Diyarbakıra özgü olarak, ne diyeyim?!
Şaşıp kalıyorum, yaşanan, yaşatılan hadiseler karşısında
Bir kent bu kadar mı zafiyetlere boğdurulur
Bir sahipsizlik, bir keyfiyet ve bir oligarşi yapı, esip gürlüyor her kulvarda
Bir iyi, bir kötü, sıtma misali!
Ağırlıkta yaşanan ise, vahim bir uyuşmazlığın söz konusu olması!..
Seçilmişi de, atanmışı da, kendine buyruk bir alemin serüveninde!!
Birer maceracı
Sokağı, vatandaşı, ahaliyi dinleyen olmadığı gibi; kentte çarpıklıklara karşı, bir kabullenmişlik de var!
***
İşte en sıcak, taze, bariz örnek!..
Diyarbakır Havaalanının, bir ay süreyle uçuşlara kapatılacak olması?..
Peki gerekçe nedir
Ana Pist Merkez hattında 15 metre genişliğinde, 100 metre ile bin 600 metre arasında kalan bölümlerdeki bozulmaların acilen onarılması gerekiyor
Eee..
Bundan dolayı da 20 Mayıs ila 20 Haziran 2021 tarihleri arasında havalimanı uçuş trafiğine kapalı olacak.
Yani bir ay süreyle, uçuşlar yapılmayacak..
Karşılıklı seferler askıya alınacak..
İyi hoş da!..
Onarıma, bakıma diyecek bir sözüm yok..
Ki olamaz da..
Acilen onarıma, bakıma alınması gerekir..
Buna dair, kent ahalisinin de itirazı ne mümkün olsun!
Ama velakin zamanlama manidar
Sorgulanıyor
***
Der demez deniliyor ki?.. Hazır tam kapanma evresine girilmişken..
Uçak seferleri, tarihin en düşük sefer sayısına, düşmüşken..
Yolcu kapasitesinin nerdeyse sıfır dereceye indiği vaki iken!
Böylesi bir zaman dilimi içerisinde, havalimanı neden onarıma alınıp, bakıma geçilmiyor?..
Tam da, pandemi yasakların sona ereceği zamandan hemen sonra yapılmasına karar verilmesinin izahı nedir?..
Özellikle de, yaz mevsimiyle gelişen dönüşler, gidişler, tayinler, görevlendirmeler, üniversite, eğitim ve öğretim, ticari faaliyetlerin yoğunlaşacağı bir zaman diliminde, havalimanının bakıma alınıp, uçuşların yasaklanması neye delalettir?
Günlerdir yoğun bir şekilde, aldığım tepki telefonu ve mesajlar var..
Büyük bir tepki ve serzeniş var?.. Kim ne yanıt verir bilmem!..
Ama verilecek yanıt, denir ya görünen köy kılavuz istemez gerçeğiyle; ipe un sermekten öte anlam teşkil etmez!
***
Zihnen zorlandığım bir nokta da, kentin dinamikleri diye övdüğümüz, lafa gelince mangalda kül bırakmayanların da, olaya Fransız takılmaları!
Görmedim, duymadım, bilmiyorum!..
Bu hal kadim şehir Diyarbakırın, ne yaman çelişkiler ağı içerisinde mahkumiyet yaşadığını ortaya koyuyor sanırım?
***
KORKU MU, UTANMAK MI?..
İster kişi olsun..
İster toplum olsun..
İster devlet olsun..
Tarihiyle, geçmişiyle barışık ve samimi olmalı
Doğruysa doğru..
Yanlışsa yanlış, diyebilmelidir
Özellikle; yüzleşmekten kaçınmamalı..
Eğer ki, imtina ediyorsa..
Demek ki, geçmişiyle fena ve vahim bir arıza-i durumu vardır..
Bu da ya korkudandır?..
Veya da utanacağındandır
Ben CHPyi de kurumsal kimliğiyle Dersim mevzuunda iki kategoride değerlendiriyorum..
Hem korkusundandır?..
Hem de utanacak endişesindedir?
Nitekim, yüzleşme tavrında kaçak hali fena sorgulatıyor
Yoksa, CHP Milletvekili Orhan Sarıbal
Yüksek perdeden, mahallesinden zılgıt yemezdi?..
Denir ya, feleği şaştı
Sarıbal ne dedi?..
Dersimi unutmadık
Asla unutmayız..
Unutturmayız
Dersimde yitirdiğimiz canları saygıyla anıyorum.
Geçmişimizle yüzleşmeliyiz..
İşte bunu dediği için, yemediği laf kalmadı
Ama öyle böyle değil..
Parti Disiplin Kuruluna bile söz getirildi..
***
Hatırlarsak!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu minvalde tarihi bir çıkış yapmıştı..
Tarih sanırım 2011 idi..
O dönemde, Başbakandı
Dersim katliamıyla ilgili o günkü kayıpları içeren bir belge yayınladı..
8 Ağustos 1939 tarihli bir belge
1936,
1937,
1938 ve 1939da, toplam 13 bin 806 kişi katledilmiş
Belge, Dahiliye vekili Faik Öztraka ait
Belgeleri açıklarken, şöyle demişti..
Dersim, yakın tarihimizdeki en acı, en trajik olaylardan biridir.
Dersim, aydınlatmayı, cesaretle sorgulanmayı bekleyen bir faciadır
Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve böyle bir literatür varsa ben özür dilerim ve diliyorum?..
Erdoğan CHPye de şöyle seslenmişti..
Dersim faciası karşısında özür dileyecek olan,
Bu faciayla yüzleşecek olan,
AK Parti değil,
AK Parti hükümeti değil,
Bizzat bu facianın,
Bu kanlı eserin sahibi olan CHPdir
CHPnin Tunceli Milletvekilleridir..
CHPnin Tunceli Kökenli Genel Başkanıdır
O gün, CHP yönetimi..
Ki Kılıçdaroğlu da, suspus kesilip yutkunmuşlardı?..
***
Ruhlarda bir korku..
Yüzlerde bir kızarıklık
CHPli Sarıbal
Bireysel bir cesaretle yitirdiğimiz canları saygıyla anıyorum dediği için..
Tarihiyle bireysel yüzleşmeye varım, dediği için.
Eğer ki, Partisinden laf işitiyorsa
Demek ki, tarihsel sabıka tescillidir?
***
TEZATLAR ZİNCİRİ?..
Yasak var.. Tam kapanma sürüyor Kriterler, günlük genelgeler Doğrusu, bütünlük arz etmiyor.. Tezatlar zinciri var..
Mesela Marketler Esnaf kapalı.. Ama marketler açık..
Peki, satış listesi!..
Elektronik eşya,
Oyuncak,
Kırtasiye,
Hırdavat,
Zücaciye ürünleri gibi eşyaların satışına izin yok..
Yani yasak!
Peki, kontrol nasıl?..
Kasiyer mi?
Kasa fişi mi
Ha bir de esnaf bu durumdan hayli memnun imiş?
O nasıl bir memnuniyet?..
Ne yani ben kapalıyım, satamıyorum
Marketler de, satmasın mı?
Bu durumdan memnuniyet çıkarmak, garip!..
Ne yani, yasaklar kalkar kalkmaz esnafa mı gidilecek?..
İyi de.. Ya, pandemi dönemiyle revaç alan, online satışa yönelirse..
Malum, ciro rekoru kırılıyor şu an
Oradan alınırsa!
Yani, zıtlar alemi..
Bir de, markete gitmedeki yasak kriteri
İşte medyada yazılıp-çizilenler..
Yasak ihlaline takılan yüzlerce insan
Market kapısında, kesilen cezalar..
çoluk, çocuk market yasak..
Ama, semt pazarları o biçim..
Ne maske..
Ne sosyal mesafe..
Ne de hijyenik kural
Şu şehirler arası seyahat izni..
Uçak seferleri
Bir de kamudaki mesai!
Her şey yasak, ama kurumlar dönüşümlü mesaide..
O mesaide ne yapılıyorsa?..
Acilliyet gerekli meslekler
Ağzını açan, sokağa çıkamıyorum, ben niye muaf değilim diyor
Bir de bina yönetimi..
Siteye iniş yasak..
Şöyle bir balkon yasağı da gelseydi, diyenlerin varlığı!
Balkonda mangal serbest
Hasılı, kelam tezatlar zinciri
***
GÜNÜN SÖZÜ
-Manzaraya talipsen, yokuşunda yorulmayı göze alacaksın.
***
Hayırlı cumalar