KÜRT DİLİ BAYRAMI!
Eklenme: 5/15/2013 12:00:00 AM

.Ve bugün!

Tabi ki, takvim yaprağı 15 Mayıs'ı işaret ediyor...

Tarihsel öneme haiz bir gün.

Özellikle, biz Kürtler için.

Çünkü;

Bugün "Kürt Dili Bayram" günü!

Evet, 2006 yılında "Hawal" dergisinin yıllara sirayetli mücadelesiyle ilan edildi.

15 Mayıs "Kürt Dili Bayram" günü diye.

***

***

Hiç kuşkusuz ki,

Dili olmayın,

İnancını,

Kültürünü,

Yaşam felsefesini,

Varlık nedeni olan "hayatını" anlatabilecek, tanıtacak "dili" yaşamayan canlı için, bir saygınlık söz konusu olabilir mi?

Olmaz!.

Kabulü, varlık nedeni, "hiç".

***

Pek tabi ki.

Ulusların,

Irkların,

Ya da etniksel varlıkların.

Elbette ki,

Onları simgeleyen,

Onların varlıklarını ifade eden,

Kalıcılaştıran ana temaların başında, "inanç ve dilleri" gelir.

"Tarihsel" güne ancak böyle sahip olabilirler.

***

Ne yazık ki;

Biz Kürtler,

Coğrafyadaki diğer Kürtler dâhil olmak üzere!

Dilimizi,

Kültürümüzü,

Edebiyatımızı dahi, "sürdürme ve yaşatabilme" noktasında, asimile edildik.

Siyasal otoritelerin,

Baascı zihniyetlerin,

Vesayetçi, tekçi düşüncenin , "inkar ve faşizan" rejimleriyle ötekileştirildik.

***

Evet,

Bu uğurda mücadeleler verildi.

Ağır bedeller ödendi.

Ve bugünlere gelindi.

Onun için;

Önemlidir, 15 Mayıs Kürt Dili Bayramı günü olması.

Sahip çıkılmalı.

Korunmalı.

***

Günlük hayatta.

Yazılım alanında.

Eğitim de,

Fikri neşriyatta, zenginliğiyle bütünleşmeli.

Ülkemiz dâhil olmak üzere,

Coğrafyada 40 milyonun üzerinde, "Kürt" var.

Ana Dili.

Yani "Kürtçenin" korunması, yaşatılması, "eğitim" müfredatına dâhil edilmesi gerekli.

***

Özellikle;

Ülkemiz için, sağlanılan süreç açısından.

Ana Dil'de eğitim.

Ve "kalıcılık" noktasında, "yasal" düzenleme şart.

Bu da; Yeni Anayasa'nın "ikmali" ve Kürtçenin, tanımlamasıyla mümkün.

Evet.

Bu insanı bir talep.

Haktır.

Ve eşitlik ölçeği için de, olmazsa olmazdır!

"Güvence" samiyetiyle, bu şart.

***

Buarada, sanırım, hafta içerisinde şehirde bir dizi etkinlikler yapılacak.

Yürüyüşler.

Konferanslar.

Ve farklı diğer etkinlikler organize edilecek.

Diyarbakır.

Yani Şehr-i Amed güzel günler geçiriyor.

Kürt Dili Bayramı, hepimize kutlu olsun.

***

ÇOK DİLLİ FUAR!

Yazıların,

Hikâyelerin,

Şiirlerin,

Romanların,

Efsanelerin yazım mekânı, Diyarbakır!

Kadim kent.

Dün 4'üncü Kitap Fuarına, bir kez daha kapısını açtı.

***

Hiç kuşkusuz ki,

Fuar.

Yani fuarlar.

Bir kent için büyük önem ve özellik içerir.

Sosyal.

Siyasal.

Ekonomik.

Ve tabi ki, "kültürel" trafik akışına, "kaynaşma" sağlar.

***

Fuarın,

Bu yıl ki, "içtihadı' farklı bir özellik ihtiva ediyor.

Bir ilk olma vasfıyla.

Türkçenin yansıra.

Kürtçe,

Çerkezce

Ve Arapça kitaplar sergileniyor.

Süryanice!

"Çok dilli" bir kitap fuarı.

***

Fuar.

5 gün süreyle, halka açık olacak.

Konferans.

Söyleşi,

Panel ve şiir.

Bütünlük içerisinde 50'e yakın "kültürel" etkinlik var.

Ve pek tabi ki,

300'e yakın yazar, "okuruyla da" buluşacak.

***

Evet.

Bu yıl ki, fuar tarihsel bir "mozaik" yarattı.

Olması gerektiği gibi.

Çünkü

Bu topraklar,

Bu coğrafya,

Medeniyetlerin her daim beşiği olmuştur.

Ki bu uğurda,

Bu kültürleri; "yaşatabilmek için de" ağır bedeller ödemiştir.

***

Kitap Fuarı,

Dün itibariyle açıldı ve halka, ücretsiz!

19 Mayıs'a kadar, açık olacak.

Önemli bir uyarım var..

O da 18 Mayıs günü saat 21.00'de şiir dinletisi olacak.

Büyükşehir belediyesi Tiyatro salonunda.

Ahmed Arif’in;

Şiirlerinden oluşan “Hasretinden Prangalar Eskittim” dinletisi..

Kemal Kocatürk'ün sahnesiyle,

Sarper Özsan'ın müziğiyle ilk kez seyirciyle buluşacak, Ahmet Arif'in şiirleri.

***

ABAKAY'IN KARAKOÇ SUNUMU!

Dedik ya;

Şehr-i Amed güzel şeyler görüp-yaşamaya başladı.

Bir taraftan;

Siyasal,

Sosyal yani demokratik iyileştirmeler.

Beri yanda toplumsal ölçekte; "Kültürel" organizasyonlar.

Hakikatten, şehir renkleniyor.

İnsanların yüzü bir başka gülüyor.

***

Önceki gün,

Yazarlar Birliği'nin "Kültür Kervanı" etkinlikleri vardı.

Bir dizi faaliyet.

Hiç tartışmasız ki, en doyumsuzu.

Sevgili,

Mehmet Ali Abakay'ın, "Sezai Karakoç ile 80 Yıl" başlıklı paneldeki sunumuydu.

Tabiri caizse, bir içim su gibi.

Anlatım.

Ve ifadeleriyle, "yüreklere" akıp serinletti.

Tıpkı;

Ülkemizde, bölgemizde "çözüm sürecinin" yarattığı, atmosfer gibi!