Söz Gazetesi'nin dünkü manşeti..
Ana başlık…
"Neden, susuyorsunuz?"
Yerinde…
Ve haklı bir çığlığın ifadesiyle sorgulayıcı…
Olması gerektiği gibi…
***
Dile kolay..
Dürümlü köyünde…
Bir çırpıda, 16 sivil insan katledilecek..
Ki 13'ünün bedeni "paramparça" vaziyette olacak..
Bırakın tanımayı..
Kimlikleri dahi DNA testiyle belirlenecek..
Hala da, bu insanların "vücut parçaları" aranacak..
Tarlalarda..
Dicle nehrinde, kıyısında..
Ve yine, 23 insan da bu patlamadan yaralı kurtulmuş olacak?
***
Öyle ki..
Sıralanmış 13 tabuttaki insan bedeninin ağırlığı dahi..
Bir insanın ağırlığından da az olacak..
Tabutlarda birer parça et..
Yani, toplamı 60 kilo olacak..
Ama ne hikmetse..
Kamuoyu olup-biteni sessiz-sedasız izleyecek..
Sıradan bir hadise gibi görecek..
Toplumsal refleks geliştirmeyecek..
Ketum kalacak..
Tabiri caizse, üç maymunu oynayacak..
Görmedim.. Duymadım.. Bilmiyorum…
Diyecek..
***
Hep ifade etmişimdir..
Dün olduğu gibi bugün de…
Terör..
Şiddet..
Zulümkarlık..
Her "kimden gelirse gelsin"
Özellikle de, "sivile" yönelik yapılan…
Can alan…
Can yakan…
Kaos üreten; hangi oluşum olursa olsun "kabul" edilemezdir…
Haklı bir yönü de yoktur…
Lanetlenmeli, kınanmalı..
***
Karşı durulmalı…
Tepki gösterilmeli…
Bir değil, binlerce kez lanet getirilmeli…
Devlet yapmışsa, devlet…
PKK yapmışsa, PKK…
Ya da, farklı bir, oluşum veya örgüt yapmışsa…
Fark etmez…
Hepsine bilumum, "karşı" olunmalı…
Kimse…
"Birileri için, birilerini öldürmemeli"
***
Üstadın ifadesiyle..
"Kim insanın canına kast ediyorsa…"
İnsanlığa "karşı" suç işlemiştir.
Suçsuz…
Sebepsiz "öldürüyorsa"
İfşa edilmeli..
Lanet getirmeli…
Sorgulamalı..
Toplumsal hassasiyet üreterek tekrarına karşı, "bertaraf" edilmeli…
***
Ama gel gör ki…
Pek de…
Hakikate meyil vermediğimiz gibi..
Haksızlığa karşı da, "dilsiz şeytan" modundayız…
Öyle ki..
Senin terörün..
Senin teröristin..
Benim, terörüm..
Benim teröristim, diyerek "haklılık" üretecek noktaya geldi..
İşimize geldiği gibi "görmezden" geliniyor..
***
Kim ne der bilmem?
Ya da, gocunur, sevinir pek de umurumda değil..
Bu minvalde, duran…
Hangi cephede olursa olsun..
Suça ortaktır..
Yapılan terördür..
Şiddeti..
Katliamları "reva" gören, "sivillerin" kanına giren de teröristtir..
Yarattığı da "terördür.."
***
Roboski için..
Suruç için..
Ankara'daki patlamalar için..
HDP mitingindeki, saldırı için..
İstanbul..
Velhasıl ülkenin dört bir yanında yaşanan, "son sivil katliamlar" için..
Toplumsal "tepki ve tavır" ortaya koyarken..
Peki, Dürümlü niye "görmezden" geliniyor?.
***
Şimdi sormak istiyorum..
Dürümlü'deki vahşete..
Niçin "toplumsal" bir tepki ve tavır koymuyoruz?
Neden...
Onlar Kürt oldukları için mi?
Onlar sivil köylüler oldukları için mi?
Onlar dağdaki çoban oldukları için mi?
Ne için, biri cevap versin…
***
Batı için diyebiliriz ki..
Ya da yaygın medya için de..
Kan sevici..
Ölü dostu "köşe" işgalcileri için de..
Bazı siyasi partiler için de..
Büyük sivil toplum kuruluşları için de..
"Onlar, Güneydoğu'ya farklı bakıyorlar.."
Dün olduğu gibi bugün de umurlarında değil..
***
Ki olsaydı..
Bugün ülkede "oluk oluk kan akmazdı.?"
Kan akıtılmasına..
Birilerinin "zulümkar" olmasına izin verilmezdi..
Demek ki, "işlerine" geliyor..
Ya da akan Kürt kanından, "vampirleşerek" nemalanıyorlar..
Tıpkı, içimizdeki vampirler gibi…
***
Amenna!
Ama velakin, ya kendi toprağımızda olanlar..
Onlar neden, Dürümlü vahşetine "üç maymunlar."
Anlamış değilim..
Sormak istiyorum..
Yere gelince "mangalda" kül bırakmayan..
İktidara..
Devlete "diyemediğini, söylemediğini" esirgemeyen...
***
Ortak basın açıklamalarıyla "deklarasyon" yayınlayanlar..
300..
700 STK deyim, arzı- endam ederek..
Objektiflerin karşısına geçenler…
Yürüyüş yapanlar..
Oturma eyleminde bulunanlar..
Nerdeeeesiniz?
***
Ey, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığı..
Ey, Diyarbakır Ticaret Borsası başkanlığı..
Ey Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği başkanlığı…
Ey Diyarbakır Barosu..
Ey Diyarbakır İnsan Hakları Derneği..
Ey SİAD'lar..
Ey, STK'lar…
***
Neden.. Niçin suskunsunuz?
"Sivil ölümlere" karşı…
Neden; ortak bir tavır sergilemiyorsunuz?
Olayı kınayan, lanet getiren…
Yaşananların "artık son bulması" için, konuşmuyorsunuz?
Yoksa…
Zülfüyâra mı dokunur?
Deyin bakalım…
***
TEŞEKKÜRLER…
İl Valisi Hüseyin Aksoy'adır..
Bu teşekkürüm..
Bir önceki yazımda dile getirmiştim..
"Keçi Burcu'ndaki rezilliği.."
Sağ olsun..
Yazımız üzerine, "konuya" muttali olup, hassasiyet gösterdi..
***
Oraya konulan, "seyyar tuvalet" kaldırıldı..
Yaşanan tahribatın da giderilmesi için "talimat" verdi…
Dün itibariyle, kalktı..
Pek tabi ki..
Keçi Burcu'nun "akıbetine" dair de..
İlgili ve yetkili kurumlarla da "mülahaza" yapılacak..
Birilerinin işgaline değil…
Buranın, "turizmin" hizmetine sokulması adına…
Haydi hayırlısı..