NE BELA BİR BALYOZ!
Eklenme: 1/22/2010 12:00:00 AM

Akla ziyan! Ne bela bir ülkeyiz ya. 'Sırlar' âlemi gibi! Geçmişi de, hadiseleri de 'hep' karanlık. Dehşet verici bir zaman tüneli! Malum. Türkiye için; 'sosyal bir hukuk devleti' diyoruz ve öyle deniliyor. Yönetim şekli de; Cumhuriyet. Ve 'demokrasiye' inandığını söylüyoruz. Peki, gerçekten öyle mi? Yoksa bu 'parlak' kelimeleri kendi kendimizi 'avundurmak' için mi söylüyoruz. Galiba öyle. Çünkü ne sosyal hukuk anlayışı ne de 'cumhur'un iradesi; 'hükümran' değil. Yani koca bir balon!

***

Cumhuriyet'in kuruluşundan kısa bir dönem öncesine kadar bir düşünün! Rejim icrası hep 'totaliter' düşünceye sahip olmadı mı, değil miydi? Milli ve sivil irade 'vesayet' noktasında belli güçlerin boyunduruğu altında; 'dikta' rejim yaşamadı mı? Düşünün! Hangi ülke; 'yarım asırlık' zaman dilimi içerisinde birden fazla 'ihtilal', birden fazla 'yarı darbe' yaşamış. Yasaları 'rafa' kaldırılmış! Anayasası "yazboz' tahtasına dönmüş. Dahası 'Anayasası' askeri vesayetin 'hükümlerine' haiz olmuş! Maalesef! Ne eşi, ne de benzeri vaki! Yaşadığımız şu 21'inci yüzyılda bile hala 'bu düşüncelerin' uygulayıcıları hâsıl. Ve bunu icra 'etmenin' pervasızca gayreti içerisindeler.

***

Geçmişi değil! Şöyle bir son 1520 yılı göz önüne getirelim. O kadar da değil. Şu 7 yıllık 'iktidar'ın döneminde bu eksende icra edilen dönem! Ne darbe planları? Öyle ki; 'her gün' yeni bir girişim; yeni bir 'ihtilal' hesabı. Akıl sır erdirmenin mümkün olmadığı bela bir performansla! Dikkat edin. Bir hafta önce icra oldu. Anlayacağınız; daha 'Kafesin' dehşetinden kurtulmamışken; 'Balyoz' deşifre oldu.

***

Bakınız! Taraf Gazetesi; bombayı patlattı. Bir kaç gündür 'çarşaf çarşaf' yazıyor. İnsan kanını donduran; detaylarla döktü ortalığa! Plan; 5 bin sayfayı içeriyor! Hani' yaz yaz bitmez, oku oku bitmez, uygula uygula sonu gelmez' gibisinden. 29 General ve 168 de 'general' rütbesi altında; subayın marifetiyle. Koca bir beyin takımının altına imza attığı 'Balyoz' planı. Hedef 'tez elden' kaosla 'sıkıyönetimi' geliştirip; ardından da 'İhtilali' gerçekleştirmek. Her satırı; 'dehşet-engiz' eylem planları içeriyor. Düşünün 'Camiler' bombalanacak. Fatih ve Beyazıt camileri. Cemaatleri bol camiler. Gaye 'toplumsal tepki' geliştirip; halkı 'dine saldırıyorlar' deyip sokağa döktürmek. Böylece; yıllarca ülkeye vesayet kurma noktasında 'gerekçe' olarak kullandıkları 'irtica' var yaygarasını koparmak Ve bir süre bu konseptle irtica varı 'körüklemek'!

***

Tabi bu esnada; 'piyonlar da' sahne alacak. Daha önce gördüğümüz filmin aktörlerinden; Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı gibileri. Müritlerini oluşturup, faaliyet alanı geliştirmeye başlayacaklar. 80 öncesi! 28 Şubat öncesi ve sonrası! Ülkede 'ciddi hadiselerin' icra edildiğini ve bunla toplumda 'korku-panik' yaratmak için; En önemlisi yandaş medyayı aktifleştirmek. Bunun için de 137 'yandaş' medya elemanı 'isimleriyle' tespit edilmiş. Tek görevleri 'hadiseleri' körükleme! Topluma bir şeyleri 'enjekte' etmek. Mevcudiyetin değil, istemin elini güçlendirmek için.

***

Bu esnada 'çok sesliliği' susturmak için de; 'düşman medya' devre dışı bırakılacak. Bunun için de; 'tespit' edilen 36 düşman medya(!) kalemi 'demir parmaklıklar' arkasına atılacak. 'Vatan ve Cumhuriyet' haini diye. Ve 'irticacı'(!) olduklarına ilişkin; 'suç' isnat edilerek. Zindanlar dolacak! D, E ve F tipi cezaevlerine ek olarak 12 Eylül döneminde olduğu gibi; 'Her dört duvar' kafes olacak. Kapalı spor salonları gibi. Tutuklanacak insan sayısı dahi bu eksende belirlenmiş. İlk etapta 200 bin kişi! Tabi bunların ekseriyeti, düşünen, konuşan, yazan-çizer biraz da 'kapital' sahibi olanlar. Anlayacağınız; 12 Eylül versiyonu.

***

Kontra faaliyetleri. Siyasi cinayetler. Suikastler. Bülent Arınç'a yönelik 'deşifre' edilen düşünce; bu senaryonun bir parçası olsa gerek. Korku, endişe, panik ve kaos. Mümkün olduğunca 'yayılmacı' bir aktiflikle körüklemek. Öyle ki; Şuan için dostluk rüzgârı estirilen 'Komşu Ülkelerle' savaş rendine gelmek. Yunanistan, Irak, İran, Suriye, Ermenistan, Bulgaristan. İşte tüm bu 'bela detayların' icrasında hedef; 'Siyasal iktidarı' zayıf duruma düşürmek. Ve ülkeyi 'yönetemiyor' çizgisine getirip; 'ihtilale' zorunluluk kazandırmak. Yani 'sözün bittiği' yere gelmek.

***

Dün bu eksende 'farklı' gelişmeler yaşandı. Darbe planıyla alakalı. Mesela Genelkurmay açıklamada bulundu. 2003 yılında kaleme alınan 'Balyoz Güvenlik Harekât Planı' doğru. Yani 'yalan yok', doğru. Ancak; 'Söz konusu plan semineri, Genelkurmay Başkanlığı 20032006 yılları Tatbikatlar Programında bulunmaktadır' deniliyor. Anlayacağınız 5 bin sayfalık 'balyoz' planı, 'ciddiye' alınmaması gereken; bir hadise(!) imiş. Bela bir durum. Bu kadar ciddi, bu kadar teferruatlı 'Plan' sıradan bir tatbikat 'seminerine' ilişkin; ders dokümanı olması garip. Acaba; Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz. Ve Kafeste mi öyle! Her ne ise; birileri 'doğru' birileri de 'ders notları' dese bile; Ekonomik kriz gibi; hepsi şuan için teğet geçmiş durumda. Bakalım bundan sonra ne olacak?

***

Onu zaman gösterecek; 'dünden itibaren' balyoz yargının soruşturmasında. Ancak şunu söyleyebilirim; Türkiye'de bir taraftan 'güzel ve yarınlar' için umut verici aydınlık gelişmeler yaşanıyor. Lakin bir taraftan da; bu aydınlık gelişmeleri 'öteleyecek' korku ve endişe yaratıcı hadiseler vuku buluyor. Ama her şeye rağmen; 'demokrasi' ve milli irade 'vesayet' altına girmeme noktasında; iyi direniyor. Haydi hayırlısı. Cumanız mübarek olsun.