Yeni yasama dönemine girdik!.. Meclis açıldı.. Ki dün itibariyle, Parti Grup toplantıları da başladı.. Liderler mesajları sıralıyorlar.. Yani, Yasama mesaisine odaklandı; seçilmişlerimiz?!!!.. Seçilemeyenler ise localarda oturup, olup biteni takip ediyorlar.. Kimi zaman saygılı kimi zaman da saygısızca hareketlerinden de geri kalmıyorlar?!

***

Meclis açılışında gördük, kim saygılı, kim saygısız?!.. Burda bir not düşmek istiyorum!.. Dünkü yazımda, Cumhurbaşkanı Erdoğanın Genel Kurula girişinde, Kemal beyin yanında oturan Temel hocanın milli iradeye saygı göstermediğini, yerinden kalkmadığına temas etmiştim.. Tabi bunu da servis edilen, resimler üzerine aktarmıştım..

***

Görüntüler ulaştı!.? Temel hoca salon ayağa kalkarken, kısa bir zaman dilimi içerisinde önce bekliyor.. Bilahare saygı gösterip kalkıyor.? Bunu düzelterek, sohbetimize girelim.. Tabi ki, özür beyanıyla.. Peki, meclisin ana gündemi nedir; Yeni Anayasa.. Sivil bir anayasa!!!..

***

Erdoğan görünen o ki, bu minvalde hayli ısrarcı.. Kaldı ki, muhalafete de çağrısı var.. Ki salt muhalefet değil, toplumun tüm katmanlarına katkı sunmak adına kimin torbasında ne varsa, her fikre, her düşünceye açık olduğumuz gibi, istişareye varız.. çağrı önemli, toplumsal mutabakatın sağlanması yönünde!..

***

Ne var ki, her seçim döneminde, her siyasi rüzgarın kendilerine özgü estiğinde sivil anayasa vurgusu yapan, muhalefetin burda, bir kez daha samimiyetsizlik, kodunda olduğunu görüyorum!.. çünkü, hal-i hazırda çağrıya, samimiyet karinesi içerisinde, yanıt veren yok!.. Var olanlar da, şartı şurtu olan..

***

Sormak istiyorum!.. Siviller bir anayasa yapınca, O anayasa Sivil bir Anayasa mı oluyor?!.. İçeriği, muhtevası, toplumsal yönü hiç mi önem arz edici değil.. Kaldı ki, bu kadar basit mi bir Anayasa değişikliğinin yapılması?!.. Mesela, halka sağladığı insan hakları ölçüsü mevcut halin çok üstünde olacak mı?!

***

Özgürlükler, eşitlik, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, düşünce ve fikir özgürlüğü, inanç serbestiyeti, milli ve yerli kültür ile medeniyetin zenginliği, Anayasanın güvencesi altında olacak mı?.. Haklar ve halklar; bu benim anayasam diyebilecek mi!

***

Adil ve Eşitlikçi olabilme adına nüfuz edici olunabilecek mi?!.. Eğer ki, bunlar olmaz ise, eğer ki belli bir fikrin, ideolojinin, ırkın ve düşüncenin vesayetine meyil edici ise!.. Hele ki, milletin bir kesimine huzur, bir kesimine huzursuzluk getiriyorsa, rahat ve özgür bir yaşam atmosferi eşit noktada oluşturmuyorsa, O Anayasaya siz sivil bir anayasa diyebilir misiniz?!.. Kaldı ki, ne işe yarar!..

***

Ne diyoruz mevcut Anayasaya; yamalı bohça!.. Artık dikiş tutmuyor.. çünkü, dönemsel olarakdeğişime uğramıştır.. Sadece AK Parti iktidarı dönemine bakarsak!.. 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu.. 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu.. Ki öncesi, ara değişiklikler.. Kısacası, Anayasanın nerdeyse yüzde 70i değişime uğramıştır

***

Ha bu değişimler, sağlıklı mı, toplumun mutabakatı sağlanmış mı?.. Ya da, demokrasi ve insan hakları, inanç özgürlüğü gibi ulvi değerlere sahip bir yaşam kulvarının iyileştirilmesine yönelik mi, değil.. Tamamen, siyasi kurumun kendi güçlülüğüne özgü olmuştur.. Milletin ali menfaatine yönelik değil! Bir tek, 12 Eylül 2010 hariç..

***

Tabi değişimi sıfır bir anayasa mı, yoksa mevcutlar üzerinde kalem oynatmakla mı yetinilecek?!.. Zira bir anayasa için; elbette ki ilk dört madde kadar laiklik denilen ilkeye, dokunulacak mı?!.. Biliyoruz ki, toplumun ekseriyetinin kafasındaki cevap aranan soru bu; dokunulmaz, teklif dahi edilemez maddeler olacak mı?!.. Yeni yüzyılda, hala mı batı mandacılığı mı benimsenilecek?!

***

çünkü, yıllarca kendisi gibi düşünmeyen, inanmayan, yaşamayan, fikriyle, zikriyle, kültürüyle, ters olan kesimi, hasım gördü.. Hatta hain ilan edebilecek kadar vesayet oluşturucu oldu.. Özellikle, İslami kesim, özellikle Kürtler dahil!..

***

Dile kolay, başörtüsünden dolayı, eğitim hakkı tanımayan, inancından dolayı şeriatçıdır denilerek, kamuda, devlet idaresinde, hatta siyasi kulvarda, milli iradenin temsil ettiği Mecliste bile varlığına tahammül edilmedi!.. Kimileri sakıncalı, kimileri suçlu gösterilerek zindanlara, kimileri de sürgüne mahkum edildi!..

***

İşte hal-i hazırda aynı ruhu bünyesinde barındıran, kimi zaman da yaşaması için, soluk veren mevcut Anayasayı bu tekçi, vesayetçi, totaliter ruhtan arındırabilecek mi?!.. Bu sağlanmadığı sürece, çağdaş, demokratik, özgürlükçü sivil ve sıfır bir anayasa yapılması mümkün değil?!..

***

Kaldı ki, AK Parti kendi başına yapsa, yine uzlaşı ve toplumsal bir mutabakat sağlanamaz.. Ve tabi ki, Cumhur ittifakı da aynı.. Onun için, samimiyet karinesi içerisinde, kendi siyasi ikballeri düşünmeden, toplumun, ülkenin ve devletin yekvücut olmasını sağlamayı üstün kılarak, bir olunması lazım!..

***

İktidarın muhalefeti, muhalefetin de iktidarı düşman bellediği, kin ve garezle baktığı mevcut yol gidişatından, öncelikle herkesin kendini azat etmesi gerekir!.. Özgür olunmalı.. Uygar, milli ve yerli bir anayasa için, herkesin önceliği şefkatli, merhametli, güven tesis edici, huzuru, istikrarı benimseyen, halkın hayat şartlarını kendi yaşam ilkesi olarak gören, anlayışın yolunu tercih etmelidir!?.

***

En önemlisi de, laikliği, dinsizlik olarak uygulayan ve de gören, kişileri kutsayan, tarihini, aba ecdadını öteleyen, bin yıllık tarihine sırtını dönen siyasi ikbalin, tarihin çöplüğüne terk edilmesi lazım..

***

Özgürlük ve eşitlik konusunda hassasiyeti olan Demokrasiyi insanca yaşam biçimi olarak gören Siyasi ve ideolojik, ırkçı, vesayetçi anlayışa karşı duran Tarafsız, objektif, şeffaf, deneyimli, hakka, hukuka riayet eden Dile, inanca, ibadete, iman şuuruna- Kurana ve Peygambere sevgi, saygı ve muhabbetle bağlı olan..

***

İşte böylesi bir fikriyatın haramında oluşturulacak ehil ve liyakat ölçüsüne sahip, kadrolarla; sivil ve sıfır bir Anayasa ancak, ikmale gelebilir!.. Kısa, öz ama herkesin bu benim anayasam diyebileceği, millet akidesi olması gerekir.. Aksi takdirde; ne özgürlükçü, ne sivil, ne de demokratik bir Anayasaya, hiçbir zaman sahip olamayız!.. Dün olduğu gibi bugün de!

***

GÜNÜN SÖZÜ

çatal dilli ideolojinin özünde, uzlaşı ve mutabakat vaki olmamıştır!..