Yapılması gerekenler belli.. Yeter ki, samimi, ihlaslı ve çözüme odaklı, bir irade vücut bulup, söz sahibi olsun.. Vaki olan; hasımlıktır, uzlaşmazlıktır, paylaşımsızlık.. Yani, insanı ve vicdani yönü kadar, hak, hukuk, adalet, eşitlik ve serbestiyetteki zafiyet ve keyfiyetin hükümran oluşudur meselenin temel nedeni?..
***
Yoksa, Bismilde iki aile gözü dönmüş, cani ve vahşice birbirinden 9 insanı katledermiydi?.. Ya da, bir kaç yıl önce, Silvanda 8 insan tarlada kurşuna dizilmiş vaziyette öldürülürmüydü?.. Kardeşi kardeşe, babayı evladı, amcayı yeğenlere, kuzenleri birbirine; kırdıran meselenin özünde mal ve mülk adaletsizliği yatmaktadır?
***
Ne diyor aile fertleri!.. 380 dönümlük arazi, 70 yıldır davalık.. Ve 70 yıldır adalet tecelli edip, hakkı olana hakkını vermemiştir.. Bugün git, seneye gel!.. Dile kolay; Adaleti temsil eden ve dağıtan bir mahkeme 70 yıldır sonuca erdiremediği bir hukuktan söz ediyoruz.. Haliyle çıkacak sonuç; hukuksuzluk olmaz mı?
***
İşte bu hukuksuzluk ahalideki sirayetle acı hadiselerin, ikmale gelmesine neden oluyor.. Bir de idaredeki zafiyet ve muafiyetler zinciri kendini otoriterleştirince!!.. Vatandaşın can ve mal güvenliğinden sorumlu, kurum ve kişilerin de sistemden kaynaklı, menfaatle ilişkili politize olmuşluk, kendine serbestiyet kazandırınca; vaziyet ne halin varsaya dönmenin de ötesine geçer!!..
***
Nitekim, şiddetin, cinayetin ve kavgaların yarattığı kan davası hadiseleri de buradan üremektedir.. Bölgedeki husumetlerin ekseriyeti, arazi paylaşımındaki anlaşmazlıklardır.. Demem o ki, mevzu her yönüyle sosyolojik bir travmadır?.. Ve yılların sirayeti ve çözümsüzlüğüyle; kendi hukukunu kendin, kendi çözümünü kendin ikmal eder hale gelir..
***
Ki yaşananlar ve yaşatılanlar, gelinen aşamaların tümü bunun bariz tespitidir.. Kaf dağını aşmaya gerek yok.. Yazı girişinde, kısa bir tanım getirdim peki neler yapılması gerektiğine ilişkin!.. Evet, Samimi, ihlaslı ve çözüme odaklı akıl devreye sokulmalı!.. Şöyle ki;
***
BİR Tapu Kadastro Mahkemeleri sil baştan kanunlarıyla, nizamlarıyla ve görevlileriyle birlikte; değişmeli!.. Özellikle hakimler arazi anlaşmazlıklarıyla alakalı, branş eğitimine ve tecrübesine sahip olmalı.. Yeni mezun olmuş, hukukçular olmamalı.. Ve mahkeme heyetleri; rotasyona ya da bölgesel derecelendirmeye tabi tutulmamalı.. Branşlı hakimler yetkilendirildikleri illerde; uzun süreli görev yapmalı?! çünkü, atanan hakim daha dosyanın içeriğine vakıf olmadan, tayin alıyor ya da tayini çıkıyor?!
***
İKİ Mahkemelerin karar aşamaları hızlı ve adil, köklü çözüme odaklı olmalı.. Davalar onlarca yıla sirayet etmemeli.. Hiçbir dava keşifsiz olmamalı.. Yerel mahkemenin verdiği karar İstinaf veya Yargıtayda, ivedi şekilde, sonuçlandırılıp, kesin hükme bağlanmalıdır.. En önemli etken de, arazi davalarındaki mahkeme kararı ve tutumu, yerel kolluk kuvvetlerine tüm aşamalarıyla bildirilip, anlatılmalı ki; sahada da bir hukuki düzen sağlansın..
***
Üç Tapu Kadastro Mahkemelerinde hakim, savcı ve diğer görevlilermaddi yönleri yüksek olan arazi davalarında olabilecek, gayri ahlaki işlerin vücut bulmaması yönünde; sosyal güvence sağlanmalı.. En barizi; maaşları yüksek tutulmalı ki; temas edici bir düşünce, kendilerinde peyda olmasın.. En düşük görev süresi; 10 yılla sınırlandırmalı.. Karara bağlanan davalarla alakalı; teşvik edici döner sermaye misali imkan tanınmalı..
***
DÖRT Köylerdeki tarıma alanı olarak kullanılan hazineye ait arazilerin de ivedi bir şekilde; zillet ve ecrimiş kullanımı gözetilerek, paylaşımlar resmi bazlı kayıt altına alınması gerekir.. İhtilaf çıkmaması adına, istimlak edilerek, köyde ikamet edip, arazisi bulunmayan, aile fertlerine dağıtılarak, adil bir ortam oluşturulsun.. Ve; çok hisseli davaların de birleştirilmesine önem verilsin.? En önemlisi de, duruşma tarihleri yıllarla belirlenmesin, aylar bile çok..
***
BEŞ Tapu Kadastro Mahkemelerinin kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttüğü faaliyetlerle alakalı şahsi mülklere olan tecavüz, işgal veya kullanım noktasında, tarafgir bir tutum içerisinde, karar verici olmamalı.. Adil bir tutumla; hem mal sahibi hem de maliki ile mirasçıları dahil olmak üzere; onların da hakkını, hukukunu gözeterek, günün şartlarını ve arazi değer ölçüleri göz önüne alınarak, bedel ödenmeli..
***
ALTI Aileleri ziyaret edip, başınız sağ olsun, allah başka acı göstermesin sözleri çözüm getirici değil.. Adalet, İçişleri, Tarım ve Aile Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı koordinasyonunda.. İllerde Valilik, Kaymakamlık, Belediyeler, Emniyet ve Jandarma ile İl Müftülükleri.. Bölgenin din alimleri, şeyh, molla, akil insanlar, hatırı sayılır sivil toplum örgütleri Nedeni ve sonucu her nasıl olmuşsa; tüm husumetlere, kan davalarına ve anlaşmazlıklara odaklı operasyonel bir sulh sağlama seferberliği başlatılması gerekir..
***
YEDİ Önem arz edici; Aileler arasında sağlanan ve ilk etapta anlaşmaya varılan barış sürecinin uzun bir süre takip altında tutmaları gerekiyor..Oldu bitti denilen bir çok davanın yeniden; kan akıttığını görüyoruz.. Hatta sulh sağlanan ailelere; güven ve teminat ölçeğinde, bazı aileler vekil, şahit olarak ilan edilmeli ki; oto kontrol sistemi kendi mahallesinde sağlansın..
***
SEKİZ Diyarbakırda son yıllarda siyasetin ve feodalitenin gölgesinde himaye gören arazi mafyasına; devlet kurumları tavizsiz şekilde tüm haşmetiyle dur demesi gerekir.. Bu minvalde mahkemelerde onlarca dosya bulunduğu gibi, yüzlerce kişi de cezaevinde, onlarca aile ve kişi de zulümlerine uğrayarak, mağdur durumdalar.. Devletten satın alınan araziyi bile; silah tehdidi ve vurmayla el koyup işgal edenler var.. Bunların da ivedi şekilde; çözüme kavuşturulması lazım..
***
DOKUZ Gerek mevcut bahsedilen hadiseler ve gerekse de terör ve terörizmin ürettiği bireysel, ailesel, bölgesel silahlanmaların da önüne geçilmesi gerekli.. Bir çok ailenin bölgede; terörle mücadele adı altında, köy koruculu ya da gönüllü koruyucu kimliği altında elde ettiği silahı; bu alanda otorite kurma adına kullanıyorlar. Nitekim iddia ediliyor; Bismilde iki tarafın elindeki silahlar, devletin silahları imiş?..
***
ON Sonuç itibariyle; Diyarbakır başta olmak üzere Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak ile Batman yöresinde ağırlıklı olarak yaşanan ve yaşatılan arazi odaklı husumetlerin ulaştığı nokta; terörden beter bir yayılma gösteriyor.. Onu alınmaması halinde; eldeki silahların maganda gücüyle daha nice ölümlere, katliamlara, ailelerin per-ü perişanlığıyla yüz yüze geliriz!.. SULHa ve İTİDALa, SAĞDUYUya, AKLİ SELİMe ihtiyacımız var.. Yapılması gerekenler bunlar..
***
GÜNÜN SÖZÜ
Bekanın konuşulmadığı ortamda, sulhun sağlanması beklenilemez..!
Failed to load the video