PARTİ KOZLARI?
Eklenme: 2/3/2014 12:00:00 AM

Seçime iki ay kaldı.

Meydanlar bir hayli "ısınmaya" başladı.

Adaylar da, "oy güreşine" girmiş-giriyorlar.

Yani, hareketlilik o biçim!

Diyarbakır'da, "alan" aktivitesi de gümbürleşecek!

***

Eee!

Artık, iş "siyasi" malzemelerde.

Özellikle; "rakip" muhalefetin politikasında.

Rakibe karşı kullanılacak "koz" çeşidi ne olacak?

Doğrusu bu seçim de "bolluk-bereketlik" var bu meyanda.

***

Ne, muhalefetin,

Ne de hükümetin hal-i hazırdaki durumda "sıkıntısı" yok.

Maşallah!

İki taraf için de, "nokta vuruşu" bol görünüyor.

Kullan kullan bizmez!

17 Aralık'tan başka..

Gezi eylemlerine kadar.

Süreç için de, "söylenen" sözler var.

***

Diyarbakır için!

Şimdilik, "kozlar" hanesine kapsamlı girmek istemiyorum.

çünkü "henüz" rakipler cesaret göstermiş değil.

Nasıl bir; "vuruş" tekniği ve "gerekçeler" kullanacaklarına ilişkin.

Netlik yok, nette değiller.

***

çünkü.

BDP Adayları da,

AK Parti Adayları da..

Hali hazırda "karşı hamlelerde" şimdilik imtina ediyorlar.

Tabi böyle devam mı edecek?

Yoksa, finişe kısa süre kala "kontra ataklar" olacak mı?

Göreceğiz!

***

Hiç kuşkusuz ki seçim bu!

Seçim meydanın da "herkes" al banisini ortaya koyacak.

Rakibinin de, "rüküşlerinden" söz edecek.

Ki, sandığa gidişte "taraftar" çok olsun diye.

Seçimin ruhunda bu var.

***

Doğrusu!

BDP "ülke siyasetiyle" yerelde harman kuracak.

Eee.

AK Parti yerelde yok!

Olmadığı için de "belediyecilik" anlamında BDP hedef alamayacak?

Genelden; "yüklenecek" Ak Partiye!

***

Ama!

AK Parti, "tam aksine" yerelden vuracak!

çünkü BDP Diyarbakır dhil.

Bölge'de "yerelde" iktidar.

Bu nedenle.

Eleştirisel okların tümü "belediyecilik" üzerinden gelecek.

Bu da, AK Parti için "avantaj" BDP için de, "dezavantaj" diyebiliriz.

***

Anlayacağınız!

BDP ve AK Parti arasındaki "çekişme".

Seçim meydanlarındaki, "düello".

BDP için; "genel" siyaset,

AK Parti için "yerel" siyaset ana ilke olacak.

İkisi için de; "malzeme" çok.

Haydi bakalım!

***

Tansiyonu geren noktaya gelirsek!

Hüda-Par ile BDP!

Hali hazırda malumunuzdur, hayli gerginler

Özellikle, Lice olayı.

İlk gün ifade ettim.

Bu saldırı şekil ve mekn olarak "provokatif" bir hadisedir.

Gaye.

Bölgeyi, "yeniden" çatışma alanına çekmek!

***

Ajan vari bir durum.

Hakikatten;

İki tarafın da, "vakalar" üzerindeki yorumları.

Birbirlerini "suçlayıcı" beyanları.

"Ateşe körükle" gidmeden öteye gidilmiyor.

Açıkçası, "ifade şekilleriyle" korkutuyorlar.

***

Tansiyon düşürülmezse!

Karşılıklı, "sağduyu" ikmal edilmezse.

Seçim iki taraf için "aksiyonlu" geçecek.

Bizden uyarı.

Ne demişler; tarihten ders almak lazım!

Tabi ki iki taraf için.

Geçmişte "birbirine" kırdırma faturası ne kadar ağır ödetildi herkesin malumudur.

***

Onun için!

Ajan vari söylem.

Provokatif eylem.

Şer dokuların, değirmenine su taşımaktan öteye bir uğraş değil.

Katıldığım Uzay tv programında da ifade ettim!

Bir kez daha, tekrar ederek!

BDP'de,

HÜDA-PAR'da öncelikle şunu bilmelidirler.

***

Bu halk.

Bölge insanı.

Kürtler.

Özellikle; "siyasi" yapılar için.

Artık "şiddet" üzerinden prim yapmak isteyeni istemiyor.

Tahammülü de yok!

Teveccühü de olmaz.

***

Bu hakikatle;

BDP de,

HÜDA-PAR'da, demokratik seçim rotasında olmalılar.

Tercihsel, "siyaset" argümanları kullanmalılar.

Oy "artırma" gayretinde iseler.

Kendilerini.

Ve Yereldeki hizmet zihniyetini öne çıkarmalılar.

Kavgayı-çatışmayı, intikam duygusunu "körüklemekle" değil.

***

Yani, Projelerle.

Yapmayı düşündükleriyle gündeme gelmeleri lazım

Böylesi bir siyaset.

Özellikle; "Kürt sorunun" çözümüne yönelik atılan adımlar başta olmak üzere.

Sürece.

Ve Demokratik gelişime "büyük" katkı sunar!

Aksi takdirde kaybeden herkes olur.

***

Sonuç itibariyle derim ki!

Diyarbakır için;

Katılımcı,

Demokratik,

Özgürlükçü,

Eşitlikçi,

Dayanışmacı,

çok sesli ve çoğulcu,

Şeffaf, hesap veren yerel bir yönetim şart.

***

Kaynakları etkin şekilde değerlendiren,

Üreten,

Onu paydaşlaştıran yönetimler gerek.

Rant odaklı siyasal ve yönetsel anlayıştan uzak,

İnsan odaklı,

çevreye ve doğadaki tüm canlılara saygı duyan,

Koruyan,

En önemlisi "Kent milliyetçiliğini kültürleştiren,

***

Sosyal-ekonomik,

Kültürel,

Velhasıl "Amedi" yaşanır kılan anlayışı öne çıkaran "zihniyetin" prim yaptığı bir dönemdeyiz!

Aksini düşünen, bilsin ki sonu bedbahtlıktır.

Boşuna söylenmiş bir söz değil; "Keskin sirke, küpüne zarar verir" diye.