ÖĞRETİM YILI VE TEKÇİ MÜFREDAT!
Eklenme: 9/17/2013 12:00:00 AM

Maşallah..

Öğretim yılı başladı.

Okullar cıvıl cıvıl..

Lakin..

Sıkıntılar düzüne, düzüne..

Derslik mi,..

Öğretmen açığı mı....

Ve tabi ki, müfredattın vahim içeriği mi..

Enkaz misali..

Sıkıntılı..

***

Ne diyelim..

Müfredat,

İnsanı ve yaşamı "merkeze" almadığı gibi..

Dini..

İnançı ve tabi ki, "hayatın bizatihi kendisini"..

Kültürel değerleri..

Hepsinden, uzak..

Hele ki; "tekçi" bir düşüncenin hakimiyeti var ki "asilime" ediyor..

***

İşte..

Andımız, tepkiler menzumesi..

Her sabah..

"İlla" okutuluyor, dayatılarak..

Bir ifade var ki, bir çok kimlik için "alerji" yaratıyor..

"Türküm, doğruyum..

"Ne mutlu Türk" diyene..

Her ne kadar;

Türk kelimesi birileri tarafından "evrensel" bir ifade diye görüyorsa da..

Öyle değil..

***

Var olunan;

çağ açısından, kabule itirazı ve ikmalindeki "gaye"?.

Onun için de, hep ifade ederim.

Türkiye artık;

"Etnik kimlik" vurgularından uzaklaşmalı..

Var olan tüm kimlikleri "tek çatı altında" toplayıp-tanıyan bir zihniyet ikmal etmeli..

Ki, "toplumsal" birlik ve barış yekün olsun.

***

Gelirsek;

Ana dilde eğitim'e!..

Şuan; "seçmeli" ders olarak veriliyor..

Elbette..

Dünün aksiyonlarını gözardı etmezsek "bu hal" büyük bir aşama..

Ama, Kürtler için bir lütüf değil..

Siyasal iktidar için de!

Bir hak..

Ancak, bunun "seçmeli" değil, yaygınlaşması lazım..

Yasal bir zeminle..

"Ana dilde" eğitim, resmi dil gibi müfredat almalı..

***

Tabi..

BDP ve DTK'nin "bir haftalık" okul boykotuna değinirsek...

Dün bu meyanda bir de yürüyüş yapıldı..

Doğrusu!..

Eylemi "demokratik" tavır olarak görürken..

Boykota gelince..

Ki bir haftalık zaman diliminin dayatılmasını ise doğru bulmuyorum..

çünkü, "çözüm üretici" değil..

***

Bu ifadem!..

Anadilde eğitime karşıyım diye algı geliştirilmesin..

Bilakis, "arkasındayım"..

Ama, demokratik tepkiler "dayatmayla" değil..

Dayanışmayla; "icra" edilmeli..

Ki çözüme yönelik çıkılan yolda, "sancılar" üremesin.

Bu kampanyanın;

Herkes "anadilde" eğitim başvurusunda bulunsun şeklinde olsaydı..

Daha bir "baskı" unsuru olmazmıydı?

Sizce..

***

SÜRÜLER DİKKAT

Ve gelelim..

Biraz da, hassasiyet ve uyarıları..

İlke..

Şoför amcalar, sürücüler dikkat..

Bilesiniz..

Öğrenciler ve velileri yoldaki tehlikelerin bilincinde olmayabilir?

Ama siz, dikkatli olunuz.

***

Özellikle..

Güzergahınız üzerindeki okulların bulunduğu yerleri bilin..

Bu bilgi ve bilinmesi..

Hem yayalar ve diğer araç sürücüleri kadar, sizin de emniyetiniz için bir avantajdır.

Okul taşıtları..

Pür dikkate değerdir..

çünkü, durduklarında sakın ama sakın hemen solamayınız, bekleyin.

Okul önlerinde..

Ya da araçların yanlarından geçerken arada mesafe bırakınız ve yavaş gidiniz.

***

Gelen bir uyarı da..

Cep telefonu ile konuşan yayalara dikkat ediniz..

Bilesiniz ki, her an beklenmediğiniz şekilde davranabilirler.

Ve "kazaya" yol açabilir..

Ki resmi verilere göre "yaya kazalarının" ekseriyeti bu yüzden..

***

OKULDAKİ SAĞLIK TEHDİDİ?

Ve okul, sıralarındaki "sağlık tehdidi"..

Özellikle;

Sarılık, nezle, grip, kızamık..

Suçiçeği, kabakulak gibi, "bulaşıcı" hastalıklar..

Bunlar..

Okul sıralarında "çocukları" bekleyen tehlikeli hastalıklar..

Onun için..

Ebeveynler kadar, öğretmenlere büyük görev düşüyor..

***

Ne yapılmalı?

Okulda öğretmenlerin el temizliğini her fırsatta vurgulaması gerekir..

Ki; çocukların yakın temasının ve ortak eşya kullanmalarının önüne geçmesi çok önemlidir.

* Hasta olan çocukların ailelerine haber verilmeli ve doktora gitmesi sağlanmalı,

* Sınıflar sürekli havalandırılmalı,

* Sınıftaki öğrenci sayısı 20-30 olacak şekilde azaltılmalı.

* Düzenli el, tırnak ve saç kontrolü yapılmalı

* Öğretmenler bu konuda eğitici konuşmalar yapmalıdır.

***

POLİS ABİLER GÖREVE!

Ve..

Polis yani okul güvenliği..

Özellikle..

Okul önlerini "suç mekanı" olarak seçenler..

Uyuşturucu..

Kumar.

Ve diğer hırsızlık, gasp gibi "çete vari" yapılar..

***

Bunlar için de..

Ciddi manada; "çevre ve güzergah" güvenliği alınmalı..

Tabi..

Bu güvenlik salt öğrenciler için değil, öğretmenler içinde geçerli..

Malum..

Geçtiğimiz yıl bir öğretmen ile bir personel "kim vurduya" gitti..

Darp edilen..

Tehditlere maruz kalan, eğitimci ve idareciler de ayrı..

Aman ha!..

İşte bu hali ruhiyetle, yeni eğitim yılı başladı..

Hayırlı-uğurlu olsun..

Haydi bakalım, Allah "zilhin açıklığı" versin..

***

ŞU PORNO KELİMESİ!

İstatistiki bir veri imiş...

Deniliyor ki;

Tüm dünyada Google arama motorundan en çok aranan kelime porno!..

2005'te yüzde 30'larda iken..

Bugün için yani, 2013'te yüzde 100'e çıkmış.

Demek ki artık herkes internette porno arıyor.

***

Telekomünikasyon İletişim Başkan vekili Osman Nihat Şen..

Bu meyanda sorulmuş kendisine..

"En çok hangi ülkeler" Google'de "porno" kelimesini arıyor?

Cevabı şu..

Dünyada ilk sırada Papua Yeni Gine var.

Onu Hindistan ve Pakistan takip ediyor.

Yani üçüncü dünya ülkeleri..

***

Peki ya Türkiye'de...

Tüm ülkeleri gruplara ayırırsak Türkiye ilk üç ülke grupta diyor..

İllere göre istatistik var mı?

Cevabı şu;

Diyarbakır, Erzurum ve Adana ilk sıralarda.

Yorumu da; bu illerde çok sayıda işsiz genç nüfusun var oluşu..

Ki zamanlarını internet kafelerde geçiriyorlar.

***

Doğru..

Eee..

"İşsizin-güçsüzün" yapacağı iş ne?

Enva-i arayış olur..

İş-aş sahibi olanın "kafede" ne işi olur?

Olmaz..

İnternet kafeleri..

Kontrölsüz bir mekan ve internet ağı..

Haliyle bu işe meyil çok olmaz mı?

Sizce..

Başka bir sebep olabilir mi?