Haftanın ilk günü.
Gündem, sakin mi?
Hayır.
Kavurucu "hadiseler" zincirine sahip!
Enva-i mevzuu vaki.
Ulusal..
Uluslararası..
Bölge..
Ve il düzeyinde, tabiri caizse ne derseniz?
***
Suriye!
Hala da "kan" oluk gibi akıyor.
Esed vuruyor.
Kimyasalları "can alıyor".
Ama dünya, hele ki, "insanlık" seyr-i lemde.
Sukut!
Ve bi çaresizlik içerisinde, "müdahale" oyunu sergileniyor.
Barışı isteyen yok!
***
İşte, Mısır.
Cuntanın "en kanlı" devrimi iktidarda.
Ki, sözde "demokratik çağdaş bir dünya" sirkülasyonu vaki iken.
Şiddet.
Devlet "terörü', yıkıcı bir seyirle halkını öldürüyor.
Oluk gibi!
Önceki gün, Sina yarımadasında kıyım başlattı.
Dünya yine "seyirci".
***
Barışı "isteyen" yok!
İslam ülkeleri mi, "bırak birbirini" vursun.
Nasılsa,
Kazanç elde edecek,
Silahı satacak,
Bombaları, uçakları, füzeleri 'kakalayacak" olan belli..
Hristiyan dünyası.
Ve siyanizm!
***
Aslında;
Şu bir hakikattır.
Bir kere, "devlet" yapısı, dış müdahale görmesin.
Gördü mü akıbeti meçhul..
Liderleri de, "piyon" ve diktatörlüğe hevesliyle.
Hal-i vaziyet, "kan ve gözyaşından" öteye gitmez!.
***
Irak mı?
Libya mı,
Filistin mi "ha" keza!
Varmı, huzur, güven, istikrar yok!
Var mı, ülkesine ve milletine "diktatörya" hakimiyeti kurmayan..
Yok!
O zaman; mesele ne?
Kentin ettin, kendin buldun olmuyor mu?
Duruş düşünelim.
***
KÜRT MESELESİ!
çözüm süreci!
Gelişmelerle; kritik bir hafta giriyor.
Özellikle.
PKK'ının "Gerillaları durduruyoruz" çıkışı.
Hükümetin, tepkisi.
Ve süreç açısından istenilen adımların kısır seyri.
***
Oluşan atmosfer;
Ciddi bir kaygı ve çatışmalı ortama sürüklenme "endişesi" yarattı.
Nitekim!
Bir kaç gündür, bölgede "sokak" eylemleri trent aldı.
Şiddet sarmalıyla.
Hakkri.
Şırnak ve Diyarbakır.
Gösteriler.
Polisle çatışmalar.
***
Kısacası.
Gerilim "nasıl seyredeceği" haftadayız!
Şöyle ki.
BDP'nin"İmralı'ya" gitme yönündeki başvurusuna cevap "eli kulağında.
Görüşme.
Ve görüşme sonrasındaki; çıkacak "mesaj" önemli.
Aynı meyanda;
Hükümetin üzerinde çalıştığı "Demokratik" paketin kamuoyuna yansıtılacak olması da önemli.
***
Bakalım.
İki eksenli bu gelişmeler, "endişeleri" giderir mi?
Anlayacağınız.
"Kürtlerin" taleplerine ilişkin, kritik ve hareketli bir hafta giriyoruz.
Bugün.
BDP açısından önemli bir toplantı var.
HDK.
BDP ve diğer bileşenler.
Fikri beyanda bulunma toplantısı yapacak.
2014 yılı "yerel seçimlerinde" nasıl bir strateji ortaya konulacak diye!
Yer İstanbul.
***
Malum.
BDP Güneydoğuda "yerelin" iktidarı.
Hesapları ve stratejileri ne olabilir, onu tartışacak.
Ama diyebileceğim şudur.
BDP'de iki eksen ağırlıklı bir plan içerisinde olacak..
Birincisi;
2014 seçimlerinde "eldeki" belediyeleri koruyabilmek.
İkincisi de,
Mevcudiyeti nasıl artırabileceği.
Yani, "yeni" belediyeleri nasıl alabilecek?
***
Bilindiği gibi;
Ak Parti'nin üç dönemlik iktidarı.
Ve Başbakanın bu iktidarın son evresine "ustalık" dönemi adını vermesi gibi.
BDP'de.
Yerel'de "ustalık" dönemini yaşıyor.
Bir dönem sonrası.
Hiç kuşkusuz ki, "akademik" dönemi olur.
***
Tabi.
Dönemsel iktidarın "getirisi" ne olacak?
Pozitif mi, Negatif mi olacak tartışmasına girmeden!
Takdir; 2014 Martındaki "sandığa" yansıyan sonuç olacak.
***
OLİMPİYATLAR!
Velhasıl;
Haftaya damgasını vuracak olan gündeme ilişkin başlıklar bunlar.
Tabi ki; öne çıkanlar.
Buarada.
Türkiye'nin 2010 Olimpiyatlarını "finalde" Tokyo'ya kaptırması, üzücü!
Ama "herşeyin" sonu değil.
Bilakis, "bu" eleme gelecek açısından, "ders-i ibret" ihtiva etmeli.
***
Eksikliklerimiz nedir?
Bundan sonrası ne yapmalıyız?
Lobi.
Siyasi ikmal.
Ve Ülkenin "iç ve dış" dengelerindeki, tanımı!
Kısaca;
Dünya bizi "hala" pek tanımışım değil.
Onun için "almamız" gereken hayli yol var.