MİLLETİ "DEVLET İÇİNDE TEHDİT" GÖRENLER!
Eklenme: 10/31/2017 12:00:00 AM

25leri

50leri

70leri

80leri

28 Şubatı

2007yi

Taksimi

17-25 Aralıkı

Ve 15 Temmuzu, önceki gece, film şeridi yaptım

60ları yaşamadık

Ama sonrasını, hep görüp yaşadık!?

***

Cumhuriyet resepsiyonu vardı

İl Valiliğinin organizasyonu

Ev sahibi, Vali Hasan Basri Güzeloğlu

Salon dolu

Her kesimden davetli var

Resmin geneline baktığımda; işte millet dedim!

Ve ağzımdan çıkan son sözcük; nerden nereye?!

***

Öyle ya!

Daha bir yıl öncesine kadar

Dün dahi

Milleti devlet içinde tehdit görenler vardı

Ki azınlıkta olmalarına rağmen

Hkimiyet

Hükümranlık

Dedikleri dedik, astıkları astık idi!

Yani, millete rağmen milleti yöneten bir işgaliyet...

***

Milletinin

Dilini

Dinini

İnanç değerlerini

Örfünü

detini, geleneğini, göreneğini

Hele ki, kültürünü

Yaşam felsefesini, elinden alan bir anlayışın hükümranlığı!

Laiklik adına; dinsizliği dayattı

***

Yani

Bu milleti, bin yıllık tarihinden

Kültüründen

İnancından ve dininden etti!

Başörtüsüne el attı

Camilerini kapattı

Mescitlerini, ahıra çevirdi

İslam ülkesini

Müslüman milleti, batılılaşma adına batıla devşirdi!

***

Ve tüm bunları

Demokrasi adına

Laiklik adına

Atatürkçülük adına

Batılılaşma

Modern(!) ülke olma adına yaptılar

Millet iradesi hep hiçe sayıldı

***

Ki onun için de

Her 10 yılda bir darbe işgali!

Her 5 yılda bir muhtıra!

Her yıl, 29 Ekimde, milleti milletin mekanından dizayn ederdi

***

Nice resepsiyon savaşları yaşadık!

Ülkenin başbakanı

Ülkenin Cumhurbaşkanı

Resepsiyonun ev sahibi olmasına rağmen!

Laiklik adına despotluk arzıyla; başörtülü giremez

Abdullah Gül

Recep Tayyip Erdoğanın eşleri!

Kaç resepsiyonu, yalnız başlarına-eşsiz icra ettiler

***

Diyarbakırda

Nice apoletliler

Nice Hava kuvvetleri mensupları

Kaç resepsiyona; boykot mührü vurarak, aba altından sopa gösterdiler

Neymiş?

Davet edilen şehit askerin annesinin başı örtülü imiş?

Şehitler Derneğinin başkanının eşinin başı örtülü imiş?

Demokrasiye

Laikliğe aykırı imiş?!

***

Ama bugün öğle değil

Bir daha da, öyle olacak değil

çünkü

O işgalciler

O azınlık zümre

O laiklik havarisi kesilenler

O Atatürkçülük adına, dinsizliği, Seküler yaşamı dayatanlar!

Şunu gördü

***

Bu millet

Bu ülke insanı

7den 70e herkes, yekvücut vaziyette!

Devletin bekası

Ülkenin toprağı

Vatanın bölünmez bütünlüğü söz konusuysa! gerisi, teferruat

Kenetlenir

Ve onlara rağmen; devletin güvende olduğunu, haykırır!

***

İşte, önceki gün bunları kendi içimde film şeridi gibi izledim!

İzlerken de

Ev sahibi Vali Güzeloğlu,

Başörtülü eşi Ayşe Güzeloğlu

Resepsiyon salonun girişinde; davetlileri karşılaması!

Tokalaşması

Sevecen ve samimi duruşları

İşte halktan biri dedirten tablo!

Hele ki davetliler.

Her kesimden

çekilen resimler.

Yapılan sohbetler...

Görüntü; kaynaşmanın en üstün motivasyonu!

***

Özetlersek

Milletin gücü artık; pranga altında değil

Özgür

Hür

Ve bağımsız bir mekanizma olarak; işliyor!

Her ne kadar

Anayasa

Yasalar

Kanunlar hala da arıza-i duruma sahipse de!

Ne devlet milletten

Ne de millet devletten artık uzak değil

Kenetlenmiş!

***

ERKEN SEçİM NAMUS(!) MESELESİ Mİ?

Halk arasında bir deyim

Özellikle sokak jargonuyla, ifade edilir

Bölgeye özgü

Olumsuzluklar karşısında söylenir

Namus

Oldu bağdanuz!

İşte Kemal Bey de

Olduk olmadık her şeyi; namus kavramının içerisine sokuyor

Baksanıza

Erken seçim için de; bu iş namus meselesi demiş

***

İyi de

Namus denilen; Erken Seçimi gerektiren

Ya da, Seçime dair, bir tecavüz durumu

Yani, durumu namussuzlaştıran ortam vaki mi?

İş, namus meselesine döndü.

***

De bakalım

Erken seçimi gerektiren hangi durum var?

Enva-i kumpasa rağmen.

Muhalefetin, muhalefetsizliğine rağmen

İçteki piyonların!

Dıştaki emperyalistlerin ittifakına rağmen

Ortadoğudaki çatışmalara rağmen

ABDnin yaptırım, hamlelerine rağmen

Vaki midir?

Ülkede kaotik bir durum

Kriz

Ekonomik kriz

İstikrarsızlık

Güvensizlik

Parlamentonun işlevsizliği

Hükümetin icraatsızlığı

Ve daha bilumum bir ortam yıkıcı hal var mı?

Yok

**

Yani, Cumhurbaşkanlığı seçimi

Yani, Milletvekili seçimi

Yani, Belediye Başkanları

Yani, İl ve ilçe encümenleri

Yani muhtarlar seçimini; gerektiren bir hal yok iken

Neden; erken seçim?

Ve neden, iş namus işi oldu?

***

Peki, Kılıçdaroğlunun kafasındaki tez ne?

Kendisine göre kurguluyor

İnanışına göre...

İyi parti AK Partiden oy alacak

Belediye başkanları

İl Başkanlarının alınmasıyla oluşan küskünler gurubu oluşturacak

Bunlar da, İyi partiye kayacak

***

Sormak lazım!

İyi partiye kayanlar şuana kadar kimler?

CHPden giden milletvekili

MHPden giden milletvekili

Teşkilatlarda istifa edenler; kimin nesi?!

Velhasıl

Kemal Bey

Namus işini, bağdanuza çevirdi..

***

SAĞLIĞA KİM GELİRSE?

Günlerdir konuşuluyor..

Yeni Sağlık yapılanmasıyla; kim başa gelecek?

Yani İl Sağlık Müdürü kim olacak

Daha önce çok yazdım

Ve hep ifade ettim; Diyarbakırda Sağlık sağlıksız işliyor diye..

Şuan ki hal-i durumu

Kim ne derse dersin; mevta misali, ölüm döşeğinde.

Kim kime?

Varsa yoksa, rant çarkının döndürülmesi

İşte bu hakikat ölçeğinde diyorum ki..

Her kim gelirse gelsin

Aman ha aman!

Davul boynunda

Tokmak başkasının elinde olmasın!

Atanacaksa

Adam gibi adam, adam gibi yetki verilsin!

Yoksa şu adam bizim bu adam diğerinin denilirse

Politize olmuşluktan arınılmazsa

Gelen gideni aratır misali bir durum ortaya çıkar ki

Vaziyet daha beter bir hal olur

Tabi işin ehli ve liyakatliği de önemli..

***