Öyle ya…
Zana'nın Erdoğan'dan "randevu" talebi, "umutlandırmıştı"
Özellikle şiddet ve terörün bu kadar azgınlaştığı bir evrede…
Hendek ve barikat siyaseti…
Ölümler…
Sivil yaşam alanlarını "yaşanılmaz" kılan hallerin "pik yaptığı" anda…
***
Görüşme isteği…
Ve Erdoğan'ın ilk anda gösterdiği "yaklaşım" olumlu bir hava estirdi…
"Tansiyon" düşecek...
Yeniden; "barışçıl" bir rüzgârın esebileceği beklentisi oluştu…
Şiddet severler de ürktü…
Silahla hiç bir barışçıl ortamın sağlanamayacağını söyleyenler de, umutlandı…
***
Ancak görünen o ki…
Özellikle, dünkü gelişmeler…
Her şey; "ön şartlara" bağlandı…
Malum Zana "görüşmeye" dair üç şarttan söz etti…
Talepler diye..
1-Öcalan'ın koşulları..
2-Kürt bölgelere siyasi ve idari statü..
3-Rojavaya saygı duyulmalı…
***
Dün, "randevunun" akıbeti…
Ve Zana'nın "ön şartları", Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan soruldu…
Ne diyorsunuz diye?
Erdoğan'da, "ön şartlar" diyerek, değerlendirme yaptı..
"Parlamentoda yemini yapmadıktan sonra zaten böyle bir kabul söz konusu olmaz"
Yani, "Zana önce yemin edecek?"
***
Peki, "görüşmenin" muhtevasına dair şartlar?
Erdoğan…
"Kendisi bu 3 başlıkla görüşmeye gelecekse hiç gelmesin…"
Velhasıl!
Erdoğan-Zana randevusu "muhteva" itibariyle, "şartlara" bağlanıp kilinlendi gibi.
***
Hiç kuşkusuz ki..
Zana…
Parlamenter sisteme göre..
Meclis'te "vasıflı" olabilmesi için, yemin "etmesi" gerekir.
Çünkü yaptığı yemin Baykal tarafından "geçerli" sayılmamıştı…
Eğer!… "Yasama" yetkilerini kullanmak istiyorsa, Zana yemin etmeli.
Hem de ilk oturumda.
***
Görüşmenin muhtevasına dair "şartların" öne sürülüşü…
Farklı mülahazalar içerebilir..
Ancak gaye önemli..
Eğer ki; "gaye bağcıyı dövmek ise" denilecek bir söz yok..
Eğer ki, "üzüm yemek" ise!
Söylenecek çok söz var…
Çünkü hal-i hazırda "oluk gibi kan akıyor ve dur diyebilecek irade ortaya konulmuyor?"
***
Hep derim;
"Barışın yolu" silahın namlusunda değil, dilin uçunda.
Artık bir karar verilmeli..
Karşılıklı "savlarla"
Tahdit üretici siyaset diliyle..
Kızgın namluların konuşturulmasıyla; "toplumsal barışı" değil, bireysel diyalogu bile yakalamamız mümkün değil…
***
ÇİYAGER'İN DARP EDİLMESİ!
Örgüt mü?
Örgüt yandaşları mı?
Ya da, tanıdığı bildiği aile fertleri mi?
Her kim ise…
Düşüncelerini..
Yaşadıklarını..
Gördüğü yanlışları…
Beri yanda "canını" yakan hadiselerin vuku bulmasını basına yansıttığını biliyoruz.…
***
Yani..
Sebebi ve gayesi ne ise de…
Kürtçe şarkı söyleyen…
Ve "Çiyager" diye tanınan Mehmet Karakuş'un evinin önünde darp edilmesi..
İki kolunun kırılması..
Başının yarılması…
En basit ifadeyle barbarlık ve despotluktur…
Şiddetin "kurtarıcılığı" yoktur, yıkımı vardır..
***
İfade özgürlüğünden,
Demokrasiden,
Düşünce ve fikir hürriyetinden, "dem vuranların" bu saldırı karşısında "sessiz kalmaması" gerekir..
En önemlisi de; HDP ve PKK yaşanana "açıklık" getirmeli…
Bir taraftan barıştan söz edeceksin…
Diğer taraftan ifade özgürlüğüne pranga vuracaksın..
Tezat bir durum..
***
ANAYASA DEĞİŞİKLİ?
Öyle ya; dilde tüy kalmadı..
Debelenip duruyoruz..
Tek çözüm..
Sorunların çözüm reçetesi; "Yeni Anayasa!"
Her belanın,
Her musibetin sebebi de "mevcut Anayasa" diye..
***
Kim ne der bilmem..
Ama, şimdiden daha komisyon kurulmazken..
Partiler tam teşekküllü "üye" vermezken..
Su koyuvermeye başladılar… Oyalama taktiği…
Her iktidar dönemi..
Her seçim evresinde; "meze" misali…
***
Doğrusu, Türkiye siyasetçilerinin..
Hele ki, hal-i hazırdaki mevcut partiler…
"Anayasa" nizamnamesiyle alakalı, Nasrettin hoca misali…
"Dostlar alışverişte" görsün, zihninde…
***
Bilirsiniz…
Hoca.. Günün birinde ticarete heves bağlamış…
Yumurta alıp-satmaya başlamış…
1 kuruşa yumurta alırmış..
Yine 1 kuruşa satarmış..
Sormuşlar hoca, "Bu nasıl ticaret" diye..
Siz anlamazsınız.. Maksat.. Dostlar alışverişse görsün…
***
CHP, AK Parti ile barışık mı?… Hayır…
HDP, AK Parti ile barışık mı?… Hayır…
MHP, HDP ile barışık mı?… Hayır…
Ya da, CHP, HDP, MHP, Ak Parti ile barışık mı?… Hayır…
O zaman! "Aynı tas aynı hamam!"
Sizce!
TEŞEKKÜRLER
Öncelikle,
Aile büyüğümüz, değerli ağabeyim,
Sabri Büyüktimur'u,
Kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz..
Merhuma Allah'tan rahmet dilerken,
Vefatı nedeniyle, bizleri yalnız bırakmayan,
Taziyelerini bildiren,
Tüm eş, dost akraba, aile fertleri ve siz değerli okurlara teşekkür ediyoruz.
İyi ki varsınız…