Mübarek ayda reva görülen cinayetler!
Eklenme: 8/6/2012 12:00:00 AM

Maşallah.

Allah'ın inayetiyle; Ramazan-ı Şerif'i yarıladık.

Tabiri caizse,

Artık yokuş aşağı, gidiyoruz.

Eee.

"Hayır ay'ı" olması münasebetiyle, bir hayli hareketlilik hsıl.

Yardımseverlik.

Dostane ilişkiler, iftar yemekleri.

Yardımlaşma. Fakirin, zengini, zenginin fakiri hatırlaması, bilmesi tanıması!

En önemlisi;

Dini, insanı ve geleneklere dayalı, "değerlerin" üstünlük kazanması.

Şuan, Diyarbakır'da esen rüzgr, "kalbi duyguları" üstün kıldığı gibi.

Huzur, ikmalde.

***

Ama ne var ki, işte bu mübarek ay'ın içerisinde!

Bölgemizde,

Ülkemizde,

Coğrafyamızda, şiddet, acı, kan ve gözyaşı hkim!

Suriye "alev topu".

Irak, "kan gölü".

Bölgemizde ise;

Dün itibariyle yine "kaybedilen" vatan evlatları!

Acı ve kor ateşi!

Her ne kadar "düştüğü" yeri yakıyor ise de.

Öyle değil.

Bu "acı ve ateş" şuan tüm "gönül ormanlarımızı" yakıyor.

***

Evet,

Bu acı ve acılar tarihsel ikmalde ne ilktir, öyle görünüyor ki, ne de son olacaktır.

Olup-biteni, yaşanan ve yaşatılanları "yeniden" keşfetmeye de gerek yok.

Ve biliyoruz ki, bir tek Türkiye var.

Ve yine biliyoruz ki bir tek, çözüm yolu vardır.

O da; birlikte, ortak paydada, "ellerin taşın" altına konulmasıyla, mümkün!

***

Üstadın ifadesiyle;

Herkes ama herkes bir bütünlük içerisinde,

Gaddarlığa değil,

İnsanlığa dayanan, vicdan-i değerler ölçeğinde, "hakikati" görsün!

Şemdinlideki ateş,

çukurcadaki acı misyona, kişiye, partiye veya etnik kimliğe değil,

Ülkenin ve halkların,

Menfaat ve birlikteliğine yönelik "uzlaşıyla" söndürüp-giderebiliriz!

çünkü akan kan;

Kardeşkanından öteye kan değil.

Velhasıl;

Artık daha kaç kez "başımız sağ olsun" diyeceğiz.

Yeter artık.

Ed-i bese!

***

..Ve Toprak'la devam!

Gelelim;

Diyarbakır'ın yerel gündemine!

Malum;

Geçen hafta İl Valisi Mustafa Toprak'ın konumu.

Özellikle;

Görev süresiyle" alakalı, bir hayli gündem meşguliyetine haizdi.

Her ne kadar;

Farklı çevreler üzerinde farklı düşünceler üretip, "spekülasyonlar" ikmal ettiyse de.

Özü babında;

Toprak "gidiyor mu- gitmiyor mu?"deniliyordu.

Bu soru merak konusuydu.

***

İşte,

Hafta sonu ahalideki, soru cevabını buldu.

Meraklar da giderildi.

Vali Toprak, gitmiyor.

Yani;

11 Valinin merkeze,

29 Vali'nin de yer değişikliğine ilişkin; '40'lı" kararnamede yer almadı.

Sonuç itibariyle; "yola devam"

***

Peki,

Kalışı ve bir süre daha görevi icra etmesi iyi mi oldu derseniz?

Doğrusu bana göre; "iyi" oldu.

çünkü; geçen süre zarfında Vali Toprak, Diyarbakırı tanımış ve kentle kaynaşmıştı.

Bu dönem de kalacak olması kent adına avantajdır.

Kamuoyu da yakından biliyor;

Günün büyük bir bölümünü kentin sorunlarıyla geçiriyor.

Telefonu herkese açık!

çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle de takdir topluyor.

Sorunların çözümüne olan birebir yaklaşımı da, önümüzdeki süreç için, kazanımdır.

Diyeceğim;

Hayırlı uğurlu olsun.

Ama sorumluluk da, daha bir artmıştır sözünü de hatırlatmak isterim.

***

Olacağı bu muydu?

Ve gelelim;

Suriçi İlçe Müftüsü Dr. Hasan Yakut'un akıbetine.

Yakut, görevden alınmıştı.

Hafta sonu itibariyle; "memurluk hayatı da" son buldu!

Ne diyeyim;

Hiçbir insanın mesleki yaşantısının bu şekilde son bulmasını arzu etmem.

Etmeyiz de!

Dile kolay;

2530 yıl çalışacaksın emek vereceksin ancak hepsi bir çırpıda uçup gidecek.

Yazık.

***

Hadise elbette ki, üzücü!

Lakin hayatta bir gerçek vardır ki o da şudur.

Herkes yaptığının bedelini öder, ödemeli.

Pozitif-negatif anlamında.

Bilen biliyor.

Ki bazı ayrıntıları da ben buradan dile getirmiştim.

Yani;

Yakut hakkındaki iddialar "yenilir yutulur cinsten" değildi.

Bunları burada tekrar etmek istemiyorum.

***

Daha önce;

Gazetelerde yer alan haberler, Müftülük Camiası ve STKların tepkisi malumunuz... Evet,

Ateş olmayan yerden duman çıkar mı?

Ve tabi bunları soruşturan müfettişlerin tespit ettikleri, hazırladıkları raporlar.

Hepsinin sonunda memurluktan atılmayı kararlaştıran Diyanet İşleri Başkanlığı.

Bunların hepsine yargısız infaz diyebilir miyiz?

Tabi şimdi;

Yakut, kendine göre haklı olarak yargıya gidecek.

En azından emeklilik haklarını almaya çalışacak.

***

Burada önemli olan bir husus var.

Özellikle Din ve Diyanet camiasında çalışan, halkın manevi eğitiminden sorumlu olan insanlar sadece ilmi bilgileriyle değil ahlaki tutum ve davranışlarıyla da örnek olmalıdır.

Hiçbir din adamının sonu bu şekilde bitmemeli.

Bu olay din adamları camiasına sızmış kirli beyinlere de ibret olmalıdır.

Güzel ve huzurlu bir hafta, dileğiyle!