Hani bir söz var..
Liyakat..
Ehil..
Nitelik..
Güvenilir..
Adil..
Şeffaf..
Ve mesleki duayenliktir görev niteliğinde ana koşullardır
Her meslek..
Her görev..
Her makam ve sorumluluk; er kişinin işi değil..
İlla ki; ehliyet sahibi olması lazım..
***
Aslında
İşin özü; herkes kendi işini yaparsa!
O zaman; sorun kalmaz..
Problemler çözülür..
Ne demişler?
Yaptın mı bir işi; en iyisini yapacaksın..
Sorumluluğunu bileceksin..
Ama değilse..
Yapamadığın işi yapıyormuş gibi olursan..
Hem kendine..
Hem de toplumuna; zararlı unsur haline gelirsin..
***
Bir halk deyimidir..
Yarım imam..
Yarım doktor noktasına gelinme hali var ya..
Nitekim ne diyoruz?
Yarım hoca (imam) dinden eder
Yarım hekim (doktor) candan eder
Ne yazık ki
Ülkenin hal-i pür melali bu minvalde
Ve vahim bir hızla gelişmekte...
***
Veciz bir söz!
Koyunun bulunmadığı yerde Keçiye Abdurahman çelebi derler!
Meselemizin de özü bu aslında!
Niteliği olmayan..
Ehliyeti bulunmayan..
Yarım-yamalak bir zevatın; değer kazanması
Maalesef..
Ülkemizde bu minvalde; çok türeyenler oldu..
Özellikle; din alanında..
İşte; son günlerdeki tangolar!
Halvet..
Hallenme..
Şehvet..
Buluğ..
Buluğsuzluk..
Kadın..
Erkek..
Kelime ve kavram; polemiğiyle İslam sözcüsü kesilenler..
Kerametleri kendinden; menkuller..
Ha bire; fetva veriyorlar..
***
Bu rotada!
Öylesine şahsiyetler şehvani duygulara kapılıyor ki..
Kendini; Abdurrahman çelebinin üstünde bile sanıyor..
İsim zikretmeye..
Şu veya bu grup, cemaat demeye gerek yok..
Zaten, kamuoyunda konuşulan, tartışılanlar belli
İslama..
Müslümanlara..
İnanca..
Kuran-ı Kerime; öylesine bir hasımlık geliştiriyorlar ki..
DEAŞ gibi...
İslam düşmanı, İslamofobiyi körükleyen akımdan beter!
İslam öcü diye!
***
Birer bomba gibiler..
Aklı başında herkesi; çileden çıkarıyor..
Bırakın, sol seküler..
Kemalist
Laikçi geçinenlerin; alevlendirmeleri
Radikal akım dışında...
Dindar...
Muhafazakr.
Kendince normal hayatını yaşayanları da; olmaz böyle dedirtiyorlar
Ayağa kurşun sıkma misali!
***
Ne hazindir ki; ehil, liyakatli, duayen isimler de bir konuda fikir beyan edince
İşte bu kaotik atmosfer içerisinde
Ayağa kurşun sıkma gafletiyle; bir anda hedef tahtasına döndürülüyor..
Yani..
Bilen cahil konumuna getiriliyor..
Cahil ise ; liyakatli bilen ehliyetli şahsiyet ünvanı aldırtılıyor..
Seküler, bak biz haklıyız dedirtiyor..
İşte bu açmazın sonucu değil miydi ki; FETÖ denilen bela oluştu..
Kendine kullar bulup gelişti
***
Doğrusu!
Bu kesime dair bir şeyler yazıldığında
Söylendiğinde
Bunlar da ne diyor denildiğinde..
Akla ziyan; eleştirilerin odağıyla; tu kaka ediliyorsunuz!
Sen kimsin? diye..
***
İşte, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kesime dur dedi
Bıçak kemiğe dayandı misali...
çıkış yaptı...
Tabi bir cümlesi vardı ki...
İslamın güncellenmesi!
Ki bu ifadesine yönelik kendi de dedi ki...
Bazı hocalar beni tefe koyacak.. Olsun.. Önemli olan; Rabbim bizi tefe koymasın...
Gerçekten, cesurca bir çıkış yaptı...
Hassasiyeti yüksek bir ifade...
***
Ve dedi ki;
Din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup, dinimizde yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya.
Anlamak mümkün değil
Yani bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada zamanda yaşıyorlar.
çünkü İslamın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar.
İslamın hükümlerinin güncellenmesi vardır.
Siz İslamı 14-15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız.
Böyle bir şey yok.
Onun için de bugün İslamın uygulanması yer zaman koşullar her şeyiyle o da değişiyor.
İslamın güzelliği burada zaten.
***
Erdoğan..
Bu beyanıyla; aslında Diyanet İşleri Başkanlığını sorumlu olmaya çağırdı
Bizim diyanet teşkilatımızın din işleri yüksek kurulu var.. Hocalarımız ne iş yapıyorlar?
Sessiz kalıp bu alanı niçin bu adamlara kaptırıyorlar?
FETÖ olayı da böyle oldu.
Asıl konuşması gereken konuşmayınca meydan kime kaldı? FETÖye kaldı dedi.
***
Ne demiştik yukarıda...
Koyunun olmadığı yerde; keçi kendini Abdurrahman çelebi sanar!
Diyanetin varlık hükmü de işte böyle..
Laiklik adına kuruldu...
Atatürk döneminden bugüne...
O günden bu yana; Diyanet İşleri sahi ülkenin salih ve selameti için ne misyon yüklendi...
Hangi soruna çözüm üretici oldu...
Din adına...
İslam adına...
Müslümanlar adına; hangi noktada Söz İslamın diye bildi
Maalesef...
***
Hac Umre Kurban
Ötesi yok
Bakalım, bu çıkış karşısında nasıl bir refleks geliştirecek?
Cübbeli...
Cübbesiz...
Sakallı...
Sakalsız
Cemaatçi, cemaatsız!
Susturma adına, fetva ve dini beyanlarda nasıl bulunacak?
Doğrusu
Can çıkar, huy çıkmaz derler ya!
Bir asırlık; ömürde ilk gün neydiyse, bugün de öyle..
Ama!..
Diyanet İşleri Başkanlığı..
Bence ilk önce; şu ketum ve sessizlikten çıkmalı..
***
Malum!
Ketum hal.. Sükt demek..
Eee..
Sükt da, ikrardan geldiğine göre!
Bugüne kadar ki; tepki ve eleştirileri süktluğu..
Sürekli; kirli zihinlerin aksiyonunu yükseltmiştir
Sessizliğini bozmalı...
Ve ter-u taze bir şekilde; kendini yenileyip..
Aslı vasfını; ehil ve liyakatli bir şekilde; icra etmelidir...
Galiba çok şey istedik...