CHPnin polemik üretici siyasetinin maşallahı var!.. İbre eksiye inmiyor.. Tam hız, pikte!.. Ama kendi içinde; çatışıyor!.. Zafiyetler ve keyfiyet, o biçim hava solduruyor!.. Her ne kadar dışta bir iktidar arayışı görünse de özünde, parti içerisinde bir iktidar oyunu daha bir aktiflik almış.. Enva-i tezgah, desise ve plan organizasyonları söz konusu!?..
***
Malum parti içerisinde taciz ve tecavüz hadiseleri artık sıradanlaştı!!.. Pek umursayan yok, kim kime ne yaparsa... Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet çarkında en taze hadise Bilecik Belediyesindeki yolsuzluk ve rüşvet vakası olsa gerek!.. Ki yargıda, tutuklananlar kim?.. Diğer belediyelerdeki soruşturma ve teftişler.. Teşkilatlardaki iç hesapların düze çıkmayışı!!!
***
Ve son halka, İmamoğlunun karla mücadeledeki başarısızlığının faturası İstanbullulara yaptığı zulüm, yaşattığı işkence bedeli tazeliğini korurken! Bu yetmezmiş gibi, Büyükelçiyle rakı balık keyfiyetinin faturasındaki fahiş fiyat!, bu kez gündemi meşgul ediyor!.. 4 Kişilik yemeğin bedeli; 48 bin lira gibi yüksek bir meblağla, faturalandırılması!.. İmamoğlunun cebinden mi, belediyenin cebinden mi çıktı, sorusuna yanıt aranırken!
***
Tabu İmamoğlu diyor ki, yediğim yemeğin iznini Parti liderimi ne alakadar der çıkışı da, yeni... Tüm bunlara ek olarak, Parti Lideri Kılıçdaroğlunun lüks oteldeki serüveninin deşifre olması.. Trolü video çekimlerinin faturasının kamuoyuna yansıması Geceliği 100 bin lira olan lüks otelde, sosyal medyayı trolleme adına; Parti Gençlik kollarının video çekimi yaparken, yakalanması!! Ve daha neler neler?..
***
Sedef Kabaşı tutuklamaya götüren o konuşmasının videosu halen, elden ele geziyor!.. Ki onun gibi niceleri, her gün, günün her saatinde Cumhurbaşkanı Erdoğana hakaretler eksilmeyen cümleleri kurmaya, devam ettiği aşikarken!..
***
Yani, CHP bunca kusuru, kabahati, gayri ahlaki hadiseleri var iken, Cumhurbaşkanı Erdoğanın Trabzondaki toplu açılış kürsüsüne çıkan 9-10 yaşlarındaki çocuğun, konuşmasına sarılmaları.. Ve bu konuşmayla kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterip, suçlarını örtbas etmelerine gülünür mü ağlanır mı? bilemiyorum!..
***
İki gündür bu çocuk, CHPnin sözcülerinin ağzında, sakız misali çiğneniyor!.. Nasıl olur da bir çocuk, kürsüye çıkıp Kılıçdaroğluna hain der?!.. Bu bir istismardır, çocuk istismarıdır, çocuk siyasete alet edilemez!!.. Gibisinden, okkalı ve süslü sözcükler, sıralanıp duruluyor!..
***
Öncelikle şunu net ifade edeyim!.. Siyasete çocukların alet edilmesi, yaşı 10 dahi olmamış bir çocuğun politize olması ya da edilmesi, oy devşirme, duygu sömürüsü, rakip siyasetçiyi yerme gibi; söylem ve eylem geliştirmede figüran olarak kullanılması, makul görülemez.. Kabulüm de değil!
***
Ama velakin!.. CHPnin O çocuğun ettiği lafın ipine sarılarak, kendini suret-i haktan gösterip, yukarıda kısmi olarak arz ettiğim kusurları, kabahatleri, suçları, gayri ahlaki icraatlarını gizleyemez!?. Hele ki, CHPnin kuruluş tarihinde Sultan Abdulhamiti tahtan indirme adına yüzlerce çocuğu yürütüp, hain sultan çığırtkanlığını yaptığını, unutmaması lazım?!
***
Özetle, demem o ki! Hal-i hazırda CHP cephesindeki işleyiş polemik üretici siyaset!.. Ki, iktidarı eleştirmekten öte henüz, ülke ve millet için, yarınlar adına ortaya koymuş olduğu somut, elle tutulur, gözle görülür, hissedilebilecek bir program ortaya koymuş değil.. Kişiler ekseninde çekiştirme, ayrıştırma, sen-ben kavgası üretiliyor!
***
Gönül isterdi ki, CHP!.. Ya da muhalefet cephesi, toplumun temel sorunlarına odaklı; siyaset üretebilseydi?.. Dahası, iktidara alternatif olabilme güvene ve istikrarını ortaya koyabilseydi!.. Ama nafile bir uğraş var.. Bir kutuplaşma, bir hizipleşme, bir ayrışma, bir ötekileştirme siyasetinin kısırlığı içerisinde; kendiyle cebelleşiyor!
***
Hasılı kelam! Kendiyle barışık olmayan ve iç dünyasında hep kumpasların gezinti yaptığı bir siyasetin, ülkenin yönetiminde söz sahibi olması halinde, milletin hal-i durumu nice olur?!.. Böylesi bir keyfiyetin ve zafiyetin devlet idaresine sirayet ettiğini, düşünsenize!.. Vay ki vay!..
***
ŞU Üç HUY VAR YA!..
BİR Kendi utanç verici halini görmeyip başkasındaki aynı kusuru görüp; onun üzerinde debelenip durmayı marifet saymak!..
***
İKİ Kendi utanç verici halini görmeyip, başkalarının aynı durumundan utanç duymaya, meyil vermeyen tavır içerisinde olmak..
***
Üç Nefsini şahsileştirip, oturup kalktığı kimselere sıkıntı vermekten keyfiyet alanın, ben liderim diktasında bulunması!..
***
çÖZÜM Peki ne yapmalıyız!.. Yapmamız gereken basit Kendi kusurlarımızı göreceğiz ve ondan kurtulmayı birinci şart olarak, idrak edeceğiz.. çünkü kusur bilindikten sonra tedavisi kolaydır.
***
Biz başkalarının değil, kendimizin hesabını vereceğiz. Başkalarında görüp de kızdığımız, beğenmediğimiz halleri kendimizde bulundurmamaya ve yaşamaya özen göstereceğiz!..
***
ŞU EGO VAR YA ŞU EGO!
Ne melem bir huydur şu ego!.. İnsana ümitsizlik aşılatıyor Yoksa, masanın etrafında oturmanın düzeni tartışma konusu olur muydu?!.. Düşünsenize, bir araya gelip nasıl oturacaklarına dair karar verememişler iken.. Cumhurbaşkanı adaylarını daha netleştirememişken İttifaklarında kim var kim yok; meçhuliyeti hasıl iken..
***
Ülke ve millet için neyi düşünüyorlar, neleri yapacakları gizemlilik içeriyorsa!.. Böylesi bir oluşumun cephesinden ürkmemek, kaygılanmamak elde mi?!.. Ya iktidara böylesi bir ego hakimiyeti gelirse.. Biliyorum diyeceksiniz ki; sen o zaman gör curcunanın kralını?..
***
DOĞUM GÜNÜM!...
Önceki gün, güne kırılgan başladım.. Gergin, sinir halim artıda, tansiyon yüksek, hareketlilik fazlaydı.. Ancak günün önemi ve takvim yaprağındaki, tarih benim için anlamlıydı.. Doğum günümdü.. 60ın merdivenine girmiştim! Bu yaştan sonra doğum günü mü olur der gibi!.. İş yoğunluğu, gece de televizyonda canlı yayın programı, derken gün bitti!.. Tabi gün içerisinde sosyal medya, telefon ve gelen nice yıllara mesajı yok değildi, yağmur misali.. Tüm dostlara, sevenlere teşekkür ederim.. İyi ki varlar..
***
Tabi, gece yarısı eve ulaşınca, artık takvim yaprağı 1 Şubatı gösteriyordu.. Yani, 31 Ocak geride kalmıştı Ki doğum günümü de unutmuştum artık.. Bu yıl da böyle geçti diyerek.. Ancak kapıyı açtığımda, eşim Sultan, Oğlum Eşref ve eşi Peldacan, kapıda, pusu kurmuş misali bekliyor!. Büyüktimur ailesinin çekirdek kadrosu Tabi kedileri Şevko da Belli ki bir şeyler tertiplenmiş, yapılmış bir hazırlık var..
***
Salona giriş yapınca, anlaşıldı.. Gecenin yarısı, doğum günü etkinliği!.. Adet yerini bulsun diye, mumları üfleyip söndürdük, iyi ki doğdun mesaj ve öpücüklerini aldık!.. Duygulanmamak elde mi! Zaman noktasında, yeni yaşımızla yaşlandık diyelim..
***
GÜNÜN SÖZÜ
İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşyayla bir tutan her şey gayri insanidir.