Newroz'a me piroz be
Eklenme: 3/21/2014 12:00:00 AM

Tarihi bir gün bugün!

21 Mart.

Newroz bayramı.

Onbinler.

Hatta yüz binler.

Bugün Şehr-i Amed'e olacak.

Newroz alanında buluşacak.

Coşku ve sevgi duygusuyla.

***

Gür sesle

çığlık çığlığa seslendirilecek.

Barışı

Kardeşliği.

Özgürlüğü istiyoruz diye!

Ekleyecek...

Kan ve gözyaşının dindiği.

Ölümlerin.

Cenazelerin gelip-yaşanmadığı bir yıl geçirdik diye.

***

Huzurun.

İstikrarın.

Yaşamın feyzine ulaşılan zamanın.

Değer ölçeğiyle.

Demokratikleşmenin, seyriyle varılan "paydaşlığı" yaşadık

***

çözüm süreci.

Demokratikleşme.

Her ne ise.

Kör mü, topal mı?

Kıt mı, çok mu ötesinde.

Kürtlerin talepleri.

Halklar.

Ve Hakların taleplerin bir kez daha dillendirileceği bir gün!

***

Pek tabi ki.

Öcalan'ın bir yıl önce "barış çağrısıyla" ikmale gelen süreç!

Onun.

Bir ölçüde sene-i devriyesiyle ikmal edilecek; "nerden nereye" geldik.

Ve herkes; "şahit" olacak buna.

Sorgu. Özeleştirisel duruşla.

***

Öyle ya;

"Barışın" ve normalleşmenin buluşması!

Biliyorum.

Amed ahalisi.

Diyarbakırla yetinilmeyecek.

çünkü.

Bölgenin dört bir yanından gelen var.

Kuzey Irak'tan,

Rojavadan, Avrupa'dan gelen misafirler!

Coşku büyük.

***

Evet.

Kentte büyük bir hareketlilik var.

Newroz bereketi.

Oteller.

Restoranlar dolu.

Esnaf sevinçli.

Aldığım bilgiye göre; 2 bin kişi evlerde misafir edilmiş.

***

Yani.

Newroz'un ateşi hal-i hazırda yakılmış!

Her yer yerde.

Ama bugün;

Daha bir gür, daha bir büyük, coşku seliyle yakılacak.

çünkü yakılan 'ateş" özgürlük ve özlemin ateşidir.

***

Dikkat edin.

Artık.

Korku yok, endişe yok, kaygı yok.

Bunu dillendiren de yok.

Denilmiyor.

Yine kan akacak, yine insanlar olacak.

Ve bunla geliştirilen; "yasaklar".

Öcü bakışlar.

***

Öyle.

Gazete manşetleri de.

Köşe yazarları da.

Kandan nemalanan çığırtkanlar da; "konuşmuyor".

***

Biliyorum ki, salt Güneydoğu'da değil.

Türkiyenin.

Ortadoğu'nun,

Yer küresinde yaşayan her ülke ve insan için.

Newroz;

Bugün için, "Barışın ve Baharın" müjdeleyicisi olacak.

***

Atılacak sloganlar.

Hiç kuşkusuz ki;

Barış'a,

Kardeşliğe,

Özgürlüğe vurgulu olacak.

Aşiti.

Newroz Piroz be.

Yaşasın Newroz denilecek.

***

Ve.

Newroz'u daha bir anlamlaştıracak.

"Tarihsel" şahitlik tanıyacak.

Pek tabi ki herkesin merakla beklediği şu soru da yanıt bulacak.

Acaba.

Abdullah Öcalan bugün ne diyecek?

Ana soru bu.

Ve beklentilerin de, tercümesi!

***

Şunu net ifade edebilirim.

Öcalan; "bir yıl da ne olduğunu" değerlendirecek.

Yani, Sene-i devriye ne getirdi, neler götürdü.

Bunları öncelikle dillendirecek.

En önemlisi de.

Yeni dönemin nasıl yürüyeceği.

Nasıl yürümesi gerektiğinden, bahsedecek.

***

Takdir edilmelidir ki.

Öcalan.

Silahı bırakın dedi.

çatışma.

Kan, gözyaşı ve şiddet "çözüm" değil dedi.

çözüm.

Siyasette, diyalog ta ve Meclis'te.

Ki hal-i hazırdaki "ortam" onunla oluştu.

***

Peki, taraflar ölçeğinde "adımlar" atıldı mı?

Ne yazık ki; net ifade yok.

Atıldı adımlar ama yeterli değil.

İşte, bu yetersizlik, tüm taraflar için geçerli.

PKK silah bıraktı mı, hayır.

BDP "tam" İnsiyatif aldı mı, hayır?

***

Ankara.

Yani Hükümet, "cesur" tavır sergiledi mi, hayır?

Parlamento; "üstlendiği" misyonu bu alanda kullandı mı, hayır?

Ya muhalefet.

CHP ve MHP "çözüme" sahip çıktı mı, hayır?

***

Ama.

Tüm bunlara rağmen; "barış" güçlü kimliğinden vaz geçmedi.

Esti.

Ve hal-i hazırda, daha bir gür esecek.

çünkü Kürtler de, Türkler de.

Yani 76 milyon insan; "barışın ve özgür yaşamın" tadına vardı.

***

Onun için;

Kimse bu tadı bozamayacak.

Ne kaygıya, ne korkuya, ne geri dönüşe; "prim" verilmez!

İşte gördük; 17 Aralık.

Gülen cemaatinin, "kavgacı ve istikrar" bozucu tutumuna rağmen.

Hükümete ve sürece sahiplenme var.

***

Velhasıl.

Diyeceğim;

Halk üzerine düşeni yerine getirmiştir.

Siz, Aktörlerden.

Siyasi karar alıcılardan daha çok.

Artık, "siz üzerinize düşeni ve sorumluluğu" yerine getirin,

***

Ve.

Newroz'a ve piroz be.

Gellek, aşiti.

Yaşasın Newroz.

Newroz'unuz kutlu olsun.

Hayırlı Cumalar.