Hiç kuşkusuz ki;
Bu hafta çok hassas ve kritik zaman dilimine sahip!
çözüme!
Ve tabi ki Barışa giden yol haritası noktasında, can simidi gibi önemli!..
Süreç açısından!
Seyri güvenli mi, değil mi, kaygısız mı, kaygılımı!
Önümüzdeki günler açısından netleşecek.
İşte bu kırılgan yapı nedeniyle;
Diyorum ki bu hafta tabiri caizse hayat memat günlerini içeriyor..
***
çünkü,
Atılan her adım, ifade edilen her söz!
Karşılıklı takınılan her tavır.
Kendi mecrasında;
Bir sonraki adımın verilmi-verimsiz güvencesini teşkil etmektedir.
Pozitif ve negatif anlamda!
Bu nedenle;
Taraflar çok ama çok, ince eliyip-sık dokumaları gerekir.
***
Şöyle ki,
Ciddi bir toplumsal destek.
Ve mevcut,
Meselenin bir bütünlük içerisinde çözümü noktasında mutabakat var.
Destek..
Tam destek noktasında.
İşte bu şans ve güven beklenti sıradışı yol kazalarına kurban edilmemeli.
***
Şuan;
Sürecin hayat ikmali açısından, dört önemli adım var!
Ki her adım bir sonraki adıma yol haritasıdır.
Birincisi;
Kandildeki tutsakların salı verilmesi.
İkincisi;
İmralı tutanaklarını sızdıranın deşifre edilmesi..
Üçüncüsü,
İmralıya gidecek üçüncü heyet ve eldeki dökümanların mühtevası!
***
Dördüncüsü..
Ki hepsinin, sirayetini ortaya koyan bir sonuç olacak.
O da; süreç açısından milat olarak görülen Nevruz Bayramı!
Diyarbakırda
Kapsamlı kutlama ve bu kutlamada, Abdullah Öcalanın vereceği mesaj.
Şuan için,
Temel hedef ve odaklanan hamleler bunlar..
Ve bunların hepsi; bu hafta içerisinde yaşanacak!
***
Adımları,
Kendi seyirlerinde açarsak.
Şöyle ki,
Kandildeki tutsakların özgürlüklerine kavuşma koşulu.
Evet, tutsakları teslim alacak heyet belirlendi.
BDP, DTK ve İHD ve Mazlum-Derden 7 kişilik bir kafile.
Nitekim heyet üyeleri dün itibariyle yola çıkıp, Kuzey Iraka geçiş yaptılar.
Muhtemelen bugün veya yarın; tutsakları teslim alacaklar.
***
Şuan ki,
Hal-i vaziyet sakin ve sukut bir şekilde gidiyor.
Bu hal-i vaziyet iyiye işaret.
Ama hükümetin kaygısı da yok değil..
O da;
Tutsakların serbest bırakılması ikinci bir Habur vakasına dönüşmesin.
Nitekim, dün İçişleri Bakanı Güler de.
Bakanlar Kurulu sonrasında Bülent Arınçta aynı ifadeyi kullandı; şov olmasın...
Bence de;
Apartılı ve tepki geliştirici bir görüntü yaşanmamalıdır.
***
Habur atmosferi..
Ki ben iyi niyetle gelişti diyorum o insan seli tablosu.
çünkü ahali;
Barışa ve kardeşliğe özlem duyduğu için barış geliyor diye sokağa döküldü.
Tabi, sürecin kontrolünü elinde tutan BDP diyebilirim ki, iyi bir yönetim ve hassasiyet sergilemedi.
Kontrol dışı bir durum oldu.
Bundan dolayı da; Batıda olumsuzluklar gelişti.
Atılan adım kendiliğinden guduk kaldı.
Onun için;
Hassasiyet bu adımda, çok önemli.
***
Gelirsek;
Süreçe çelme diye kabul ettiğimiz, tutanakarın sızdırılması hadisesine.
O da; bugün netleşecek.
Sızdıran kim, sızmayı kapan nasıl kaptı?
Onu bugün,
Eş Başkan Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında açıklayacak.
Tabi, rahatsızlığı el verirse.
Buarada, Başkan Demirtaşa buradan da geçmişsin olsun dileğimizi sunarken.
Korkuttu bizi!
***
Mühtemelen,
BDP parti içerisindeki bazı çalışanlara sızmayı havala edecek.
Görünen o!
Ancak öyle görünüyor ki; özeleştiride de bulunacak..
Hükümetin, rahatsızlığı..
Ve özellikle toplumda hele ki kendi tabanında, güven sorgusundan kurtulmak için.
Doğrusu bu saatten sonra kim sızdırdının da pek de önemi kalmadı.
Olan; iki haftalık zaman diliminin heba olması oldu!
***
Nitekim,
İmralıya gidecek olan üçüncü heyet bu nedenle geçikti.
Geçtiğimiz hafta sonu, kulislerdeki ifade heyetin takvimsel olarak gidip-gelmesi gerekirdi.
Ama gidilemedi.
Bunun için de,
Muhtemelen diyorum ki, tutsakların salı verilmesi.
Tutanak krizinin aşılması sonrasında,
Cuma veya Cumartesi günü, İmralıya üçüncü heyet gidecek.
***
Heyet Öcalanla bu kez kapsamlı görüşecek.
Özellikle;
Mektuplar!
Görüşme detayları ve beklentiler burada konuşulup-tartışılacak!
Heyette kimler olacağı doğrusu süreç açısından artık önem arzetmiyor.
Bir önceki yazımda da ifade ettim!
Bu kez eş başkanlar düzeyinde bir heyetin gitmeli önemli.
Ki sürecin sorumluluk kontrolü artık, Parti yönetiminde olmalı..
Parti Üyesinde değil..
***
Yarın olabilecek yol kazasında;
Sorumluluk partiden çok kişiye indirgenirse, muhatap bulunulmaz..
Ki bu durumda; güven zafiyetine neden olur.
Velhasıl;
Süreç İmralının üçüncü heyete vereceği mesaj.
Özelliklen de,
21 Mart Nevruz Bayramında okunacağı ifade edilen, mektupla doruğa çıkacak!..
***
Malum,
BDP en büyük nevruz kutlamasını Diyarbakırda yapacak..
Öcalan'ın göndereceği mesaj Nevruz'da toplanacak kalabalığa okunacak.
Bu arada,
Dün basına çarpıcı bir haber yansıdı.
Ne kadar doğru deyidi henüz olmadı.
Nevruza,
Öcalanın vereceği mesaj kendi sesiyle olacak..
Yani, video konferans misali!
***
Peki,
Öcalanın vereceği mesaj ne olacak..
Denilene göre;
Mesajın muhtevası tamamen, silahların susmasına, bırakılmasına ve eylemsizlik sürecine odaklı olacak.
Öcalan İmralı'da hazırlanacak bir video ile barışı ilan etmeyi planlıyor.
Ki Öcalanın kendi sesiyle
Bu mesajın Nevruz alanındaki yüzbinlere verilmesi, ayrı bir anlam taşır..
Ama hükümet, nasıl bir tavır takınılır bilinmez..
Ancak, bölge insanı açısından bu görüntülü ve sesli mesaj çok şey ifade eder.