Paket, her şey değil!
Eklenme: 9/28/2013 12:00:00 AM

Ahali olarak, geri sayımdayız!

Öyle ya...

Pazartesi tarihi bir gün olacak.

"Demokrasi Paketi" açıklanıyor.

Zamana;

48 saatten az bir süre kaldı.

Hal-i hazırda

Toplumun her kesimi "pür" dikkat kesik!

***

Pandoranın kutusunda ne çıkacak diye?

Paket, üç dilde açıklanacak.

Türkçe, Arapça ve İngilizce!

Neden, Kürtçe de değil.

Ve bizatihi Başbakan Erdoğan detayları kamuoyuna aktaracak.

Doğrusu, ilk ikmale geldiği gündün buyana.

Özellikle içerik bazında;

"Ser verip, sır vermeme" politikası izlendi.

***

Bence iyi oldu.

Bu da haliyle ciddi bir "beklenti" ve merak geliştirdi.

Tabi aynı zamanda;

Mulahazalar açısından da tartışma üretmedi değil.

Üretti.

***

Evet.

Her ne kadar.

Kamuoyunda, konuşulan üzerine mülahaza edilen bazı maddelerden söz ediliyor ise de.

Varlık ve maddelerin ifade şekilleri; kesinlik açısından meçhul.

Zaten bir kaç maddeyi de geçmiyor, konuşulanlar.

Onlar da ne derseniz?

***

* Parti kapatma zorlaşacak.

* Başörtüsüne kamusal özgürlük ve yasal güvence sağlanacak.

* Yer ve coğrafi bölgelerin isimleri iade edilecek.

* Darbecilerin "isimleri" kamu meknlarından, silinecek.

* Anadilde kamu hizmetinin yolu açılacak.

* Anadilde özel okullarda eğitim verme imknı yaratılacak.

* Devrim yasaları değiştirilecek.

* Terörle Mücadele Kanununda değişiklik yapılacak.

* Uzun tutukluluklar son bulacak.

***

Ha bir de.

Ruhban okulunun açılma kararı.

Seçim baraj..

Partilerin hazineden pay alımı.

Tabi.

Konuşulan ve mülahaza edilenler bunlar mı?

Pek tabi ki değil.

Paketin muhtevasında, daha "önemli" maddeler de var.

çünkü görüntü ve hükümetten gelen sinyaller bu yönde.

***

İyi, güzel..

Pek de hoş!

Ama yeter mi, "yetmez".

Onun için de;

Paket "her şey" demek değildir..

İşte bu düsturu doğru bir yaklaşım olarak görüyorum!

***

Hatırlarsak.

12 Eylül'deki referandumu.

26 maddelik, "Anayasa" değişikliği.

Siyasi "polemikler" ve tarafgirlik ayrı..

O gün de demiştim.

Referanduma "Evet".

Ama yarınların, "güvencesi" için yetmez.

Dahası gerek.

Bugün için de geçerli tezim.

"Paket" içeriğini bilmiyorsak da, evet ama yetmez.

***

Yansıyan bölümlere baktığımızda.

Hiç kuşkusuz ki.

Türkiye açısından,

Halklar,

Ve haklar bazında önemli "demokratik" kazanımlar söz konusudur.

Hayat bulmayla, her şey dünden daha iyi olacak.

***

Bir tartışma var.

Demokratik Paket, "sürece" endeksli diye.

Elbette ki, "endeksli".

Ama bu tamamen, "sürece" bağımlı değil.

Görmekte yanlış.

Yol haritası açısından.

Barış seyrinde olabilecek, "tıkanıklığı" giderecek, bir paket diye görülmeli.

Ki ben öyle görüyorum.

***

O nedenle.

12 Eylül 2010'daki referandumu örnek verdim.

O maddeler.

Türkiye'nin bugünkü zihniyete getirdi.

***

Derim ki,

Kürtlerin "talepleri ve sorunları".

Silahın.

çatışmanın son bulması.

Barış.

Ve statü kazanımı, ülkenin demokratikleşmesiyle mümkün.

Bir paketle değil.

Bunun, "Anayasa" evresi var.

Cemil çiçek itiraf etti, "Anayasa" rafa kaldırılıyor diye..

***

Onun için..

Bu paket, "çözümün" tümü değil.

çözüm seyrinde, "yol" açıcı..

***

Eee.

Belli tabular var.

Hele ki, Ergenekonvari oluşumların diş bilemesi.

Muhalefet.

Ortadoğu'daki dengesizlik.

Türkiye'nin, "büyümesini" kıskananlar.

***

Velhasıl.

Pusudakileri "boşa" çıkaracak, adımların güvencesi önemlidir.

Bu da, Türkiyenin daha bir "demokratikleşmesiyle" mümkün.

O nedenle.

Tabular yıkıldıkça.

Kamu.

Ve uygulayıcılar "vesayetlerden" arınıp-kurtuldukça.

***

Gerilimler düşer,

Demokratikleşme kazanım elde edilir.

Tıpkı.

Teşhisi konulmuş, hastalığa uygulanan reçete gibi.

Hapını,

İğnesini de, yeri ve zamanına göre, vermek gerekir.

***

Yoksa, hapı yutar.

Hastaya reçetedeki "tüm" ilaçları birden alırsa.

Alınacak sonuç; "zehirleme ve ölümdür".

Pek tabi ki.

İlacı bir gün verip, on gün vermez iseniz.

O zaman da hastalıktan kurtuluşu mümkün değil.

Hasta, her geçen gün kötüleşir!

***

İşte bende,

Demokratikleşme paketini de, "doktorun hastasına" verdiği reçeteye benzetiyorum.

Önemli olan.

Bu saat itibariyle paketin içerisindeki "demokratikleşmeye" güven tesis edicilik.

***

Şöyle ki.

Demokratikleşme için,

Kurumsal iyileşme,

Zihinsel dönüşüm hayat bulmaz ise gerçekleşmesi mümkün değil.

Olacağı değişiklikler "ataerkil" zihniyete eklemlenen, otoriter zihniyette harmanlanan, "tahakkümler" manzumesi olur.

Ki maazallah.

Dünden daha kötü oluruz.

***

Bir okurumun;

Bu mayandaki bir ifadesiyle yazıya nokta koymak istiyorum.

Diyor ki.

Demokratikleşme,

İçerik.

Ve anlatılanlar önemli.

Ama önemli olan; "demokrasi" içerisinde zihinsel değişim ve dönüşümdür.

***

Ama şunu da bilelim.

Hani çare demokratikleşmede diyenler var ya.

Ha onlar.

Hadi.

Demokratikleşme deyince "ipe un serdiklerini de" görüyoruz.

Bunları da, iyi bilmeliyiz.

Zihin eleğinden de geçirmemiz gerekir.

***

Evet.

Türkiye bu seyirde, önemli mesafe kastettiğini söyleyebiliriz.

Yoksa.

Hal-i hazırda, bu kadar "geniş bir yelpaze" seyri olur muydu?

Mümkün değil.

Onun için.

Zihniyetteki değişiklik,

Demokrasideki güçlenme,

Ahalideki dirayet ve gayret, "çağlar ötesi" değişimi ikmale getiriyor.

Tehlike yok.

***

Velhasıl diyeceğim şudur ki..

Paket'e

Evet,

Demokratik koşullara

Evet,

Talep ve isteklere,

Evet,

Ama yarınların güvencesi için, "yetmez, biraz daha".