Önemli bir haftanın seyrindeyiz!
Eklenme: 1/21/2013 12:00:00 AM

Bu saat itibariyle;

Artık baltaları çıkarmak yerine, gömmek gerek.

çünkü son 30 yılın kaotik ortamı, çok can aldırdı.

Kaybedilen yıllar,

50 bini aşan insan hayatının kaybı!

İşkenceler.

Ve kanlı katliamlar.

Kayıplar.

Faili meçhuller.

Dolup-taşan mabushaneler!

***

Ve asimilasyon!

Yerinden, yurdundan edilmişlik!

Yakıp-yıkma ve yağmalama!

Talan.

Düşmanlık!

Kin ve nefret tohumuyla, hizipçi düşünce!

Ekonomik alandaki zayiat, toplumsal dengesizlik!

Siyasi kirlilik.

***

Velhasıl,

çatışmalı süreçte canı yanmayan yok!

Kalmadı da.

Ülkenin dört bir yanına sirayet var.

Acı-gözyaşı!

***

İşte bu mevzunun ikmaliyle,

Kürtlerin talepleri,

Ve alanında oluşan sorunlar!

Hep ne yazık ki;

Yılların zafiyetiyle çözümsüzlük ağı içerisinde, tutuldu.

***

Siyasal,

Sosyal,

Ekonomik

Ve güçler dengesindeki inatlaşma-restleşme.

Atılan her çözüme yönelik adımı, kaygıların körüğünde tuttu.

Süreçler tıkandı-tıkatıldı!

Ortam,

Süreç ve zaman tüneli, kan akıtmaya devam etti!

***

Ve bugüne kadar gelindi.

Artık yeter!

Acılar dinsin, huzur ve barış gelsin.

Onun için de;

Baltaları çıkarmak yerine, gömmek gerek.

Bakınız;

Müzakere var; çözüm aklı var!

Ortaya konulmuş taraflarca, siyasi irade var!

Sahiplenilmeli.

***

Üçlü ittifak arayışı...

Ankara-İmralı, Kandil.

Beri yanda;

Avrupa ve pek tabi ki Kuzey Irak!

Hepsinden öte, Türkiye kamuoyu.

Ve yılların; statükocu-vesayet zihniyetinin bertarafıyla değişen devlet aklı.

***

Hepsi;

Kendi meşrebinde ve ana eksende yılların yaşanmışlığıyla bugün, değişim-dönüşümde

Deneme-yanılma payıyla!

Diyeceğim;

Mevzu hikmetiyle olgunlaştığı gibi, meşgulcüleri da, tabiri caizse aksakallı oldu!

Yani,

Teşhis de,

Tedavi de,

Hekimi de,

Meknı da, artık bilinen bir hakikat!

Yeni bir keşfe gerek yok.

***

Onun için,

Şu son beş ayın kronolojisi ve hayat ikmali önemli!

Daha doğrusu,

Hükümetin ortaya koyduğu çözüm iradesi,

İmralı-BDP görüşmesi ve ikincisine yönelik hamlenin, şifrelerini iyi okumalıyız!

Öncelikle,

Kürt sorunu,

İmralı,

Ve Kandil mevzusu, Devlet ve Hükümet ölçeğinde; artık kozmik yapı yok!

Gizli yok, her şey aleni.

***

En doğru tavır de bu olsa gerek!

Şöyle ki,

Seyrin pozitif ve negatif tepkisi anında hissedileceği için, kaygıları da, olabilecek tepkileri de, anında minimize eder!

Gerilim ve beklenti, stresini ortadan kaldırır.

***

Zaten,

Bu çözüm aklıyla, BDPnin koridora alınması, en doğru adım olduğunda herkes hemfikir!

Geç kalındı.

Önceki,

Görüşmeleri hatırlarsak.

Habur ve Oslo süreçleri!

BDP pek yoktu!

Ne müzakereler de, ne koridorlarda!

Olmadığı için de,

Kozmik bir yapı içerisinde, kamuoyuna intikaliyle infialler oluşuyordu!

Ama bugün;

BDP resmen müdahil ve katılımcı aktör!

Bu da, siyasetin elini güçlendirdiği gibi, toplumsal refleksleri de dengede tutuyor!

***

Bir önemli ayrıntı da,

Ön koşul ve şartlar ısrarının artık terk edilir olunması!

Ne İmralı,

Ne BDP

Ve ne Kandilden bu meyanda yükselen bir ses yok!

Evveliyata baktığımızda, ön koşullar havada uçuşuyordu.

Ama şimdi öyle değil.

Akılcıl bir duruş!

Bu kanıya nerden vardınız derseniz?

Şöyle ki;

Öcalanın Ahmet Türk ve Ayla Akatla yaptığı görüşme notları.

MİT Müsteşarı Hakan Fidanın basına yansıyan ifadeleri.

En önemlisi de;

Öcalanın kardeşi Mehmetle yaptığı görüşmelerde verdiği mesajlar!

***

Hepsi,

Müzakerelerin ön koşulsuz seyrettiğini teyit ettiriyor!

Hatırlarsak;

Türk, ilk görüşme sonrasında şöyle dedi:

Öcalan, kendi koşullarından söz etmedi.

Talepler ve öneriler de,

Türkiye kamuoyunda tepkiye yol açan ve hükümeti, devleti zora sokan talepler değil.

***

Aslında,

BDPde, İmralı da ve tabi ki hükümet kanadında, barışıl bir üslup hkim!

CHPnin,

Kaçak hal-i vaziyeti var ise de.

Mecliste, MHP dışında, ateşe su taşıma ağırlıkta...

Özellikle;

Silahların susması, silahların bırakılması yönündeki, beyanatlar!

Malumunuz üzre,

Daha önce özellikle BDP ve Kurmayları,

Hatta Abdullah Öcalan bile, Silahlara gerek yok denildiğinde, tepki gösterilirdi.

Dışlanırdı.

Osman Baydemir.

Geçtiğimiz yıl, dillendirmişti.

Silahlar miadını doldurmuş diye.

Vay sen misin diyen.

İşte, o vurgu da, kaygı da artık yok!

***

Evet,

Önemli bir haftaya giriyoruz.

Özellikle;

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,

DTK Genel Başkanı Ahmet Türk.

Yani BDP ve DTK.

Muhtemelen,

Hafta içerisinde, İmralıya gidip Öcalanla görüşecek.

Zaten,

Ana beklenti de, bu görüşme ve sonrasına odaklı.

***

çünkü,

İmralıdan gelecek mesaj çok önemli!

Şöyle ki,

Bu görüşme aynı zamanda alınacak mesafe ve yol haritasının şeffaflığını da ortaya koyacak.

Doğrusu;

çıkacak mesajı iki kesime hitap edeceğini düşünüyorum.

Biri; Kandile yani elinde silah bulunan PKKya.

Diğeri de; Türk ve Kürt halklarına olacak.

***

İkinci önemli, hafta içerisindeki gelişme ise!

Anadilde;

Savunma hakkının verilmesi yasası!

çarşamba günü mecliste!

Öyle görünüyor ki, haftanın diğer günlerini kapsayacak!

Pek tabi ki,

Hazırlığı tamamlanan 4. Yargı Paketi!

***

Diyeceğim;

İmralıdan gelecek mesaj,

çarşamba günkü,

Anadilde Savunma hakkının verilmesine yönelik yasanın görüşmesi esnasındaki siyasi tavır.

Yani Meclisin atmosferi.

çözüme doğru atılan adımların hızlandırılmasında önemli rol alacaktır.

***

Sonuç itibariyle;

Geri dönülmez bir yola girildi.

Sanırım provokasyonlara karşı da bir hassasiyet gelişmeye başladı.

O da göründü ki;

Artık bir iki provokatif eylemle bu süreç tıkanmayacak gibi.

Buarada,

AK Partili Mehmet Ali Şahin dün beyanat verdi.

Dedi ki,

Paristeki suikast gibi, Almanyada da provokatif girişimler olabilir diye.

Yani, sağduyu, metanet ve akılcıl bir politikayla artık gidilmeli.

Taraflardaki kararlılık sekteye uğmamalı.

Tabi çok önemli bir nokta var;

O da Kürt halkının çözümü bu kadar çok isteyen siyasi iradeyi ve aktörlerini kollaması lazım.