KIRKLAR DAĞI'NIN FAİLLERİ?
Eklenme: 11/23/2020 12:00:00 AM

Kırklar Dağının akıbeti..

Ve mahkemenin hükmettiği; 100 milyon lira tazminat..

Buna dair, Vali Münir Karaloğlunun geçtiğimiz hafta bir beyanı oldu

Dedi ki

İmzası olandan, fitil fitil getirmezsem, ben burda valilik yapmam..

Öncelikle, Karaloğlunun bu ifadesi hayli iddialı..

Zaman ne gösterir bilmem?

Valilik koltuğunu ortaya koyuyor..

Neyse, süreci takip ediyoruz..

Ancak, benim kafama takılan bazı noktalar var..

O da, bu işin müsebbipleri silsilesi yönünde

Yani, failler, suçlular, kabahati olanlarla alakalı kapsamın hayli geniş tutulması gerektiğini ifade ederek, sorgulamak istiyorum..

Mevzu hayli kapsamlı

Kırklar Dağına vurulan hançer, salt bir dönemle sınırlı değil

Devlette devamlılık esastır ilkesiyle hareketle, ilk imzadan başlayıp, son imzaya kadar herkes mesuldür..

Ki bu mesuliyet tartışılmazdır

Olması gerektiği gibi bir bütün sorgulanmalıdır

***

Şöyle ki!

İlk hançeri saplama, 2010 yıllarına dayanıyor

Osman Baydemir ve Abdullah Demirbaşın başkanlık dönemini içeriyor..

Tarım arazisi o gün, imara açıldı, sonra konut alanlarına çevrildi

O dönemin Belediye Başkanları ve Meclis Üyeleri, belli

Peki, ya bunun diğer bürokratik işlem ve onay mercileri, onların bu işte hiç mi halt ettikleri yok?..

Yani, Belediye Başkanı ve Meclis üyeleri imza attı her şey bitti mi?..

Hayır..

O günün Valisinden, İl Müdürüne, Bakanına kadar giden bir silsile var neden göz yumdular?..

Ki Baydemirden sonra, Kışanak

Sonra Mızraklı.. Ve tabi ki, Kayyumlar..

İlk kayyum, Cumali Atilla idi..

Ve bu süre zarfında, benim onlarca yazım oldu; bu şehrin siluetine indirilen hançer sizleri er ya da geç dönüp vuracak diye!

***

ŞEHRİN KALBİNE VURULAN HANçER!

Suzan Suzi şarkısında, söylendiği gibi ziyaret sizi çarpacak...?

Diğerleri gibi, Cumali Atillada, başta görmezden gelenlerden oldu..

Yazıldı, çizildi, AK Partinin Kışanak dönemindeki Belediye Başkan Adayı vaatte bile bulundu

Biz gelirsek, buraları yıkarız, Nevruz alanı yaparız..

Buna rağmen o gün dokunan olmadı

Ta ki, hendek-barikat, Sur vakaları yaşandı!..

O dönemde, bir çok kez mevzu ettik..

Hatta, Uzay Habere tarafları tartışma programına alıp, bu kadim şehre kimler neden ihanet etti, hangi ranta karşılık yapıldı diye, konu ettim!..

Sonrası; Yargı müdahalesi geldi?...

***

Gözaltı... Tutuklamalar..

Şehrin, rantına göz dikenler bir bir yargı soruşturmasına alındı

Hazırlanan iddianame kısmi olarak deşifre etti

PKK mı, HDP mi, STKlar mı, AK Partiye yakın isimler mi?..

Denir ya; kimi derseniz illegal yapının içerisinde, rant merkezli faaliyette yer aldıklarını görüyoruz

Bunların tümü de, dönemlerin en tepe bürokratlarının gözü önünde, cereyan etti

Ki bazıları, kaba bir tabir olacak ama; nemalanmadılar değil...

Burada, yıkım kararı öncesi, tıraşlamaya gidildi

Merdiven misali, projeler yapıldı..

Buna izin verenler kimdi; yani işe kılıf bulma adına yapıldı!

Ya, yol yapan, su götüren, elektrik ve telefon sistemini, kanalizasyon döşeyenler!!?..

***

Gel gelelim o 100 milyon liralık tazminat, hükmüne!..

O para, salt oradan parasını ödeyip ev alanlara mı ödenecek?

Yoksa, müteahhide mi?..

En önemlisi de, tarım arazisini imara açıp, bina diktiren dönemin ve dönem sonrası işin içerisinde bilfiil rant odaklı bulunanlara mı ödenecek

Arazi sahibi kim, ya da kimler kimlerden araziyi alıp, nasıl imara açıp, bina diktirdiler?

Velhasıl!..

Diyarbakıra, kadim şehre ve ahalisine; maddi ve manevi yönden vurulan bu ihanet hançerine ödenecek olan, 100 milyon liranın tazminine de itirazım var..

Bu para, bu şehrin bütçesinden vatandaşının cebinden çıkmaması gerekir!

Kabahatlilere rücu edilmeli

Ki bazıları yurtdışında yakalayabilirsen ne ala!

***

ARINçIN DEDİKLERİ!

Vallahi ne derse desin!

Sanmıyorum ki inandırıcılığı olsun

Ki ahalide karşılığı da zor!?..

çünkü, gel-gitleri her kesimden, tepki gördü..

Yani; ciddi bir yıpranmışlık var..

Makam varken dost yok iken hasım karakteriyle, gün adamı güvensizliği herkesin dilinde!!!..

Özetle!

Yıpranmış..

Güven kaybetmiş..

Artık inandırıcı olmayan biri Bülent Arınç..

Onun için de, söyledikleri ister doğru, ister gerçek dışı olsun, mevzuu, itibar görmez..

Ben, bu pencereden bakıyorum!..

Ama, derseniz ki söyleyene değil, söylenene bakın..

Derim ki, hak, hukuk, adalet, özgürlük konusundaki söyledikleri; hakikatlerin itirafıdır..

Lakin isimler üzerinde oluşturduğu algı da bir o kadar tartışılırdır..

***

ERDOĞANIN KOYDUĞU NOKTA?..

Nitekim, Arınçın son beyanı ve üzerinden AK Partide yeni süreç diye üretilen fikriyatların yankısı büyük oldu..

İki gündür konuşuluyor..

Ama dün Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi deyimiyle; ağızlarının payını verdi

Dedi ki;

-Son günlerde bizimle asla ilgisi olmayan kimi bireysel açıklamalar ile yeni bir fitne ateşi yakılmaya çalışıldığını görüyoruz.

Geçmişte birlikte çalışmış olsak bile hiç kimsenin şahsi açıklamaları hükümetimizle, partimizle ilişkili hale getirilemez.

***

Ve bu ifadelere şu eklemeyi yaptı..

-Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir ve istikametimizde en küçük bir değişiklik yoktur.

***

Bu noktadaki aksiyonel gelişmelere ise; şu cevabı verdi..

-Teröre bulaşmış, terörle el ele kol kola yürüyenler bizim temasta olduğumuz kişiler olamaz.

Şu anda yargının tasarrufu altında olanlar, Yasin Börülerimizin ölümüne neden olanlar, Kobani katliamının failleri, Tayyip Erdoğan ve dava arkadaşları tarafından asla savunulamaz.

***

Özetle Erdoğan şunu demek istedi

BİR.. Kürt kardeşlerimizi öldürenleri savunamayız!?..

İKİ.. Kavalalarla bir arada olamayız biz!?

***

Evet, bakalım şimdi kim ne diyecek; Erdoğanın bu dediklerine? Ama bildiğim şudur ki Arınç bir süre ortalıkta gözükmeyeceği Hatta Külliyedeki istişarelere de 65 yaşa sığınarak, katılma bahanesinde bulunursa şaşmayın!. Yani bir kez daha, güvenilirliğine, inanırlığına halel getirmiş olacak?

***

KİMİN İŞİNE YARADI

Okur sormuş!..

Siyaset ve Mafya ilişkili, tehditte dair yazıma..

Diyor ki, iyi de mevzuu kimin hanesine artı olarak, döndü!

Vallahi ne diyeyim!

İş kimin işine yarıyorsa, fail odur sözüyle, mevzuyu ele alınca..

Acaba diyorum ki, CHPnin dağınıklığını, çakıcının tehdidiyle toparlanması; anlaşmalı bir dövüş mü?

Eee; siyaset artık her renge bürünüyor ya!?.

Kimin eli, kimin cebinde misali!?..

***

GÜNÜN SÖZÜ...

Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.