ÖNCE BİR DİNLE YA…
Eklenme: 2/13/2023 12:00:00 AM

Aynen de öyle; önce bir dinleyin ya!.. Deprem bölgesinde, yaşadığım, gördüğüm, hissettiğim ve muhatap olduğum için, böylesi bir çağrıya ve çığlığa gerek duydum.. çünkü, kimi yerde çok ama çok vahim itici, hal ve tavırlar söz konusu olduğu için; insanlar öfke seline dönüşüyor! Onun için, diyorum ki;

***

Ey devlet ricali Ey ilgili ve yetkili zevat!.. Ey bölgeye ziyaret gerçekleştiren siyasiler.. İster şov olsun, ister insani duruşunuz olsun.. Ama önce bir empati yapın.. Ve dinlemesini bilin..Asrın felaketini yaşayanlara bir kulak verin.. Enkazdan kurtarılanlara bir bakın.. Yakınlarını kaybedenlere, bi yaklaşın?.. Ağıtlarını, gözyaşlarını, çaresizliklerini, perişan hal ve halvetlerini görün!..

***

Ve bilin ki, bu zamanda en büyük iyilik, insani, rahmani ve vicdani duruştur, onları samimi, gönül diliyle dikkatle dinlemektir devlet-i aliye adına, kendi savunduğunuz siyaset adına!!.. Velev ki, en yüksek dozajlı tepkiyi gösterse de, sitemde bulunsa da Sen sevgiyi, muhabbeti hissederek paylaşman gerekir ki; gidenleri geri getirmez ama acısını hafifletir o felaketin mağdurunu ıraklaştırır üzüntüden

***

Onu tersleme, tepki gösterme, sözlerini kesme, çemberindeki korumalarınla korkutup, ürkütme, tehdit etme!!.. Onu farklı bir kulvarın, ideolojinin cenderesine sıkıştırma!.. Bırak bağırsın, çağırsın, öfkeye dair enerjisini boşaltsın, varsın hakaret etsin, laf söylesin, söylesin, söylesin!.. O bunu yaparken, sen onun gözlerinin içine, öfke ve düşmanca, tepkili bir ruh hali ve vücut diliyle bakma. Aksine, sevgini, kardeşliğini, birlik ve dirliğin ışıltısını gözlerinden onun ruhi derinliklerine yansıt ki, mahcubiyet sonrası seni kucaklasın

***

Gözü yaşlı şekilde; senin omuzlarına başını koyup, ağlar, dertlerini anlatmaya başlar sana!. İçini dökmeye başlar; kusar belki yılların birikimini.. Yediğine, içtiğine, yattığı yere bak ve düşün!.. Israrlı olma, şefkatini göster ki; yalnız olmadığını hissetsin.. Devletinin de, milletinin de yanında olduğunu, onu kimsenin sahipsiz bırakmadığını görmeli ve acılarını sonuna kadar onunla paylaştığını görmeli, bilmeli ve sen de bilmelisin .. Endişelerini, korkularını, birlikte atlatabileceğini de aktar ve inandır!!

***

Demem o ki, ey devlet ricali, ey siyasiler, ey seçilmiş vekiller biz, siz ve hepimiz!.. Bilmeliyiz ki, asrın felaketini, birbirimizi dinleyerek, dertlerimize derman olarak, acıyı paylaşarak, ancak atlatabiliriz, üstesinden gelebiliriz.. Yoksa, birbirimizi inciterek, yererek, kavga ederek, üstünlük sınıfları oluşturarak, ne üstesinden gelebiliriz, ne de acılarımızı dindirebiliriz, ne de bir olabiliriz?!..

***

Hiç kuşkusuz ki, yaşanan ve yaşadıklarımızı uzun yıllar unutmamız mümkün değil.. Hafızalarımıza silinemeyecek kadar derin yaralar, tahribat ve yıkımlara neden oldu?.. Kaybedilen onbinlerce insan, yine onbinlerce yaralı, enkaza dönen şehirler, ilçeler, köyler.. Yani virane bir hal Ki insan ruhu daha bir virane, asrın felaketi boşuna söylenmedi 10 ili etkileyen, 15 milyonu çaresiz bırakan zelzele!

***

Hal-i hazırdaki tek yapacağımız iş; güçbirliği sağlamak.. Ki gün birlik günü ruhuyla, felaketi üzerimizden atmamız için en büyük ilaç, ayakta olabilmemiz!!.. Bunu da, birbirimize, sevgi, saygı, şefkat, merhamet duygusuyla, yaklaşıp, empati yaparak, ruhsal yaralarımızı tedavi ederek, bir olabiliriz.. Yardımlaşma merhametin, yekvücut olma reçetesidir

***

Ve bunu da idrak etmemiz lazım.. Ülkemiz deprem kuşağında bulunuyor, dolayısıyla bizler bu gerçeği bilip depremle yaşamasını da öğrenmek zorundayız. Deprem olmayacak diye bir şey yok, mutlaka olacak; şu halde, depreme dayanıklı binalar yapmaktan başka çaremiz deeee yooookkk!.. Bilmemiz gereken de budur!

***

Dikkat etmemiz gereken; bir de yardım için çırpınan vatandaşlara karşı, sergilenen tutum!.. Ne olur; dara düşmüş kardeşine yardım etmek için elinden geleni yapmak üzere karınca misali koşturan kardeşlerimizi de, küstürmeyelim, tepki göstermeyelim, suni bahanelerle onu, dışarı itmeyelim..

***

Bir önemli etken de ister siyasi alanda, ister medya alanında olsun, ister de STKlar.. Hepsi bilaistisna politik ve şahsi, siyasi egolarını, husumetliklerini, gün o gün değil deyip, unutmalı.. Sosyal koalisyon anlayışının etrafında, kenetlenmelidir..

***

NE TAVİZ VER, NE DE ACI?!..

Katı yürekli değilim, hep insani yaklaşım içerisinde olmuşumdur.. Ama öylesi karaktere sahip olanlar var ki onlara karşı, zerre-i miskal, merhamet duygusu besleyemez oluyorsunuz.. İşte bu asrın felaketinde, bazı kişilere karşı nefret duygum bu minval ve dozajda!..

***

Bir sürü, çakkal, sırtlan ve yılan, akrep ruhlu insanlıktan nasibini almamış yaratıklar, piyasada varlık göstermeye başladı.. Kimi yağmacı, kimi enkazlara dadanmış, para ve ziynet eşyası arıyor.. Enkaz altındaki kadının bileğini kesip altınlarını çalan bile var.. Büyük bir vahşet

***

Yardım tırının önünü bile kesen var!.. Elinde silah.. Şoförü tehdit ediyor.. Ne varsa vereceksin, ya seve seve ya da Ve bunları canlı canlı ekranlarda izliyoruz.. Yardıma gidenlere ateş açılması.. Marketlere dadanan, yağmalayanlar.. Açım deyip, beyaz eşya dükkanını soyan, gözü dönmüş, sırtlan!..

***

Ya zibidinin biri, yardımları kendi çiftliğine yönlendirmesi!.. Ahırlarını doldurmuş.. Halı, kilim, elektrikli bisiklet mi, cep telefonu?!.. Sırtlayıp götürüp, hayır ne oluyorsa açız abi açız diyor, çakkal!?. Ve bunların tümünü, canlı olarak habercilerin kameralarına yansıyan şekliyle izliyoruz

***

Polis kıyafeti giyen mi, AFAD giysisini giyen mi, yardıma geldim deyip cırdon gibi boş evlere dadanıp, hırsızlık yapıyor.. Para, zihniyet eşyası, arıyor.. İnsanlıktan nasibini almamış bu yaratıklar; enselerinden yakalanıp, gözaltına alınmıyor değiller.. Alınıyorlar, birer ikişer Evet, birileri depremden önce demirden, çimentodan, şurdan, burdan çalan, binaları çürük hale getiren, rantı için kolonları, kirişleri yıkanlar..

***

Ve birileri de, ekranlara yansıyan yağmacılar.. Aslında iki tarafın da birbirinden farkları yok.. Biri deprem öncesi, diğeri deprem sonrası; talan edici.. Elleri kelepçeli.. Arkadan bağlı, götürülüyor. Hele ki, o yere yatırılanlar var.. Polisin, askerin ve sivil vatandaşların, cezalarını vermeleri yöndeki; dayak yemelerine dair görüntüler, yüreklere su serpmiyor değildi?

***

Yanlış değilsem, 1999daki Düzce Depreminde bu yağmacılara karşı vur emri çıkarılmıştı..Ölülerin parmaklarındaki yüzükleri çalan kişilerin, varlıklarına karşı.. Bu çakkal sürülerine karşı şiddeti hiçbir şekilde maruz görmeyen biri olarak, içimde oluşan öfkeyle diyorum ki; ne taviz verilsin, ne de acıma duygusu beslensin! Affetmeyin..

***

TOPRAĞI BOL OLSUN!

Deniz Baykal öldü.. Ölenin arkasından konuşulmaz. Ki konuşmam da.. O ucuz insanların işi Ne varsa, ne yaşandıysa kendi siyaset dönemine dair, pozitif ve negatifleri buradan yazıp, çizdik, kaleme alıp, söylendik.. Ki bu saatten itibaren söylenecek hiç bir sözün de anlamı olmaz.. Sadece söylenecek söz var; o da anlamamak, anlayamamaktır.? Son sözümüz; toprağı bol olsun..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Allah de ve sus! Başka hiç bir şey söylemeye değmez

Failed to load the video