Devlet Bahçelinin, İyi Partiye komşuluk çağrısıyla alakalı tartışmalar alev topu misali yayılıyor!.. Giderek de büyüyor.?

Ve İki Partinin tabanında ve yönetim kadrosunda, halk deyimiyle alev paçaları sarmış durumda..

Tabi ki, milliyetçiler açısından olumlu yönde gelişmeler içerse de, teklif edilenler liderlerinin ağzından dökülecekleri beklemeden, bindirme yapıyorlar

Bu da bir önceki ittifaktan, ağzı sütten yanmış gibi!?.

***

Meseleye kim nasıl bakar bilmem ama Bahçelinin bu hamlesini ben şu minvalde okuyorum.. Hamle, siyasi tecrübenin, dahiliğini gösteriyor!..

İşte ince siyaset, işte öngörülülük dedirtiyor

Satranç oyunu gibi

Zamanında ve yerinde hamleyi yapabilmektir siyasi dehalık!?. Şah ve mat..

çağrı metninde kullanılan cümlelerin ruhunda, bir zerafet, büyük bir hassasiyet, kurumsal itibar, diyaloğa ve buluşmaya hasret, özelini ve özeniyle zeka akıyor!..

***

Hedef seçici!.. Ki, zamanlama daha bir akılcı.. Denir ya, tam da zamanı?.. İyi Partide henüz, bu çağrıya karşılık radikal bir çıkış, kapıları kapatma yok..

Bu da önemli, demek ki içeride bir değerlendirme ve de hasret söz konusu!.. Ama bazı kurmayların ağzından dökülen sözcükler ağır!?.

Konuşmaları Genel Başkan endeksli mi, yoksa kendilerine özgü mü meçhul..

Ancak, Akşener eğer ki bu çağrıyı reddederse, kapıyı bir bütünlük içerisinde kapatırsa; kısa dönem kendisine özgü artı görür, ama velakin siyasetin uzun soluğunda, keşke demeye başlar!..

***

Nasıl ki, altılı masayla alakalı yaşadığı hezimeti, seçimlerde uğradığı kan kaybını, gelen bu çağrıya icabet etmemenin de, kaybını beterin beteri bir halde yaşar gibime geliyor bana!.

Ki bu kez, taban noktasında beslendiği bir alan olması münasebetiyle, kayıp büyük olur.. çağrının genel analizini de yapar isek..

Bahçelinin burada verdiği mesajın özetinde, ittifak yok, bir masada olalım da yok, var olan komşuluk önerisi!..

***

Yani demek istenilen şu.. Biz size, Cumhur ittifakına katılın demiyoruz.. Böyle bir ısrarımız da yoktur.. Ha böyle bir niyetiniz var ise seve seve iyi olur.. İkili mi, üçlü mü, hangisini derseniz, o olur..

İttifaka girmezseniz bile, komşuluk ilişkilerini geliştirebiliriz.. Komşu komşunun külüne muhtaç kültürüyle, hareket edelim!..

Bugün bize, yarın size!?.. Yeter ki mahalleye yabancı girmesin!..

***

Eğer ki, böylesi bir birliktelik sağlarsak!..

Bir çok belediyeyi, beraberce elde ederek, o koltukları, makamları emin ellere teslim eder, mahallemiz, huzuru, istikrarı bulur..

Sonrasında ister, ev ahalisi oluruz, isterseniz de herkes evine, köylü köyüne der, komşu olmaya devam ederiz..

Başka da, sözümüz yok!..

Var ise sizin bir sözünüz, ona da varız!..

***

Tabi son sözü Akşener söyleyecek!?.

Ne der, şimdilik belli değil.. Ama, Parti kurmaylarından karşılıklı milliyetçiler bizim mahalleyi diyerek, söyleniyorlar.?

Ancak, Akşenerin şöyle bir fikri telaki içerisine girmesi lazım?..

Ben hal-i hazırda bulunduğum safta, dünkü kazanımlarımdan, neler kaybettim, neleri feda ettim, ya da nelere kazanç sağladım diyerek teraziye alması lazım..

Artı mı, eksi mi?.. Tekkenin içerisinde, çorbayı içmek var iken, teknenin yanında durup, sebili beklemek, ne kadar doğru?!..

KARADAĞLI İLE İLGİLİ..

Tamer Karadağlı.. Nam-ı diğer Haluk diyebiliriz.. Ki, dizilerinde aldığı bir çok lakap var.. Ama hafızamda kalan, taş fırın erkeği Haluk..

Malum, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak atandı..

Kontenjan, MHP patentini taşıdığı söyleniyor.. Görünen de o

***

Geçtiğimiz hafta ortasından itibaren, acayip bir mevzu konusu edilerek, tartışılıyor..

Ama öyle böyle değil; sanırsınız ki, Türkiyenin kurtuluş muhasebesi yapılıyor.

Tepki veren mi, aşağılayan mı, hakaretler sıralayan mı, beri yandan saf tutup, sahiplenen mi?!

***

Polemiğin, bu haftaya sarkacağını düşünerek, iki kelam da biz edelim istedim!..

Ama ben, Karadağlının siyasi ve ideolojik karakterinden daha çok, işin ehli noktasına odaklanmak istiyorum..

Taş fırını Haluk bu işin üstesinden gelebilecek mi?..

***

Yani; Karadağlının tiyatro geçmişi nedir, tecrübesi var mı?.

Eğitimi, tahsili, müktesebatı nedir?..

Ulusal ve uluslararası arenada; tiyatro alanında akademik bir kariyeri söz konusu mu?

İşte bu kulvara ne hikmetse kimse, meyil edici değil?!..

Kör bir dövüş!..

***

Neyse!.. Bekleyip göreceğiz, Karadağlının bu işi nasıl yürüteceğini?..

Meziyet mi gösterecek, rezaletlere mi imza atacak, birlikte göreceğiz..

Ama şunu çok iyi bilmek lazım, devlet kurumları hiçbir zaman siyasi ve ideolojik mekanizma olmamalı!?

BİRAZCIK AYIP OLMUYOR MU?

Diyarbakır çocuk Hastalıkları Hastanesinin ilgili ve yetkili zevatı..

Şu Dağkapı yerleşkesindeki, Hastanenin 100 gündür, arızalı olan ve devre dışı bırakılan, Asansör ne zaman, onarılıp devreye sokulacak?..

Bu hükümet, 3 ayda koca hastane inşa ederken, siz bir asansörün bakım ve onarımını yapamıyorsunuz?..

Ne dersiniz, vaziyet birazcık ayıp olmuyor mu?..

Sizce..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Siyasetin arenasında artık komşuluk da bir politika!..