Nisan polis merkezine saldıran PKK'lı..

4 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan bombalı saldırının faili..

Yaralı olarak yakalandı; M.Ö..

Şuan hastanede tedavi görüyor..

Hastanede, itiraf ediyor..

Ki görüntüleri de medyaya düştü..

***

Diyor ki;

"Darbe olacağını bir gün önceden biliyorduk"

Nasıl yani demeyin?

İtiraf ediyor…

Emir-komutayı, karargâhtan aldık…

Yani Murat Karayılan'dan..

İtirafçı açıklıyor..

"15 Temmuz günü darbe olacağını cihazdan bize söylediler..

Bu bilgi en üst karargah komutanından geldi.."

Yani, Murat Karayılan'dan..

***

İtirafçı...

"Karayılan aracılığıyla bütün eyaletlere duyuruldu..

Bu bildiride…

Daha çok askerlere yönelik saldırıların bitirilmesi..

Yani askerlere karşı hiç bir saldırı, suikast, şehit ettirme gibi durumlar olmayacak.."

***

M.Ö yeni hedef konseptini de şöyle itiraf ediyor..

"Tamamen! Her şey polislere ve özel harekâtçılara yönelik olacak…

Bu şekilde emir verildi..

Ondan sonra zaten bu bildiriler PKK'nın emniyet komutanlarına dağıtılır..

Onlar da eyalet yönetimine bildirildi..

***

İtirafçı M.Ö…

Tüm bunların "telsiz görüşmelerinde" geçtiğini söylüyor..

Darbe sonrasını da şöyle anlatıyor..

"Darbe gününden sonra, 16 Temmuz sabahı..

Darbenin işlevsiz olduğu, püskürtüldüğünü öğrendiler..

O yüzden söylenen bu..

Askerlere yönelik olan saldırılar yine yapılacak..

Bunlar tamamen eyalet komutanından gelen bildiri..

En üst yönetim komutanından dağıtıldı"

***

M.Ö itirafçı oldu..

Şu an Van bölgesindeki "tüm sığınakları-barınakları" gösteriyor..

Silahlar…

Mühimmatlar..

Depoları tek tek gösteriyor..

Ve hepsi de bulunuyor...

***

Düşünebiliyor musunuz?

Kandil durumdan haberdar..

PKK'nın en sıradan, militanı haberdar..

Ama gel gör ki..

Türkiye alçakça planlanan "darbe planından" haberdar değil..

Gaflet.. Delalet.. Ve zafiyet…

***

Ve korkunç bir ihanet daha!

Daha önce, polis tarafından "örgüt üyesi" olarak yakalanıyor..

Yine Van bölgesinde…

Polisce sorgulaması yapılıyor, ifadeleriyle Adalete teslim ediliyor..

Ama ne hikmetse savcılık tarafından; "serbest" bırakılıyor..

Ürküten nokta!

O'nu salı veren…

Serbest bıraktıran savcılar; FETÖ şüphelisi..

Ve bugün; "açığa alınıp" sorgulanıyorlar..

***

Akla ziyan bir; "ittifak" organizasyonu!…

Komplo değil..

Senaryo da değil..

Tabiri caizse; "kep düştü, kel göründü.."

Gerçek ve alenileşen kolektif bir işbirliği..

Bir tarafta; PKK..

Bir tarafta; FETÖ..

Bir tarafta; Darbeci Askerler…

Pek tabi ki; "üst akılları" olan, Emperyalist güçler!

***

Bakınız…

Hal-i hazırdaki; FETÖ soruşturmasına…

Özellikle, Terörle Mücadelede görev alanlar..

Irak sınırında..

Suriye sınırında..

Bölge'deki il ve ilçelerindeki; "komuta kademesindeki" isimler..

Generaller..

Albaylar..

Binbaşı ve yüzbaşı ile astsubaylar!

Ordu komutanları bile var..

Ve bugün; "onlar" FETÖ terör örgütü militanı olarak sorgulanıyorlar...

Kimi açığa alındı..

Kimi de, cezaevinde tutuklu…

İhanet çarkı büyük..

***

Düşünün!

40 yıldır, Güneydoğu "ateş çemberi" içerisinde…

Sivil.. Çoluk, çocuk.. Bebek..

Kadın…. Yaşlı.. Asker.. Polis.. Korucu..

Eline silah alıp dağa çıkan örgüt üyesi..

Kürt genci de diyebilirsiniz..

Ki gayri resmi diyebiliriz ki; 70 bine yakın "insanımızı" kaybettik..

***

17 bin faili meçhul cinayet..

Binlerce kayıp..

Evinden-barkından edilen; milyonlarca insan..

Yakılan-yıkılan binlerce köy-mezra!

Yani virane edilmiş; bir coğrafyanın yaşadığı mahkumiyet...!

Ve bu yapıyla; sözde yürütülen mücadele..

Manevi kaybın yanında yüz milyarlarca dolar; heba edilen maddiyat!

***

Hele ki şu son çukur siyaseti!…

Ne diyorduk?

Bu kadar silah, cephane nerden geldi..

Silahlı örgüt militanları şehirlere nasıl sızdı?

Hendek ve barikatlar; "nasıl" kazıldı..

Çözüm süreci nasıl sabote edildi..

Masa neden devrildi?

Yollara mayın..

Canlı bombalar..

Bomba yüklü araçlar; şehir merkezlerine "katliam" yapmak üzere nasıl taşındı..

***

Ankara'nın göbeğinde..

İstanbulluların gözünün önünde..

Diyarbakır'da..

Suruç’ta..

Yani bölgenin her yerinde; "yüzlerce insanın" kanına nasıl, girilebilindi?..

Bu nasıl bir güvensizlik..

Bu nasıl bir zafiyetler zinciri..

Bu nasıl bir devlet anlayışı, sorumluluğu diye; sorgulayıp durduk..

***

Demek ki!

Yıllar yılıdır; "hep" uyutulmuşuz..

Hep arkadan hançerlenmişiz..

İhanetler zincirine "mahkum" edilmişiz!…

Bunların niyeti..

Ya da hedefleri..

Savundukları, kitleleri arkasında koşturdukları "idaller" değilmiş..

Hepsinin tek amacı; "Emperyalizme" piyon olmak!..

Çünkü başka da izahı yok!...

***

Yeni Türkiye serüveninde!…

Demokrasiye,

İnsan haklarına,

Hukukun üstünlüğüne,

Adaletin bağımsızlığına,

Toplumsal birlikteliğe,

Kuvvetler ayrılığına,

Özgür, Onurlu, eşit bir yaşama inanılıp, sahip çıkılmak isteniliyorsa!…

***

Diyeceğim o ki..

Kimi elin kimin cebinde artık bilinmeli..

Herkes ama herkes..

Özelliklen de, seçilmiş siyasiler..

Kendilerini "bu günahtan" arındırmalı..

Halk deyimiyle; 40 tas su döküp "tövbe" etmeli ki; !..

Yeni ihanetlerin..

Yeni şer ittifakların..

Yeni haince yapılar bir daha vuku bulmasın..

Hele ki, halk tabanında "yer ve imkan" sahibi olmasın..