Bilindiği gibi; Dünkü yazımın son cümlesi aynı zamanda yazımın da ana başlığını teşkil ediyordu. Kavram olarak cümle 'son dönemlerin' sihirli kelimesi olma vasfına sahipti. Yani okkalı bir cümle; 'Uzlaşı olmalı' Başlıkla gelişen yazının konusu da malumunuz. Mevzuu Sarmaşık Derneğinin bünyesinde faaliyet gösteren 'Gıda Bank'ın akibetiyle alakalıydı. Özellikle Büyükşehir Belediyesi'nin yüzde 40 oranında sağladığı 'desteğin' veto edilmesi. Anlaşılır dille; 'desteğe onay' verilmedi!
***
Gerekçe; İl Valiliğinin Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesine yaptığı 'şikâyet' başvurusu. Ve mahkemenin de 'Kamu Yararı Bulunmuyor' yönündeki şikâyeti yerinde görerek; 'Veto' kararı vermesi. Hadise özetle bu! Zaten detayını uzun uzadıya dün buradan aktarmıştım. Yeniden 'detaylandırmaya' gerek yok! Ancak yazımda şu vurguyu yapmıştım. Daha doğrusu; 'çağrıda' bulunmuştum.
***
Yoksul-biçare 2 bin 500 civarındaki ailenin her ay mutat olarak iaşelerini aldıkları 'Gıda Bank' kapatılmamalı. Yeni mağdur aileler oluşturulmamalı. Çünkü bu ailelerin 'ekseriyetinin', hiçbir geliri olmadıkları gibi; 'Tek gelirleri' buradan gelen iaşeler. Bir de; şuan için tükettiğimiz zaman ve solduğumuz atmosferin süreci noktasında; Diyarbakır'da 'farklı mevzuular' geliştirilmemeli. Ortak payda geliştirilip; 'sorunun' çözümü ve tarafların da 'hassasiyetiyle' uzlaşı sağlanması gerektiğine değinmiştim.
***
Ve kamuoyu şuan için 'tek' taraflı bilgilendirilmekte. Yani Sarmaşık Derneğinden 'aldığımız' bilgi ve açıklamalarla hadisenin 'seyrine' vakıfız. İl Valiliği'nin bu konuda 'hassasiyet' gösterip, hem bilgilendirme. Hem de 'uzlaşı sağlamada' önemli rol üstlenmesi gerektiğine vurgu yapmıştım. Aksi taktirde 'mevzunun' hamurunun daha çok su alacağını.
***
İşte dün bu çağrı ve temenni ekseninde çok hayırlı işler gelişti. Özellikle 'Muhataplar' noktasındaki; buluşma önemliydi. İsterseniz; tarafların 'buluşmasına' geçmeden önce; bizim eksenimizdeki gelişmelere bakalım. Bu yöndeki en önemli gelişme İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu'dan geldi. Öğleden önce beni telefonla aradı; yazımı okumuş. Bir hayli etkilendiğini ifade ederek; Bazı bilinmesi gereken noktaların olduğunu ve bunları benimle paylaşmak istediğini söyledi.
***
Doğrusu! Vali Mutlu'dan böyle bir telefon bekliyordum. Çünkü hassas ve sağduyulu bir karaktere sahip olduğunu bilmeyen yok. Bu yönünü yakinen bildiğim ve tanık olduğum için de; telefonu sürpriz olmadı. Bilakis böyle bir telefonun geleceğine inancım vardı. Ki bu yönde düşünerek 'yazıyı' uzlaşı üzerine kurgulamıştım. Telefonda; uzun uzadıya sohbet ettik.
***
Hadisenin Diyarbakır ölçeğinde 'pozitif ve negatif' anlamda yaratacağı etkiyi. Zaman ve sürecin 'hassasiyeti'. Farklı fikirlerin ve düşüncelerin yaratabilecekleri; etkenler. Ve oluşabilecek 'mağduriyetler' 2 bin 500 ailenin bir anda 'aç-perişan' bırakılmasının yaratacağı toplumsal travma. Bunların 'göz önüne' alınarak; 'ortak paydada' buluşulması gerektiğini. Bu hassasiyetleri dün bir kez daha Vali Mutlu'ya telefonla aktardım.
***
O da; Bahsettiklerimizin 'altına' tartışmasız imza koyduğunu ifade etti. Ama şu ayrıntıya da dikkat çekerek; 'Mevzulara' karşı ortak aklın geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Özellikle, Hukuk, Yasa ve Nizam anlamında! Hadisenin genel profili hakkında detay aktarırken; bazı ayrıntıları da 'şartlı' aktardı. Ki bunları 'yazmamak' şartıyla; özellikle de; Belediye desteği noktasında. Aslında 'yazmamak' kaydıysa söylediklerinin ışığında; 'Suç işlemeye engel' olunmuş. Yani yarın başka 'tartışmalar' üreyebilir minvalinde.
***
Mutlu! 'Herkesi hukuka riayet etmeye' çağırırken; Olabilecek 'yoksul ailelerin' mağduriyetiyle alakalı da söz verdi. 'Hiç kimse mağdur edilmeyecek!' Bahse konu 2 bin 500 aileye Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından 'gerekli' imkân sağlanacaktır. Derneğin 'faaliyetlerini' kısıtlama gibi bir durum da vaki değil. Vali Mutlu, Valilik olarak Yoksul ve Fakir Ailelere yönelik 'yaptıkları' sosyal yardımları. Binlerce aileye 'her ay ödenen' kira bedeli. Beyaz eşya, gıda. Ve Devletin diğer 'sosyal sorumluklarını da' göz önüne alındığında; 'Böylesi bir faaliyete' karşı çıkmalarının mümkün olmadığı gibi, böyle bir düşüncenin de ürememesi gerektiğini söyledi.
***
Bilakis; Sivil Toplum Örgütlerinin de 'fedakârlık' içerisinde böylesi 'sosyal bütünleşme' aktivitelerinde yer alması gerekir. Ki biz de bu gayretlerin daima destekçisi olmuşuzdur. Vali Mutlu 'bu sohbetimizin' ardından; Sarmaşık Derneği Yöneticileriyle de bir araya geleceğini. Kendilerini makamına 'davet' ettiğini ve öğleden sonra görüşme yapacağını aktardı. Özellikle; Kamuoyunda 'farklı' intibaların oluşmaması. Ve değişik 'düşüncelerin' geliştirilmemesi noktasında; bu görüşme olumlu olacaktır. Sonuç itibariyle; 'Hadisenin' özü ve 'sırları' hangi minvalde olursa olsun. Önemli olan 'uzlaşı' noktasında buluşmak. Aynı ortamda buluşup. Karşılıklı 'ezberleri' bozmaktır. Onun için diyorum ki; şu son günlerin 'sihirli cümlesi' olan 'uzlaşı'. Ülkemin 'tüm sorunlarının' çözümünde; beyinlere ezber bozan olarak 'yer alması' tek temennimiz.