NE BELA BİR YIL GEÇİRDİK?
Eklenme: 1/1/2016 12:00:00 AM

Yeni bir gün… Yeni bir yıl.

Geldi; 2016… Gönderdik, 2015'i…

Derler, gidenin "arkasında" konuşulmaz…

Saygı gösterilir…

Valla, benden böyle bir şey beklemeyin…

Söyleneceğim…Öyle, adabı muaşeret kuralı mı, ne ise; takmıyorum…

***

İçimi, dökeceğim ki…

Gelen, ders-i ibretle bana dönüp bir baksın…

Yoksa…

Yüzler de ne ifa şekli ve duygusu olur…

Ne de, karşındaki senin "ne meramda" olduğunu bilir..

O'nun için…

Lafımı, yaşadıklarımı "pat diye" söylemeliyim…

Diyeceğim de…

***

Belki uyuşuk haldesiniz şuan…

Bize dayatılan; "noel" yeni yıl kutlamaları nedeniyle…

Hep gıcık ve lanetler yağdırmışım…

İnsanı "hoş edip" sonra, "boş vermiş" yapan geceyi…

Neyse!

Sözüme ve güne dair meramıma gelmek istiyorum…

***

Tabi şunu diyenlerden olmayacağım…

Biliyorum…

Birçok kişi, 2015 yılına dair şöyle demiştir, diyordur…

Ne çabuk geçti bu yıl..

Hiç de anlamadık gitti..

Evet, bu zihniyet aslında kendinden "bihaber"

Eğer "çevresinde olup bitenleri" anlamış olsaydı…

***

Hele ki…

Kafasını "sanal dünyanın" çılgınlığından kaldırabilseydi…

Durup da…

Ailesine.. Komşusuna.. Mahallesine.. Şehrine..

Ülkesine bir bakabilseydi…

Abuk-sabuk, akla-ziyan verimsizliğine, mahkum olmasaydı…

İlhamı "haktan, hukuktan" olabilseydi…

Yaradanın hikmetine..

İnandığı değerlerin "kutsiyetine" yaşamını adapte etseydi…

***

Biraz vicdan…

Biraz izan..

Biraz da "insan" olabilmenin değerini bünyesinde barındırmış olsaydı…

Öyle inanıyorum ki…

"Gaflet ve delalet" batağında bulunmaz..

Ve bize de, "korku üretici" bir neslin olabilirliğini dayatmazdı…

***

İşte neslin hal-i perişanlığı..

Şiddet.. Terör.. Kan ve gözyaşı..

Uyuşturucu..

Ahlaki çöküntü.. İnsanı ve vicdani "kopukluk"…

Fitne ve fesadın kurgusuyla; oluşan tahammülsüzlük…

Etnik kimlik çatışması…

Eli silahlı, muştalı, bıçaklı, bombalı bir nesil var…

Tablo ortada…

***

2015'i nasıl, defettik…

Yani, "gitmesi için" neden bu kadar, dua ve beddualar sıraladık…

Sebebi hepimizin malumu…

Çok kanlı ve şiddetli bir yıl geçirdik…

Baş döndürücü…

***

Malum, gözümüzü Fransa'daki saldırıyla açtık…

Charlie Hebdo vakası...

Sonra, yıl için "kanlı serüvenler" başladı…

Küresel güçlerin, "çirkin ve ahlaksız" yüzlerini ortaya döken…

İnsanı "insanlığından" utandıran, o görüntü…

Akdeniz'de göçmen teknesi battı, 203 kişi öldü…

***

Şubatın 11'inde…

İnsanoğlu'nun "ne kadar vahşi" olabileceği, "cinayeti" ortaya koyan, Üniversiteli Özgecan Aslan'ın ölümü…

Ya 25 Şubat'taki, Süleyman Şah Türbesinin "askeri operasyonla" Suriye'den nakli…

31 Mart…Çağlayan Adliyesi'nde rehin alınan Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın katledilmesi..

Berkin Elvan'ın ölümünü soruşturan savcı…

Kiraz'ı iki DHKC üyesi şehit etti…

***

Dikkat edin..

Gözümüzü, ölüm ve cinayet.. Katliam ve kıyılara vuran yüzlerce cesetle açıp kapıyoruz..

Rahmet okunmaz isim..

12 Eylül'ün mimarı, Kenan Evren.. 10 Mayıs'ta öldü..

***

Ve bir umut..

Bir beklenti diye umulan, "belki kanlı vakalardan arınırız"..

Huzuru..

Barışı ve kardeşliği "tesis ederiz" diye, "demokrasiyi" işletme gayretiyle sandık başına gittik..

7 Haziran…

Ne var ki, 5 Haziran'da Diyarbakır'da "kanlı bir bomba" patlatıldı..

HDP seçim mitinginde…

4 Ölü, yüzlerce yaralı…

***

Bu olayın etkisiyle..

Sandıktan, "iktidara kızgınlık, muhalefetin püsküllü görünüşü" kantarın topunu kaçıran bir sonuç çıktı.

Tek başına iktidar bir parti çıkmadı..

AK Parti 258.. CHP 132.. MHP 80.. HDP 80 aldı..

Koalisyon "turları" nafile çıkınca…

1 Kasım'da karar kılındı…

Yeniden seçim diye…

***

Ancak, yılın Türkiye açısından kanlı geçeceği sinyali de gelmeye başladı..

Ki 20 Temmuz'da…

Suruç ilçesinde "intihar saldırısı" yapıldı..

DAEŞ militanlarınca..

34 genç hayatını kaybetti, 100'den fazla kişi de yaralandı.

***

2 Eylül…

Suriye'deki vahşetin,

Küresel güçlerin buradaki "pastadan" pay kapma savaşı..

Esed'in kendi halkına yönelik dayattığı "soykırımın" resmini Dünya'ya vuran, görüntü…

Bodrum sahiline vuran 3 yaşındaki Aylan Kurdi'nin cesedi…

***

6 Eylül.. Hakkari Çukurca, Dağlıca bölgesi…

PKK saldırısı.. 16 asker şehit…

24 Eylül'de, Hac'da izdiham..

Mina'daki çadır kentteki izdihamda, 750 kişi vefat etti…

Yüzlerce yaralı… Kayıplar…

***

10 Ekim…

Suruç'ta ülkeyi sarsan, katliamın bir benzeri, Ankara'da vuku buldu…

"Barış Mitingine" sabotaj..

Ankara garı köprü mevkiinde.. İki ayrı canlı bomba…

Bilanço 102 ölü.. 186 yaralı…

***

Ve geldik, ikinci seçime..

1 Kasım seçimleri..

Öyle anlaşıldı ki, hayatın ders-i ibretiyle…

Sandık kararını verdi…

AK Parti 317 Milletvekiliyle tek başına iktidar…

CHP 134…

HDP ve MHP'ye ise, 7 Haziran sonrasındaki "siyasi tutum"

Demokrasiyi kilitleyen, duruş…

Yani fatura kesildi… HDP, 80 milletvekilinden, 59'a düştü…

MHP ise, 80'den 40…

***

13 Kasım…

Yer yine Fransa… Paris'in göbeği…

Ortadoğu'daki fitnenin, "bedeli" mahiyetiyle, saldırı…

127 kişi…

Ve Türkiye ile Rusya'yı "savaşın" eşiğine getiren, kriz…

24 Kasım…

Suriye sınırında, Türkiye F-16'ları "sınır ihlali" yapan, Rus uçağını düşürdü…

***

Şimdi…

Sadece bu başlıklar.. Seçtiğim, ülke ve dünyadaki hadiseler…

2015 yılının, "neden def olup" bir an önce gitmesine, yetmez mi?

***

Yaşadığımız coğrafya…

Hal-i hazırdaki;

Hendek ve Barikat siyasetinin yarattığı kaotik ortam…

Ağustos ayından buyana…

Şehirleri… Sokakları işgal eden, örgüt…

Ve topluma dayattığı "terörizm"

Buna karşı devletin "kamu güvenliği" adıyla, geliştirdiği operasyonel faaliyet…

***

Hepsi!

Aylardır bölge insanına, bizlere "kan kusturtuyor"

Sivil… Polis. Asker… PKK'lı…

Çoluk, çocuk… Kadın yaşlı…

Hal-i hazırdaki bilanço; çok ağır…

200'ün üzerinden ölüm, yüzlerce yaralı…

Yerinden, yurdundan edilen "yüz binlerce" aile…

Yakılan, yıkılan virane edilen "evler, mabetler, işyerleri"

Soğuk savaşın; kanlı yüzü…

***

İşte, böylesi bir yıldı 2015…

Hiç de…

Evet, hiç de; hayırla yâd edilecek değil…

O'nun için de…

Çok çabuk geçmedi… "İnsanlığı" süründüre süründüre geçti…

Çok şükür artık sonu geldi, bitti ve gidiyor…

Tıpkı, eski karikatürlerde kullanılan resimdeki görüntü gibi…

Beli bükülmüş, yaşlı, yüzüne bakılmaz halde "beter ol" git…

***

Duam…

Ve bedduam odur ki; "gidişin olsun, dönüşün olmasın"

Bir daha bize böylesine "acı dolu" bir zaman tüketimi, yaratma…

Evet, şimdi yeni bir gün ve yeni bir yıldayız…

Hepimize hayırlı uğurlu olsun…

Yanan ateşe, "rahmet suyu" olup söndürsün…

Barışı, kardeşliği, eşitliği, özgürlüğü, "birlikte yaşamayı" nasip kılsın…

Yeni yılınız kutlu olsun…

Hayırlı Cumalar…