Kimseyi Tatmin Etmeyen Devrim!
Eklenme: 11/29/2012 12:00:00 AM

Şu;

Maşallah kelimesini sevdim.

Yine; Maşallah diyelim!

Evet,

Kılık-kıyafet serbest.

Tabi bize değil.

Bilesiniz, öğrenciler için serbest.

Özgürleştiler!

Artık kim ne verdiyse, giyebilecek-takabilecek!

***

Maşallah.

Diyorlar ki;

MEBin bu hamlesi milat mış.

Yani; devrim gibi bir karar.

İyi güzel de.

Bunun sakıncalı hal-i durumu yok mu?

Ya da, eklenmesi gereken.

Demek yok ki,

Milat ve devrim tabiri kullanılıyor yönetmenliğe.

***

Lakin

Biraz çıplakgözle baktığınızda, arıza-i hal var.

Hem de, çok ciddi!

İki yönlü, yani her kesim açısından!

Demokratı da,

Liberali da,

Muhafazakrı da,

Laik ve Kemalist olan da.

Fikri zıt beyan ediyor.

***

Öncelikle;

Sınıfsal giyime bi bakalım!

Malumunuz üzre;

Sınıflarda aynı sıralarda, çok farklı gelir grubuna sahip çocuklar var.

Ve bunlar birlikte, eğitim-öğretim görüyorlar.

Aynı sınıfta, aynı masa ve sırada.

Zengin- dar gelirli, fakir ayırımı hissedilmedin!

***

Mevcut,

İçtihatla sınıfsal giyim pek göze* gelmiyor.

Dişe dokunmadığı gibi;

Kim hangi marka veya yırtık giysi giymiş mevzubahis olmaz.

çünkü ya Okul önlüğü.

Ya da, üniforma her şeyi kamufle ediyordu.

Ve tabi ki; öğrencinin de öğrenci olduğunu gösteriyordu.

***

Peki, şimdi öyle mi olacak.

Yok.

Farklılaşacak.

Öğrenciler.

Tabi ki varlıklılar;

Aile, çevre ve marka hevesliliğiyle şıklık yarışına girecek.

Saç mı,

Beri yanda makyaj mı, o da ayrı bir heves kaçamağı olacak.

Velhasıl;

Parası olan için okul curcuna bir hal-i çirkinlik zenginliğine sahiplik edecek!

***

Biliyorum.

Ortaya çıkan;

Bu tabloya birilerinin savunması olacak.

Nitekim dillendirilmeye başlandı.

Diyorlar ki;

Zaten gelir seviyesi okul içerisinde,

Sınıfta ve sırada,

Kalem ve defterde kendini hissettiriyor.

Kıyafette olsa ne olur?

***

Doğru.

Ama göze ve duyguya, kılık-kıyafet her türlü negatifliği yükler.

Kıskançlık,

Sahiplenme ve baskı.

Hele bunun aile içerisinde yaratacağı geçimsizlik ayrı bir aşılmaz mevzuu.

Şu görülmeli;

Sosyal adaletin vücuda gelmediği ülkemizde, özgür kıyafet pek muteberlik içermez.

***

Onun için.

Derim ki,

Devrim ve özgürlük denilecek kılık-kıyafet.

Bu hal-i içtihadıyla Maşallahı kabul etmiyor.

***

Gelelim;

Kılık-Kıyafete laik geçinenlerin, yarattığı fırtınaya.

Her ne kadar;

Düzenlemede açıkça ifade ediliyorsa da.

Maşallahları var.

Onlarda paranoyak bir şekilde diyorlar ki.

Bu serbestlik, Türbana özgürlük teşkil edecek.

Şimdiden; önü açıldı yaygarasındalar.

***

Sazan balığı misali.

Yönetmenliği okumadan; infaz yapılıyor.

Düzenleme açıkça ifade ediyor.

Diyor ki;

Seçmeli Kuran-ı Kerim ve Siyer dersinde, kızların başörtüsüne izin veriliyor.

Diğer derslerde, başı açık olacak.

***

Buarada;

Muhafazakar kesimde, duruma tepkili.

Özellikle;

Hükümete gönül vermiş olanlar.

Onlar da,

Darbe ürünü olarak gördükleri yönetmenliği, hükümet yasallaştırdı diyor.

Son üç gündür;

İmam Hatip Kesimi başta olmak üzere,

İslami STKlar, özgürlük değil, bilakis özgürlük alanları daraltmak olarak görüyor, kılık-kıyafet serbestliği yönetmenliğini.

***

Velhasıl;

Maşallahı olan kılık-kıyafet serbestliği.

MEBin yeni hamlesi.

Hiç bir kesimi; tatmin etmediği gibi.

Mülahazası da,

Tez be tez dinecek gibi görünmüyor.

çünkü ciddi manada pürüzlere sahip!

Üstadın ifadesiyle;

Bu yönetmenlik için bir kez daha Tefekkür gerek.

***

Diyorum ki;

MEBin,

Hükümetin yapması ve devrim kimliğini almasını istediği hamle varsa.

O da;

Milli Eğitim sistemini,

Köklü bir değişimle, müfredat devrimine gitmesi lazım.

çünkü;

Nesil ezber bir öğretime biat ediyor.

***

Neden,

Niçin,

Nasıl sorgusuna gitmeden, mantık ve felsefeyi işletmeden.

Muhakeme,

Yeteneği kazanmadan; sal çayıra, Mevla kayıra misali.

Yani anlayacağınız;

Eğitim sisteminde reform elzem ve kaçınılmaz hale gelmiştir.

Haydi bu mayanda, efor serf edin.

Ki kamuoyu; maşallahı olan bu devrimlerle boşa zaman geçirmesin.

Deyin;

Haksız mıyım?