...Ve bugün;
Diyarbakır'da "çok kritik" bir çalıştay var.
"Gerilimin" kalbinde, "çözüm çalıştayı".
Bir tarafta, Lice'deki "yol kapatma" eylemi.
Ki dün itibariyle, "kısm-i" yani düşük profilli bir çatışmaya dönüştü.
Şuana kadar, 3 asker yaralı. Göstericilerden de yaralı olduğu söyleniyor.
Eller tetikte artık.
***
Diğer tarafta, Annelerin eylemi.
Şehrin göbeğinde, "çocukları dağda" olan annelerin feryadı.
"çocuklarımızı dağdan indirin!".
Eylem, iki haftayı da geride bıraktı.
Dün, Anneler Valiliğe yürüdü "çözüm ve barış istiyoruz" diye!
Sevinen anneler de oldu! Dağa gidenlerden ikisi döndü.
***
İşte böylesi, "sıcak" havada Diyarbakır seyrediyor.
Bugün; AK Parti Ar-Ge Başkanlığı çalıştay düzenliyor.
'Yeni Türkiye'nin Açılan Kilidi; çözüm Süreci"
Başlık bu.
Doğrusu bu hamle bir ölçüde, "sıcak havanın" serinlemesi anlamına gelecek.
***
İmralı'dan gelen "kaygı" giderici açıklama.
Süreçte "ikinci aşama" aşıldı denilmesi.
Artık, "Bürokratik" görüşmeler siyasi 'görüşmelere' dönüştü.
Ki son 20 gün içerisinde; birçok "siyasi heyetin" İmralı'yı ziyareti ifade ediliyor.
Kimi bilinen. Kimi bilinmeyen.
***
Hepsi önemli realiteler içermekte!
Ki ben; Lice'deki 'gerilim üreten" eylemi de. Belediye önündeki 'Annelerin" eylemini de.
"Şer" değil, çözüm yolunda "hayır" içerdiğini düşünenlerdenim.
çünkü "yol seyrine" hareketlilik kazandırdı.
***
30 Mart seçimine odaklı bir yıl geçirdik.
Seçim bitti. Köşk'e kim çıkacak, aday kim olacak "tartışmasına" girdik.
Eee. Bu bitti mi, 2015 seçimlerine odaklanacağız.
Kim, Milletvekili olacak, kim olmayacak tartışmasıyla, uzayıp gidecek.
***
İşte; bu aksiyon "üretici" bahaneyle, çözüme odaklanmadık.
Asıl meseleyi "somut" zemine oturtamadık!
Nasıl olsa, "çatışma yok, ölüm yok, kavga yok" diye.
Tabiri caizse; "unuttuk". Ama gel gör ki, asırlık mesele unutulur mu?
Nitekim hal-i hazırdaki "kaygı üretici" ucu açık sinir damarı da, bu nedenle "gerilime" sebebiyet oluşturmaktadır.
***
Evet, İmralı-Ankara ekseni açısından çözüm sürecinde "yeni bir sayfa" açılıyor diyebiliriz.
Bu da, "iki tarafta" umudun hala var olması açısından, umut verici!
Tabi ki, halkta da inanmışlık var; her şeye rağmen "çözüm olsun, barış sağlansın!" diyor.
Bakalım; bugünkü, "çalıştayda" kim ne diyecek?
Sonuç neye "kmil" olacak hep birlikte göreceğiz.
***
Klişeleşmiş bir ifade olacak ama.
Hakikatin de "inci taneleri" bu sözcüklerin ikmalinde.
Asıl çözüm; herkesin kendi kimliğiyle özgürce yaşayabileceği bir Türkiye inşa etmektir.
Yoksa!
Siz hangi çözüm formülünü ortaya koyarsanız koyun.
çözüm bütünlük arz etmez.
çünkü hep bir taraf "eksik ve yamuk" kalır.
Onun için; "özgürlük, eşitlik" çağdaş demokratik zemin "insana" odaklı olmalıdır.
İşte o zaman; Türkiye'nin açılan kili di "kimliklerin özgürlüğü" diyebiliriz?
Sizce!
***
DAVETLİ AYIRIMCILIĞI NASIL BİR BAĞIMLILIK?
Ama buradan organizasyonun ev sahibine bir sorum olacak?
Daha doğrusu, "tepkisel" noktada gelen eleştirileri aktarmak istiyorum.
çünkü geçmişteki "klasik" anlayış bir kez daha burada da vuku bulduğu söyleniyor.
"Davetli Ayırımcılığı" niye!
Bu kadar "anlamı" büyük. Beklentisi yüksek.
Somut zemin için "son rötuşların" beyin jimnastiği olarak görülen, çalıştay "adamımızdır" kriteriyle gölgelenmemeliydi.
Diyarbakır'da, Amed'in "kalbinde" çalıştay yapılıyor "ama en büyük değerleri" görmezden geliyorsun.
Nedeni ne?
Bu bir arıza-i durum değil mi!
Yok, mu, AK Parti'nin mutfağında, Diyarbakır'dan, bölgeden birileri "hasb-i hal" edecek?
***
SÜRPRİZ ADAY; ŞENER!
Yok, daha neler?
Neymiş; çatı aday anketinden "sürpriz!" bir isim çıkmış?
Kim miş bu sürpriz şahsiyet?
Abdullatif Şener!
Maşallah
Yani, Mansur Yavaş'ı, Feyzioğlu'nu dahi, "sollamış!"
Hepsine nalın toplatmış ankete göre!
Ankete katılan halk(!) demiş ki; "Şener" Cumhurbaşkanı olsun.
Olsun mu?
Yok, daha neler?
***
Derseniz ki, "hükümet" devrilir.
Erdoğan "Yassı Adaya" alınıp Menderes'in akıbetine uğratılır.
çatı gayretkeşleri de; "İttihat ve Terakki" hükümetini kurar.
Osmanlı'yı yıkan zihniyet sahipleri hükümran olur...
Hah işte O zaman; "Şener" köşk çıkar
Pardon; "Köşk'e yakışır.
Tabi bizler için de "sürpriz" olmaz.
Olması gerektiği olur.
***
Türkçü. Statükocu.
Yanın da bir de "Jönleri eklendi mi işlem tamam!
çatı hükümeti de. çatı ürünü Köşk adayı da ikmale gelmiş olur.
Eee hayırlı mı olsun diyelim?
Yok, daha neler?
Olmayan duaya min mi diyeceğiz şimdi?
Neyse! Zaten "bedduaya" duranlar var.
Mutlaka olup bitene "paralellik" ikmal ederler.
Baksanıza bu işte bile iki yönlü çalışıyorlar.
***
GÜNGİAD'IN ÖNERİSİ; SAMİ SELçUK?
Unutmadan.
Genç İş Adamlarımız da; "Köşk Adayı" arayışına dhil oldu.
GÜNGİAD. Güneydoğu Genç İşadamları Derneği!
Dün, Başkan Hakan Akbal imzalı yazılı açıklama yapıldı.
Bizim de adayım, 60 yıllık hukuk geçmişi olan Sami Selçuk.
Eski Yargıtay Başkanı
***
Olur, mu, olmaz mı?
Makul mü, değil mi, tartışmasından çok, "istemin' gerekçesi önemli.
çatı aday arayışı gibi; "yıkıcı" bir hesap yok.
Bilakis tam tersine. Deniliyor ki;
Başbakan Erdoğan. Hal-i hazırdaki "misyonunu" bir dönem daha sürdürmesi gerekir.
***
Doğrusu! Aynı fikirdeyim, bir dönem daha!
Üç dönemi ve diğer etkenleri "ülkenin selameti" açısından delmeli.
Hele ki, 30 yıllık demiyorum.
Asırları aşan; "Kürt kimliğine" ilişkin mevzuu "çözüm sürecine" odaklanmışken.
Yani misyon tamamlanmamışken, "başkasına havale" edilmemeli.
Hayırlı Cumalar.