Yaşanan hal-i durum, hiç de güven tesis etmiyor!.. Korku, endişe, hakim!.. çarşı, pazar, sokak, cadde, ev ve işyerleri!..
Dehşet verici, hadiselerle kalkıp, oturuyoruz!..
Eylül ayı ve özellikle Ekim ayının şu bir haftalık zaman dilimi; ülkeye ve millete kabus dolu, olaylar yaşattı!
***
İşte, Narin Güran kızımız.. 8 yaşında.. Katledildi.. Ceset var, ama katil ortada yok!?.
Şeyda Polis kızımız.. Sokak ortasında, 26 sabıkası bulunan bir cani tarafından şehit edildi
Ayşenur Halil.. 19 yaşında bir kız..
İkbal Uzuner.. O da 19 yaşında..
Semih çelik.. 19 yaşında genç bir çocuk.. Ve bu iki kızı psikopatça öldürüyor..
Birinin başını kesiyor, annesinin ayaklarının dibine atıyor..
***
Diğer yanda, Beyoğlundaki o korkunç taciz.. Ve sırlar alemine gömülen, Diyarbakırlı Rojin Kabaişin Vanda kaybı..
Gülistan Dokuyu da unutmamak lazım.. 4.5 yıl önce, Tuncelide Üniversiteyi okurken, kayıplara karıştı..
O günden bugüne, izine rastlanılmadı..
En korkuncu ise, Tekirdağdaki 2 yaşındaki Sıla bebeğe, yapılan cinsel saldırı..
Ve akabinde bebeğin ölümü!
***
İnsanı şoka uğratan, olaylar silsilesinde caniliğin böylesi de dedirten olayların, peş peşe yaşanılır olması!..
Her kiminle konuşuyor, tartışıyor, mevzuyla fikir telakisine girdiğimde, aldığım hissiyat şu!.. Artık sokaklar güvenilmez.?
Kadınlar, kızlar, çocuklar yalnız! Panik var.. Ki sirayeti, yaşamın her alanında, soluk alan herkeste var!..
***
İşte bu noktada, diyorum ki İçişleri Bakanı Ali Yerlikayaya büyük görev düşüyor..
Güven ortamını tesis edici, olmalı!..
Korku ve endişe paniğini, dağıtıp gidermesi gerekir..
Toplum oh be deyip, rahat nefes almasını sağlamalı..
Alınan tedbirlere, yapılan uygulamalara ek ilaveler yapılmalı..
Ve bunu, toplumla bütünleştirerek, anlatmalı, konuşmalı, fiili ortamı sağlamalı!?.
***
Günlük olarak, nasıl ki, suç örgütlerine, çetelerine, yolsuzluk, usulsüzlük, dolandırıcılık, hileyle, para kaçıranlarla uğraş verip, amansız mücadelesini, herkesle paylaşıyorsa!..
Buradan da güven tesis edici oluyorsa..
O zaman, toplumun yaşamını korku ve endişe kabusundan kurtarmak adına da, aynı uğraşı, mücadeleyi vermesi gerekiyor
***
Pek tabi ki, kamuoyuna yansıyan biz yakalıyoruz, yargı bırakıyor söylem ve eylemine de, istişareli bir konseptle Adalet Bakanı Tunçla, bütünleşmelidir..
Zıtlar hanesinde, görülmeleri demek; canilere psikopatlara, alçaklara, şeref ve haysiyetsizlere prim yaratıcı olur
İkilinin aynı zamanda, toplumun karşısına bundan böyle yaşanan her olayda birlikte poz verip, sonucu halka aktarmalılar!?..
***
Ve en önemlisi de, siyasal iktidar ivedi bir şekilde suç ve suçlularla mücadelede Yargı Mekanizmasını, masaya yatırmalıdır..
Ceza hukuklarında, caydırıcılığı öne çıkaracak, hükümleri yasallaştırmalı..
Suç dosyası kabarık olan, suça eğilimli olanların, sosyal, ekonomik, kültürel ve psikolojik yönde; zihin yorması lazım!?.
Toplumda adalet duygusu güçlendirilmeli.?
***
Dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu minvalde, umut verici mesajlar verdi.. Özellikle de toplumdaki cezasızlık algısını ortadan kaldıracağız sözü önemli..
Şu ifade önemli..
Suç kaydı olanların hakim ve savcılara bildirilmesi için Adalet Bakanlığında birim kurulacak.
***
Mesela; 5 suç kaydı olan birinin diğer davalarının bitip sabıka kaydına eklenmeden, yeni suçlar işleme eğiliminin dikkate alınarak tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak.
İnfaz hükümleri cezanın yüzde 10u yatıldıktan sonra işlemeye başlayacak.
***
Özellikle;
Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı bir şekilde belirlenecektir. Elbette bu husus, toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacaktır.
***
Görünen o ki, hükümet önümüzdeki zaman dilimi içerisinde, toplumda infiale yol açan ve giderek ülkenin ve milletin beka sorunu haline gelen; kriminal suç ve suç örgütlerine, aman diletilecek..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Kanunlar suçluları teşvik edici zaafiyeti içeriyorsa, hukuk devletinden söz edilemez!..
Failed to load the video