Yerel Yönetimler..
Belediyeler..
Eeyy, kayyumlar..
Küçük..
Büyük..
Taşra..
Yani bilumum!..
Ne bu; hasım hali vaziyetiniz?
Haset..
Kıskançlık
çekememezlik
Mesafeli duruş
Ne yazık ki..
Diyarbakır dün olduğu gibi bugün de; aynı travmayı sayenizde yaşıyor..
Nedendir?
Doğrusu anlamak zor..
***
Baksanıza..
Ne bir siyasi..
Ne bir ideolojik..
Ne de farklı bir kimlik söz konusu değilken..
Aynı fikriyat hakim..
Ki hepsi..
Devletin görevlisi..
Hükümetin atadığı..
Yetkelindirilen; birer idareci olmasına rağmen..
Nitekim
Göreve gelişlerindeki temel amaçta; birlikte çalışmak..
Koollektif içinde olmak..
Yekvücut vaziyette; hizmet üretebilmek..
Politize olmamak..
Ama gel gör ki; eski tas eski hamam misali
***
Önceki gün bir törende şahit oldum..
Kayapınar Belediyesinin organizasyonu..
Tarihi bir eğitim hamlesi.
Muazzam bir çalışma..
Toplamda Kaymakamlık ve Beledilye işbirliğiyle 50 milyon liralık bir yatırım
Yani ayakta alkışlanacak bir çalışma..
Ki, Eğitim seferberliğini bilahare yazacağım..
Detaylarıyla birlikte
Bugün, yukarıda aktardığım handikap duruma dikkat çekmek istiyorum..
***
Düşünün..
İlin valisi orda..
Jandarma Bölge Komutanı..
Cumhuriyet Başsavcısı..
Alay komutanı..
Emniyet müdürü..
MİT Başkanı..
Siyasiler..
STK temsilcileri
Milli Eğitim Müdürü ve idarecileri..
Basın..
Yani; kimi derseniz var..
Ama birileri yoktu..
***
İşte o birileri; yukarıda zikrettiğim atanmış kayyumlar!..
Kimse yok..
Ki, Büyükşehir belediye başkanı gelecek denildi..
Koltuğu ayrıldı..
Ama, gözler yolda kaldı
Yoruldu..
Arıza-ı durum her zaman vurguladığım gibi..
Ah ki ah..
Kadim kent ne çekiyor; şu küskünler şehri olma halinden
Nitekim..
Vali ve Büyükşehir Kayyumu
Pür dikkat çekicidir ki; zorunlu olmadıkca birlikte bir poz vermişlikleri yok..
Ki bunu çok kez dile getirdim yazdım..
Hala durum aynı..
Deyin bakalım; niyedir bu hal
***
ÖYPLİLERİN SESİ!
Dün..
Buradan gür bir şekilde çıktı..
13 bin 700 ÖYPli..
D.Üde, kapı önüne konulan 138 akademisyen!..
Serzenişlerini; açık mektup mahiyetiyle dile getirdik..
Bir dokun bin ah işit misali..
Doğrusu; hayli geri dönüşüm aldım...
Gerek sosyal medya üzerinden olsun..
Gerekse, birebir görüşmeler..
Teşekkürler..
Sahiplenme adına; duyguların ifadesi hayli yüksek oldu..
Tabi aynı etkiyi; etkili ve yetkili makamlardan pek aldım diyemem..
Ses geldi; ama kısır..
çünkü mevzuunun topu, hükümete ve YÖKe atıldı..
çözerse; onlar çözer.
Ne diyelim..
13 bin kişinin ahını almak
Derler ya; çıkar aheste aheste!
***
GÜNÜN BAŞLIĞI
Yerel gazetemizden birinin manşeti
Medya Okuluna ilişkin atılan bir başlık..
Ankaranın kayyumu sonra çıkar oyunu..!
Öyle ya..
Büyükşehir belediyesi..
Ankara merkezli bir dernek..
Medya okulu adıyla ortak proje hazırlamışlar..
Kurs açıp..
Burada katılanlara medya eğitimi verilecek..
Garip olan..
Diyarbakırda onca;
Yerel ve ulusal basın kuruluşu var iken..
Cemiyet..
Dernek..
Platform bulunurken..
Ki Dicle Üniversitesi yanıbaşında olurken..
Ne istişare..
Ne işbirliği..
Ne de sizde katılabilirsiniz çağrısı yapılmamış.
Kala bile alınmamış
İşin akçeli durumu nedir bilmem..
Var mı yok mu?
Ama; kimse hele ki kamuda hayır olsun diye iş yapmaz
Mutlaka bir bütçe var
Eee..
Boşuna söylemiyoruz belediyemiz de keyfiyet arzı var diye..
Küskünler şehri kadar..
Sahipsiz bir memleket!
***
DEDİĞİNİZİ YAPSANIZA
Mübarek bir zat
Bir Müslümana ait kabrin önünde durur
Ve talebelerine sorar:
Bu kabirdeki kişi, tekrar dünyaya gelse sizce ne ile uğraşır, ne yapar?
Talebenin birisi der ki:
Elbette sürekli namaz kılar.
Diğer bir talebe de der ki:
Devamlı oruç tutar.
Bir diğeri de der ki:
Cihat eder, emri maruf yapar.
Velhasıl..
Talebeler faydalı bütün işleri sayarlar.
O zat da buyurur..
Der ki:
Bu mezarda yatan kişinin artık dünyaya kapıları kapanmıştır.
Ama sizin oraya gideceğiniz kesindir; yani siz de onun gibi öleceksiniz.
O halde neden şimdi bu söylediklerinizi yapmıyorsunuz?
Neyi bekliyorsunuz?