ÖNÜMÜZÜ GÖREMEZ OLDUK!
Eklenme: 2/10/2010 12:00:00 AM

Bilmem farkında mısınız?

Son günlerde Ankara'da 'akıl-almaz' hadiseler yaşanıyor.

Olup-bitenler ortalığı öylesine dehşetli bir şekilde bozuyor ki; 'her şey' toz duman.

Daha doğrusu 'kimin' ne yaptığı ve neye hizmet ettiği anlaşılmıyor.

'Suni' bir körükleme söz konusu.

Bakın!

Seçilmişlerin Meclis çatısı altında 'sergiledikleri' siyasi duruş.

Yumruklar mı, küfürler mi, belden aşağı 'suçlamalar mı?

Mahalle kavgası mübarek.

***

Meclis'teki aktiviteleri 'kim kimi?' nasıl bir kuytuda yakalar kollaması.

'Tenha bir yerde seni bi yakalasam'.

Vekiller böyle. Ya Parti Liderleri.

'Sükûneti' sağlamaları gerekirken 'ateşi' körüklemektedirler.

Birbirlerine öylesine dehşet-engiz bir 'siyasi' kin beslemektedirler ki;

'Bir metre yaklaşırsan' yakarım.

Anlayacağınız; ciddi manada 'mecralarından' sapmışlar.

Tıpkı son model arabanın direksiyonuna 380 promil alkollü oturan sürücü gibi.

Yalpa yapıyor. Vurdu vuracak.

Ve bu sürüşü 'trafiğe' açık alanda icra ediyor; yani her an bir yere 'toslayabilir'

***

Bilirsiniz!

Salı günleri Meclis'in 'curcuna' günüdür.

Çünkü bu günde; Parti grup toplantıları olur.

Parti liderleri de 'kürsüye' çıkıp 'siyasi' düşünceleri açıklarlar.

Tabi herkes birbirini kollayarak. Kürsüden birbirlerine laf attıkları gibi;

Cevap ta verirler.

Dün AK Parti, MHP, CHP ve BDP'nin grup toplantılarını izledim.

Ajanslardan gelen 'yazılı' bültenleri okudum.

Ne maharetli laflar var.

***

Ama ne yazık ki;

Ülkenin ve milletin 'acil' çözüm bekleyen sorunlarıyla alakalı.

Yılların 'kanayan' hadiseleriyle ilgili.

Açlığı, yoksulluğu, işsizliği, eğitimsizliği.

Dahası!

Güneydoğu'da 30 yıldan buyana 'alev' topu gibi; sönmeyen 'Kürt sorunu'.

Bir de bu eksende 'siyasal' iktidarın gündeme getirdiği çözüme yönelik 'Açılım'.

Allah için! Tek bir 'satırlık cümle' dahi bahsedilmemiş.

Muhalefet! Evlere şenlik.

***

Bahçeli 'tehdit' savuruyor!

Bundan böyle Meclis'te MHP grubunun bulunduğu sıralara bir metre 'yaklaşan' görür.

Deniz Baykal, 'iftira' atıyor.

Fransa Başbakanı Başbakan Erdoğan'ı aramış; 'Başörtülü' eşini sakın getirme?

Başbakan Erdoğan ise; 'Biz faşist değiliz' diyor.

Demirtaş'ta;

''Toplum, 'İnşallah AKP bizim için bir açılım yapmaz' diye dua ediyor. Çünkü felaket getiriyor''

Velhasıl; al birini vur ötekine.

Ülke ve millet olarak 'önümüzü' göremez hale geldik.

***

Bakınız!

Her ne kadar 'çatlak' sesler hasıl olduysa da;

Ülke yekvücut vaziyette 'Kürt Açılımına' sıcak bir yaklaşım gösterdi.

'Artık kardeş kanı akmasın, ne dağdaki gencin 'annesinin' yüreği yansın.

Ne de şehit olacak askerin annesinin yüreği yansın.

Barış ve kardeşlik 'atmosferi' gelişsin; 30 yıldan buyana yaşanan 'mevzu' çözüme doğru yelken açsın.

Bu eksende bir dizi toplantı, görüşme ve organizasyonlar gerçekleştirildi.

Ama bugün!

***

Suni hadiselerin yarattığı girdapta 'açılım' unutuldu?

Ne 'Milli Birlik' projesi, ne de Devlet projesi.

Ne de 'Kürt Açılımı?'

Toplumda ciddi manada bir düşünce üremeye başladı.

'Çözüm' hamlesi samimiyete dayalı değil miydi?

Doğrusu; şu anki görüntü 'her şey' rafta görünüyor.

***

Tabi!

Burda; mevzuu çözüm noktasında 'Namus Meselesi' olarak gören Siyasal İktidar 'tek suçlu' değil.

Birçok düşünürün de ifade ettiği gibi;

'Her kesim' suçlu.

Muhalefette, Medya'da, Kanaat Önderleri de, 'kendisini' sorumlu gören herkes; burda pay sahibi.

Sonuç!

Şu içi boş hadiselerin 'etrafında' dönmeye artık son verilmeli.

Şöyle ciddi manada kendimizi 'silkelemeliyiz.

Kalınan yerde 'yeni bir düşünce ve yeni bir hamlenin' enerjisiyle; 'Bismillah' diyelim.

Ve gerçekleri, aciliyet isteyen sorunları 'konuşmaya' başlayalım.

Bırakalım; 'densizlik' içeren cümleleri üreten 'siyasi ifadeleri'.

* * *

AYDA BİR!

Sizlerden ve Söz TV izleyicilerinden gelen 'yoğun istek ve öneriler' noktasında;

'Ayda bir' program ve yazı dizi çalışması başlattım.

Yani; bundan böyle 'her ay' kentin bir simasına 'konuk' olup, onunla sohbet edeceğiz.

Gerek temsil ettiği camia ve gerekse kentin kendileriyle alakalı hadiselerini konuşacağız.

Tartışıp, sizlerle paylaşacağız.

***

Dün itibariyle 'Bismillah' deyip; ilk 'Ayda Bir' ismini verdiğimiz 'program' Söz TVde yayınlandı.

Ve yazı dizisinin ilk bölümünü de bugün yayınladık.

Konuğumuz; İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu idi.

Diyarbakır'ın 'sosyal, ekonomik, kültürel' kısacası her hadisesini 'satır başlarıyla' konuştuk.

En önemlisi; 'Demokratik Açılımı' ciddi manada sohbet konusu ettik.

Kürt Sorununun çözümüne yönelik 'açılım' samimiyet içeriyor mu, içermiyor mu?

30 yıldır var olan hadiseyi 'Bir insan' olarak ve Devletin bir Valisi olarak 'nasıl bakıyorsunuz?' cevabını aldık.

Mülakatın ilk bölümü bugün yayınlandı.

***

İnanıyorum ki; bu 'Ayda Bir' hasb-i hal çalışması; Diyarbakır'a ve bölgeye 'yeni ufuklar' açacaktır.

Tabi ki; bu da sizlerin desteği ve önerileriyle olacaktır.

Önümüzdeki günlerde 'bu çalışmayla' alakalı sizlerle sohbetlerim olacak.

Bir de 'konuklarımızla' yaptığımız sohbette 'aldığımız' notları birlikte analiz edeceğiz.

Pozitif ve negatif yönüyle.

Anlayacağınız; kapsamlı bir çalışma.

Şimdilik 'Ayda bir' diyoruz.

Zaman farklı düşünceler üretip, 'zaman süresini' düşürebilir?