MANZARA, İÇİNİZE SİNİYOR MU?
Eklenme: 9/27/2019 12:00:00 AM

Benim değil.. Ki sanmıyorum sizin de içinize sinsin.. çünkü, insanım diyen azıcık vicdanı olan biri; gördüğü bu manzara karşısında söyleyecek ilk sözü; utanç verici..

İşte bu utanç karesi, önceki gün whatsapp hattımıza geldi

İnsanlık ne halde çığlığını atan kare!

Hastalarını şifa bulması için yüzlerce kilometre öteden Dicle Üniversitesi Hastanelerine getiren hasta yakınlarının yaşadığı dramı anlatıyor..

Lakin muhtevası, çok şey söyletiyor

Peşkeş, vurdumduymazlık, iş bilmezlik

Pek tabi ki, yönetim ricalinin neden olduğu, bölgemizin, özellikle ilimizin imajına gölge düşüren bir utanç

Bana ulaşan yürek sızlatıcı kareleri yerinde görmek üzere, haber ekibiyle bölgeye gittim..

Yanımda Söz haber ekibinden Şaban Yılmaz ve Filiz Yaşa..

Üçümüz de, o fotoğraf karelerinin içinde bir anda kendimizi bulduk..

Gece karanlığına eşlik eden sessizlik Ve az ötede, çaresizlik içerisinde yere serdikleri çulların üzerine yatak döşek, sabahı bekleyen insanlar

çoluk çocuk, kadın yaşlı erkek

Kimi üstü açık, kimi üstüne battaniye çekmiş, beraberce yatıyor.

Kahredici.. Öfke kusan bir tablo

Der demez ağızdan çıkan ilk sözcükler şu oluyor..

Eee be kardeşim biz 3. Dünya ülkesi miyiz?

21. yüzyılda Türkiyede mi yaşanıyor?

Bölgenin incisi, Diyarbakırda bu hal-i perişanlık mahkumiyeti nedir?..

Hani sağlıkta çağ atlamıştık..

Hani sosyal devlet anlayışına sahiptik..

Hani, hani, daha da hani diyebileceğimiz; nice utanç içeren ifadeleri sıralayan sorular manzumesi!?

Doğrusunu isterseniz!.. İlk kare ulaştığında; olamaz demiştim.. Bu görüntüler; bu çağda, bu ülkede, bu iktidar döneminde yaşanmaz, yaşanmamalı dedim!

Ama, kendi gözlerimle, şahit oldum

Peki bu durumun sebebi mucibesi nedir?..

Nedenler, farklı etkenler içerse de özeti şu

Vicdan ve merhametten yoksun, bu manzarayı her gün gören ve sıcak yataklarında hala uyuyabilen idarecilerin, koltuk işgalleri?..

Sormak istiyorum

Sahi sizler, farkında mısınız tüm bunların?

Vicdanınız rahat mı?

Dicle Üniversitesi nasıl bu hale gelebilir?

***

Sorulara yanıt bulmak, zor değil Biraz olsun hafızamızı tazelersek.. Biraz; Dicle Üniversitesinin yakın tarihine bakarsak, çirkinlikler yumağına, vakıf oluruz!

Bandı geri sararsak..

Öyle ya, toplum olarak balık hafızalıyız.?!

çabuk unutuyoruz

Rivayet odur ki..

80 darbesinin banisi Kenan Evrenin bile hayran kaldığı ve imkanım olsa altına teker koyar Ankaraya götürürüm dediği Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi

Hiç şüphesiz yıllarca bölgenin sağlık alanındaki gururu olmayı başardı.

Ve hastanelerin amiral gemisi oldu..

30 yıldır hizmet veriyor

Ki zaman içerisinde etrafına yapılan yeni branş hastaneleriyle sağlık üssü oldu.. Bölgeden çok, Ortadoğuya hitap eder statü aldı..

Gelişti, ama betonlaşarak..

Akademik yönde..

Bilim yönünde..

Eğitim ve öğretim yönünde; ne yazık ki hep gerileme dönemi yaşadı..

***

Özellikle, ideolojik çatışmalar.. Siyasi hesaplaşmalar.. Yönetimlerin; farklı fraksiyonların himayesine girmeleri.. Şu oluşum, bu yapı; çekişmesiyle bölündü..

Dile kolay; bünyesinde 5 tane üniversite çıkarttı.. Ama bir tekine dahi; kurucu olamadı! Yetişen.. Ehliyet ve liyakat sahibi olan.. Akademik faaliyetleriyle..

Sağlık alanındaki başarılarıyla; dünyaya nam yapan isimler.. Maalesef; kısır çekişmelerin kurbanı olarak, ceketini alıp gitti!

***

Zihinler.. Yönetimler

Ne yazık ki; akçeli işlerle meşguliyeti daha bir üstün gördü..

Nitekim, hastaneler bölgesinin çevresi zaman içerisinde pahalı ürünlerin satıldığı büfe ve kafelerle donatıldı

Kantinler, yeni ticari alanlar

Öyle ki, hasta yakınlarının bekleyeceği koridorlar, salonlar bile; ticari kazanç alanı yapıldı

Lakin çarpıklığın ağır faturasını her zaman olduğu gibi yine köşeye sıkışan ve çaresiz kalan bölge halkı ödedi, ödüyor?

***

İşte son örnek!

Hastane Bekleme Salonu...

Ki burası, 10 yıl önce SODES projesi kapsamında inşa edildi..

Amaç, il dışından gelen hasta yakınlarının karda, kışta, sıcakta kalmamaları için Burada hastalarını beklesinler diye!

Ana hastane binası karşısında, tek katlı yapıldı

Refakatçiler dinlenebilsin.. Hatta uyuyabilsin..

Yemek ve diğer ihtiyaçlarını giderebilsin..

Ne var ki, yönetimlerde ana fikir ticaret olunca, buraya da göz dikildi..

Nitekim geçtiğimiz hafta; yüklü bir fiyatla kantin ve kafe diye kiraya verildi

Yani, özelleştirildi

Yani birilerine peşkeş çekildi

Gerekçe; üniversiteye ekonomik kazanç sağlanıldı..

Malum; üniversite borç batağı içerisinde..

Öyle ki, sarf malzemesi bile alacak parası yok..

Burası, sorunları giderecek...

Anlayacağınız, dağ gibi borca bula bula hasta yakınlarının başını sokabileceği bir salonu gördüler

Bilemiyorum..

İlgili ve yetkililer, bu utanç karelere ne derler bilmem?

Ki ketumlar..

Klişeleşen bir ifadem; Diclenin diğer tarafı kapalı kutu..!

Ama, YÖK ne karar alacak merak ediyorum doğrusu.

Zira dışarıda yatmak zorunda kalanların; öfkesi, tepkisi ve bedduası ağır

Ki önümüz kış!