MEVLİT KANDİLİ VE GÜNCEL MEVZULARIMIZ!
Eklenme: 1/13/2014 12:00:00 AM

Dün müstesna bir gündü!

Yeryüzünü nurlandıran,

lemlere "rahmet" olarak gönderilen,

Peygamber Efendimiz,

Hazreti Muhammed'in (S.A.V) doğum günüydü!

Yani; "Mevlit Kandili".

Dün gece huşuu içerisinde idrak ettik.

Mevlit'le,

Dualarla,

Namaz ibadetini yerine getirerek.

***

Camiler doldu.

Eller semaya kalktı.

Dualar.

Ve Niyetler edilerek, "rahmet" istendi!

Öncelikle!

Tüm okurlarımın,

Diyarbakırlı hemşerilerimizin,

Ve tabi ki İslam leminin "Mevlit Kandilini" tebrik ediyorum...

***

Duam ve temennim odur ki;

Mevlit kandili,

Barışa,

Kardeşliği,

Hoşgörüye, sevgi ve muhabbete, birlikte "eşit yaşama" vesile olsun!

Hak, hukuk ve adaletin nizamıyla.

***

Evet.

Bu temenniden sonra Mehmet Görmez'in ifadesiyle!

Diyorum ki,

Peygamber'in

çağlar üstü örnekliği ve rehberliği önümüzde dururken,

Rabbimiz hak, hakikat, adalet, ahlak, fazilet.

Ve erdem yolunda hizmet etmeyi hepimize emretmişken,

Neden; "çarpık bir zihniyet" bunalımıyla, hayatı zindana çeviriyoruz.

***

Hz. Peygamber,

İnsan-ı kmil olmanın yollarını,

Sünnet-i seniyyesiyle bizlere en güzel bir biçimde göstermişken,

Biz Müslümanların;

Kardeşlik ahlakını ve hukukunu hiçe sayması...

Sizce neye "delalettir"?

Vicdanı, eksiklikten olsa gerek değil mi?

***

Sanırım!

Biraz da; "vicdanı" muhasebe içerisinde olmalıyız

Ahlaken,

Hukuken,

İnsanen hal-i vaziyetimiz "bize yakışıyor mu?"

Ayırımcılık içerisinde olmak.

Kişileri, dilinden, fikrinden, düşüncesinden ayrı tutmak.

Değer ölçüsünden dolayı farklı görmek.

Yandaş-candaş "ikilemiyle" ayrıştırıcı davranmak!

Yazık!

***

Gelin.

Huzursuzluğu,

Öfkeyi,

Acımasızlığı ve düşmanlığı,

Yeryüzüne "fitne" geliştirerek, kirletenlere dur diyelim.

Ve İnsanlık için en güzel örneğin;

"İnsanı, hedefe koyan ve kutsayan" iman gölgesinde bütünleşelim.

Lakin her türlü badireyi atlatmanın, özlenen aydınlığa kavuşmanın da yolu "İmanlı ve İnançlı" toplum bütünlüğünden geçer.

Batılı değil.

***

.Ve haftanın ilk günündeyiz!

Malum.

Ülkede,

Özellikle siyasi kulvarda; "gündem" ateş topu gibi!

Yakıcı.

Ne yazık ki, her geçen gün daha bir vahimleşerek ateş gürleşiyor.

Sonu "hayır ola".

***

Neyse!

Zihninizi, ulusal gündemle meşgul etmeyeceğim.

Yerel'de has-bi hal etmek istiyorum.

Masamda, hafta içerisinde aldığım bir dizi not var.

Şöyle; "özetler" bölümü yaratmak istiyorum.

Deriz ya; "Aşçı yemeği" misali.

Ne varsa, her birinden "azıcık" katma değer yapalım.

***

GAZETECİLER GÜNÜ!

Cuma günü!

Biz "Gazeteciler" günüydü!

10 Ocak Gazeteciler Günü!

Ama ne gün!

Fikirlerin,

Düşüncelerin,

Yazımın-çizisin hala da "özgür" olmadığı bir ülke ve gündeyiz!

***

Adliye koridorlarında.

Cezaevlerinde,

Bu mesleğin ifasından dolayı; "bulununlar" ömür çürüttüğü.

Hele hele.

Son yıllardaki mesleki "erozyonun" yarattığı, tahribat!

Lügatta yer aldı.

Ve dillere pelesenk hale geldi; "Yandaş medya!"

***

Ya sosyal haklar.

Ekonomik, "sıkıntılar'.

İş güvenliği ve güvencesinin yokluğu!

Bir de özelliği kalmayan Sarı Basın Kartı.

"Sıradan kimlik" tanıtımı.

Velhasıl;

Ülkemizde "gazeteci" olmak.

Hele ki, Güneydoğu'da görev yapmak her yönüyle "ateşten gömlek" misali.

Kimseye yaranamasın!

***

KIRAç'A TEŞEKKÜR!

Gelirsek;

Tebrik ve günümüzü kutlayanlara!

Öncelikle.

İl Valimiz Sayın Cahit Kıraç'a teşekkür ediyorum.

Hem günümüzü kutlaması.

Hem de, verdiği öğlen yemeğiyle "meslektaşlarla" bizleri bir araya getirmesinden dolayı!

Önemli bir jestti.

Buarada.

Mesaj atan, çiçek gönderen.

Bizzat gelen "dostlarıma da" buradan teşekkür ediyorum.

Bizi yalnız bırakmadıkları için.

***

EMNİYET'TEKİ GÖREV DEĞİŞİMİ?

Burada.

İl Emniyet Müdürümüz de değişti.

Recep Güven merkeze alındı.

Yerine Aksaray Emniyet Müdürü Halis Böğürcü geldi.

Dün görev devir-teslimi yapıldı.

Sessiz-sedasız, basına kapalı bir törenle!

Dikkatimi çekti; neden sessizce!

Evvelki görev değişiklerinde "devir-teslim" basına açık yapılırdı.

Ama bu kez öyle yapılmadı.

***

Bir de; törenle alakalı basına resim servis edilmesi!

Tabi ki; herhangi bir bilgi notu ve bültenin de iliştirilmemesi manidar.

Resim de, Güven üniformalı.

Yeni müdür Böğürcü ise takım elbiseli.

Ne diyelim vardır durumun bir hikmeti mucibesi!

***

Evet.

Buradan Sayın Böğürcü'ye yeni görevinde başarılar diliyorum.

Tabi ki, Sayın Güven'e de.

Ancak kafamı kurcalayan nokta var.

Söylemeden edemeyeceğim.

Güven'in görevden alınmasıyla alakalı.

Merkez'e çekilmesi;

Şu gündeme gelen 'kayıp 27 dinlenme cihazıyla" alakalı yanı var mı?

***

Malumunuz üzre!

Yasa dışı dinleme, tele kulak mevzusu var ya?

Hal-i hazırda; ülkede nasıl fırtınalar yarattığını görüyoruz.

Ki değerli dostum;

İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala'nın da altını çizerek ifade ettiği gibi.

Birçok kesimi "yasa dışı dinlemişler."

Bizi de dinlemişlerdir.

***

27 Dinleme cihazı.

Ki denilene göre 3 milyon dolara satın alınmış.

Nasıl kayıp olur meçhul?

Denilene göre durum müfettişlik.

Bakalım ne çıkar.

Tabi Güven'e el çektirme farklı bir nedenden de olabilir?

Siyasal iktidarın tercihi.

Her ne ise zamanla her şey ortaya çıkar.

***

GENçLİK HİZMETLERİ VE SPOR!

Gelelim;

10 Ocak tarihli "Kadrolaşmadaki çatışma" başlıklı yazıma.

Yazımda; Ülkenin "kadrolaşmadaki" zafiyet yapısını ele almıştım.

Genel profilini çizerken, konuyu, Diyarbakır'daki bazı kurumla getirmiştim.

Bu kurumlardan biri de;

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü idi.

Büro Memur-Sen'in buradaki "atamalara" ilişkin ortaya koyduğu tepkiyi konu ederek.

***

Dün konuya ilişkin;

İl Müdürü A. Latif Umut ve yetkili bazı idarecileriyle ziyarete geldi.

Gerek; "Atamalar".

Gerekse; kamuoyunda sıkça konuşulan "Tillo Ziyareti"yle ilgili, iddialar.

Ve gerekse Kurumla alakalı bana ulaşan; "çok sayıda" cevap isteyen sorularla alakalı konuştuk.

Öncelikle ifade edeyim, kadrolaşmaya karşıyım.

Hele ki, "başka" kurumlardan transfer edilirse.

Adam mı kalmadı diyerek.

***

Umut.

Bu konuda bir "dhilinin" olmadığını söylediyse de!

Siyasilerin.

Tabi ki kendisinin de "rızası" hkim!

***

Tillo Ziyareti.

Bunla alakalı bilindiği gibi.

Öğrenci sayısı.

Ödenen ücret.

Ve atılan "imzalar" konusunda farklı şaibelerden söz ediliyordu.

Bu konuda, Gençlik Merkezi Müdürü Kadir Börkün anlattı.

***

Basına sızan belgelerin "nusvete" olduğunu.

Resmiyet arz edici olmadığını ifade etti.

Asılları ibraz etti.

92 öğrenci değil.

240 öğrencinin o gün taşındığını.

Hatta "iki günlük" yevmiye verilmemesi için.

Öğrencileri gece saat 01.00'de götürdüklerini anlattı.

Tabi ki Resmi belgelerle ve o gün çekilen bazı resimleri sunarak.

Öğrencilerin otobüslere binmeleri, inmeleri.

Tillo'daki "güneş mucizesini" izlemeleriyle alakalı görüntüler de dhil!

***

Yani sonuç itibariyle!

Ciddi bir bilgi kirlenmesi var.

Ama bu değildir ki; "Kurum" ak-ü paktır.

Neyse!

Kendilerine ilettiğim bazı "olumsuzlukların" var olduğuna ilişkin.

Bakalım, o konuda ne diyecekler?

"İrdeleyip-inceleyecekler mi?" onu da zamanla göreceğiz.

Velhasıl.

Temennimiz ve beklentimiz şudur;

Kurumlar hele ki idareciler "şeffaf" olmalı.

Şaibelere.

Usulsüz işlemlere "alet olmamalı" ketum de kalmamalı.