NE OLUYORUZ YA?
Eklenme: 7/1/2013 12:00:00 AM

Soruyorum!

Ve diyorum ki;

"Barış' neye hikmettir?

Hiç kuşkusuz ki;

Barış muhtevasıyla, hayli kapsamlıdır

Barış

Aslında, sihirli bir sözcüktür.

***

Özellikle;

Yaşayan,

Yaşatan ve yaşamasını sağlayan için.

çünkü

Barış "birlik ve bütünlük" demektir.

Kardeşliktir.

Huzur, güven ve mutluluktur.

***

Samimiyettir

İnkrı yoktur.

Eşitliktir.

Var olanı, "tüm haliyetiyle" kabul etmektir.

Ne dil,

Ne din,

Ne ırk ve ne de renk gözetmez!

Beşer olarak kucaklayandır.

***

Silahı.

çatışmayı.

Kan ve gözyaşını.

Kin ve nefreti, bağrında tutmaz!

Yeşermemesi.

Fesat ve fitne yapıların oluşmaması.

Ayrıştıran,

Husumeti "körükleyen" zihniyete her daim karşıdır.

Kapıları da kapalıdır.

***

Bireyi.

Aileyi.

Cemaati.

Velhasıl hiç kimseyi "küçük" görmez!

Hakir de.

Zulmü de,

Zulümkarlığı da, kabul etmez!

Egemen kılmaz.

Ona biatte etmez.

***

En halis ifadeyle;

Onu bilen ve yaşayan için kapsam sahibidir.

Barışı bilen ve yaşayan

Kendiyle, ailesiyle, sokağıyla, mahallesiyle, şehriyle.

Pek tabi ki, milletiyle.

Yani yekvücut vaziyette ülkesiyle ve devletiyle "uzlaşı" içerisinde olandır.

***

Barış.

Yer küresinin "en büyük hazinesidir".

Zenginlik derghıdır.

Büyüktür.

Fakr-ü zaruret.

Yoksulluk.

Biçarelik, geri kalmışlık, cehalet kitabında yoktur.

Yazmaz.

Kabil de değil.

***

Var olan da.

Barışın,

O paha biçilmez zenginlik kültürüyle kaynaşır.

Yardımlaşma ve dayanışma "ahlakıyla" yok olur.

Barış.

Bir çınar ağacı gibidir.

Dal-budak saldıkça ürün verir.

Ve gölgesi; genişler.

***

Peki.

Barış bu kadar "insanı" öne çıkaransa.

Karşı çıkış niye?

Evet, barışı kimler istemez!

Hal-i vaziyet orta yerde.

Kimdir istemeyen.

***

Sadistler.

Korkaklar.

Art niyetli, kandan beslenenler.

Silahı,

Şiddeti,

Ahlaksızlığı, bencil yaşamı kültür edinenler

***

Başkasının sırtından,

Akan kandan,

Dökülen gözyaşından,

Uyuşturucudan,

Fuhuştan,

Feodaliteden,

İstikrarsızlıktan,

Nemalanan "diktatör ya" yapıyı benimseyenler.

Özetle; bunlardır, "barışı" istemeyenler!

***

Şöyle bir başımızı kaldıralım.

Ve çevremize;

Alıcı zihin gözüyle bakıp-irdeleyelim.

Barışı.

Kardeşliği "kimler" istiyor.

Ve kimler hal-i vaziyetle istemiyor.

Görelim.

***

İşte.

Cumhuriyet tarihinden buyana yaşananlar.

Ki evveliyatı da var.

Kürt siyasal harekatı.

Bugün, 29'üncüsünü yaşıyor-yaşatılıyor, yaşıyoruz.

Neler yaşandı, nelere mal oldu buradan tekrar ifadeye gerek yok.

Yaşayan bilir sözüyle!

***

Bugün.

Diyoruz ki, "artık" barış ve kardeşlik olsun.

Bunun için de.

Başlatılan ve yol kat edilen "çözüm" sürecindeyiz.

Ne var ki; o yukarıda saydığım özelliklerin sahipleri görüyoruz ki "barışa" karşı, duvar örüyorlar.

Barış olmasın!

***

Ne hazindir ki.

Ve vahim bir çelişkidir ki.

Barışa hasret,

Barışa özlem,

Barışı en fazla hak eden bizler.

Öylesine,

Yanlış ve yanılgı duygusu içerisindeyiz ki, "şer yapı"nın körüğüne takılmışız.

***

Ayağımıza keseri vuruyoruz.

Kanattığımız yetmiyormuş gibi.

Bir de;

Üzerine "tuz-biber" ekerek, acıyı büyütüp, yeni acılar ekliyoruz.

***

Takılmıyorum.

Lice'deki karakol olayına,

Orada yaşanan üzücü ölüm vakasına.

(Ölen gencimize Allahtan rahmet diliyorum, yaralılara da acil şifalar).

Cizre'deki "asayiş" timi görüntüsüne.

Diyarbakır'daki dün yaşanan "çatışma" ortamına.

***

çünkü.

Takılsam, sorgulasam.

Şu iyi yaptı,

Bu kötü yaptı, desem, tarafgir ruh haline kapılsam.

Şu incinsin,

Bu incinmesin, zihni bunalımıyla.

"Yanlışlar silsilesi" oluşur ki.

Bu da, "var olan ateşi" körükler.

***

Nitekim!

Yarım asırdır, bu hep "tekerrür" etti.

Onun için.

Lice'de ölen Medeni Yıldırım'ın annesi Fahriye Yıldırımın o acı yüreğiyle, ifade ettiği gibi.

Diyeceğim ve temennim o dur ki; "Dökülen kan son kan olsun"

***

Bu ülke barışa hasret!

Bu coğrafya da.

Kürtler de,

Türkler de, sunusu de Alevisi de.

Barışa hasret.

Öyle ki,

Uzun süredir, hasret, kurumuş çorak toprak gibi.

***

Nerdeyse.

"Barışın" ne anlama geldiğini,

Yaşamı,

İnsanı "nasıl" ulvi değere oturttuğunu unutmak üzere!

Hasret.

Ve artış "kucaklaşmak" istiyor.

***

Hep derim!

Barış "siyasi" alanda, hayat bulur.

Ama "sadece" siyasetin değil.

Üstündür.

Pek tabi ki,

Barış siyasete bırakılmayacak kadar da, hassas kimliğe sahiptir.

***

Evet,

Bilesiniz ki;

Şuan ki, yaşanan durum "Ne oluyoruz ya" dedirtiyor!

Onun için barışı sahiplenelim!

Ama kırarak,

Şiddeti körükleyerek,

Uzlaşı masasında,

Taraflar açısından "güçleri" zayıflatmak, güç sınamasında bulunmakla değil.

Ya da; "hile-desise" oyunlarına duşa getirmekle hiç değil.

***

Böylesi bir zihin.

Ne sahibine,

Ne karşısındakine ne de çevresine, "karı" olmaz!

Olacak olan;

Var olan olumsuzluğu daha bir artırmaktır.

Onun için;

Barışa hep birlikte sahip çıkalım, sağduyu, akl-i selim olmayı şiar edinelim.